ENSAR NUR | TR724, STRAZBURG
Türkiye yargısı, hukuksuzluklarına AİHM kararlarını keyfine göre seçerek kılıf bulmaya çalışıyor. Eylül 2023’te açıklanan Büyük Daire’nin ‘Yüksel Yalçınkaya’ kararını görmezden gelen Türk yargısı, İkinci Daire’nin henüz kesinleşmemiş 27 Ağustos 2024 tarihli ‘Şaban Yasak’ kararındaki tartışmalı noktaları bizzat Yüksel Yalçınkaya’yı yeniden mahkum etmek için kullandı.
Türk yargısı, her geçen gün ne kadar siyasallaştığını dünyaya ispat etmeye devam ediyor. Hukukun temel ilkeleriyle çelişen yüz binlerce karar verildiği AİHM ve BM kararlarıyla tescillenirken, insan hakları grupları da her gün Türkiye mahkemelerindeki hukuksuz yargılamaları raporlaştırıyor.
Ortaya çıkan son skandal, Türk yargısının halini gözler önüne sermek açısından en büyük örneklerden biri olarak kayıtlara geçti.
AİHM Büyük Dairesi’nin 26 Eylül 2023’te verdiği Yalçınkaya kararını bir yıldan fazladır görmezden gelen Türk yargısı, AİHM İkinci Dairesi’nin 27 Ağustos 2024’te verdiği kesinleşmemiş ‘Yasak’ kararın açıklanmasından 15 gün sonra kullandı.
Asıl skandal ise kararın Kayseri 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12 Eylül’de Yüksel Yalçınkaya’nın yeniden yargılanmasının yapıldığı davada kullanılması. Yüksel Yalçınkaya’yı Büyük Daire kararını görmezden gelerek yeniden mahkum eden mahkeme, kararını AİHM İkinci Dairesi’nin henüz kesinleşmemiş ‘Yasak’ kararına atıf yaparak meşrulaştırdı. Yüksel Yalçınkaya’nın yeniden yargılandığı bu davada, Ağır Ceza Mahkemesi, ismini yargıladığı Yüksel Yalçınkaya’dan alan pilot Büyük Daire kararına en ufak bir atıfta dahi bulunmadı.
Skandala tepki gösteren insan hakları hukukçusu ve avukat Hakan Kaplankaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, “Kişiye özel AİHM kararı varken, bunu uygulamak yasal zorunlulukken, henüz kesinleşmiş dahi olmayan başka bir AİHM kararına atıfla Sözleşme’nin 46. Maddesini hiçe saymak. Türk yargısı yine hukukta çığır açıyor.” ifadelerini kullandı.
Dr. Gökhan Güneş de kararın “hukukla izahı mümkün olmayan” “evlere şenlik” olduğunu belirterek, Türk yargısının bu kararının “tarihin kapkara sayfalarında yerini alacak, bu hukuksuz sürecin en önemli belgesi olacak ve ilerde kurulacak utanç müzelerinde sergilenecek” bir karar olduğunu söyleyerek karara tepki gösterdi. Güneş, “Kayseri Mahkemesi sanki AİHM Büyük Daire Yalçınkaya başvurusundaki ihlali kendi verdiği hukuksuz karar nedeniyle vermemiş ve yargılamasını yaptığı dosya Yalçınkaya değil de başka bir dosyaymış gibi AİHM’in Yalçınkaya kararındaki ihlal gerekçelerinden hiç bahsetmeden ve bu hususları karşılama gereği bile duymadan, daha kesinleşmemiş olan Yasak kararına dayanarak mahkumiyet kararı vermiştir.” ifadelerini kullandı.
4⃣✅İlk twitte alıntılanan makaleye konu AİHM 2. Dairesinin Yasak/Türkiye kararı! Evet yanlış okumadınız, Kayseri Mahkemesi sanki AİHM Büyük Daire Yalçınkaya başvurusundaki ihlali kendi verdiği hukuksuz karar nedeniyle vermemiş ve yargılamasını yaptığı dosya Yalçınkaya değil de… pic.twitter.com/dRHVPlfbzI
— Dr. Gökhan Güneş (@drgokhangunes) November 29, 2024
İnsan hakları hukukçusu Dr. Oktay Bahadır da paylaşımında “Bizzat yargılanan kişi hakkında AİHM Büyük Dairesince 3 ayrı maddeden verilmiş bir ihlal kararı varken, başka bir kişi hakkında Daire tarafından verilen ve somut olayla örtüşmeyen henüz “kesinleşmemiş” bir kararı dayanak göstermek hangi “aklın” ürünü acaba?” diye sordu.
Yalçınkaya kararı nedir?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’de ByLock kullandığı, sendikaya üye olduğu ve Bank Asya’ya para yatırdığı gerekçeleriyle terör örgütü üyeliğinden 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan KHK’lı öğretmen Yüksel Yalçınkaya’nın başvurusunu pilot dava olarak belirlemişti.
Strazburg Mahkemesi’nin 17 hakimli Büyük Dairesi, 26 Eylül 2023’te verdiği kararında yukarıda sayılan gerekçelerin hiçbirinin terör örgütü üyeliğine gerekçe yapılamayacağını belirtmiş, adil yargılanma hakkının (madde 6), kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin (madde 7) ve toplanma ve ifade özgürlüğünün (madde 11) ihlal edildiğine hükmetmişti.
AİHM ayrıca, buna benzer 8 bin başvurunun eline ulaştığını, potansiyel olarak da 100 bin başvuru gelebileceğini belirterek, Türkiye’den sistemik hukuksuzluğa çözüm üretmesini istemişti.
Türkiye kararı görmezden gelirken, AİHM binli gruplar halinde ByLock temelli mahkumiyet dosyalarını Türkiye’ye tebliğ etmeye başladı. Şu ana kadar 4 bin dosya iletilirken. Yakın zamanda toplu ihlal kararları gelmesi bekleniyor.
Yasak kararı nedir?
AİHM İkinci Dairesi, 27 Ağustos 2024 açıkladığı ‘Şaban Yasak’ kararında Yalçınkaya’da çizilen prensiplerden uzaklaşmış ve tartışmalı ve çokça eleştirilen bir karar vermişti. Objektifliğinden şüphe duyulan bazı Türk hukukçular tarafından hazırlanan kararda, Şaban Yasak’ın Bölge Talebe Mesulu olarak görev yapması ve bu süreçte müstear isim kullanması ve öğrencilerle ilgilenmesi gibi gerekçeler nedeniyle terör örgütü üyeliğinden ceza almasının ihlal olmadığı belirtilmişti. Yasak’ın 2011-2014 arasında Çorum’da Hizmet Hareketi içerisinde yaptığı görevlerin ileride terör örgütü üyeliği yargılamalarına gerekçe yapılacağını tahmin etmesi gerektiği belirtilmişti.
Kararda yer alan önyargılı ifadeler, incelenmeyen önemli noktalar ve yapılan olgusal hatalar İkinci Daire hakkında soru işaretlerinin artmasına neden olmuştu. Onlarca insan hakları hukukçusu, kararda yapılan hataları göstermek için raporlar ve analizler yayınladı. Kararın Büyük Daire’ye taşınıp taşınamayacağına önümüzdeki haftalarda AİHM’deki bir hakim komisyonu karar verecek.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***