Avrupa Konseyi’nin anayasal uzmanlık organı olan Venedik Komisyonu, Türkiye Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) yapısı ve üyelerinin seçim yöntemlerini değerlendiren kapsamlı bir raporu kabul etti.
Rapor, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi İzleme Komitesi’nin talebi üzerine hazırlanarak 6-7 Aralık 2024 tarihlerinde düzenlenen 141. Genel Kurul Oturumu’nda onaylandı.
İrlandalı üye Richard Barrett, Slovenyalı üye Nina Betetto, Portekizli üye António Gaspar ve İsviçreli üye Regina Kiener’in katkılarıyla hazırlanan rapor, HSK’nın mevcut yapısını, üyelerin seçilme usullerini, görev güvencelerini ve işlevsel dokunulmazlıklarını ele aldı.
Ayrıca, Kurul’un genel sistem içindeki rolü, büyüklüğü, temsil niteliği ve organlarının işleyişi de detaylı bir şekilde incelendi.
YARGI BAĞIMSIZLIĞINA DİKKAT ÇEKİLDİ
Raporda özellikle 2016 yılındaki darbe girişiminin ardından Türkiye’nin hükümet sisteminde yaşanan değişime ve bu değişikliğin yargı bağımsızlığı üzerindeki etkisine dikkat çekildi. Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişin, güçlü denetim ve denge mekanizmalarının önemini daha da artırdığı vurgulandı.
HSK’nın 2016 sonrası disiplin ve görevden alma yetkilerini yoğun bir şekilde kullandığı ifade edilerek, bu durumun yargı üzerindeki etkileri değerlendirildi.
YARGI KURULLARINDA MESLEKTAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ
Avrupa standartlarına göre, yargı kurullarındaki üyelerin en az yarısının meslektaşları tarafından seçilmesi gerektiği belirtiliyor. Bu yöntemin, yargının siyasi müdahalelerden korunmasını sağladığına dikkat çekildi.
Ancak Türk HSK’sında hakim ve savcıların doğrudan meslektaşları tarafından seçilmemesi, uluslararası standartlarla uyumsuz olarak değerlendirildi.
Ayrıca, yargı kurullarında tarafsız üyelerin varlığının konseyin dış meşruiyetini güçlendirdiği ve kurumsal çıkarların olumsuz etkilerini azaltabileceği ifade edildi.
TÜRKİYE’DE HSK ÜYELERİNİN ATANMASINA ELEŞTİRİ
Rapor, HSK üyelerinin atanma süreçlerini detaylı bir şekilde ele aldı. Mevcut sistemde HSK’nın sekiz üyesi hakim ve savcı olmasına rağmen, bu üyeler meslektaşları tarafından değil, yürütme organı veya parlamento tarafından seçiliyor.
Cumhurbaşkanına geniş bir takdir yetkisi tanındığı, bu süreçte belirli kriterlerin olmamasının bağımsızlık ilkesini zedeleyebileceği ifade edildi.
2017 Anayasa değişikliği ile başkanlık sistemine geçilmesi ve Cumhurbaşkanının yürütme yetkisini elinde bulundurması, parti siyasetiyle aktif bir şekilde ilgilenmesi, yürütme organının HSK üzerindeki etkisini artırdı.
Cumhurbaşkanının doğrudan veya dolaylı olarak HSK’nın 13 üyesinden 10’unu seçme gücüne sahip olduğu vurgulandı. Bu durum, yargı üzerinde güçlü bir siyasi etkiye neden olarak değerlendirildi.
Serbest Görüş:
GÜÇLER AYRILIĞI VE HUKUK DEVLETİ VURGUSU
Venedik Komisyonu, bağımsız bir yargı kurulunun, güçler ayrılığının temel taşı olduğunu ve hukuk devletinin merkezinde yer aldığını bir kez daha vurguladı. Yargı bağımsızlığının sağlanmasının, demokratik bir ülkede vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunması için bir ön koşul olduğu ifade edildi.
Rapor, Türkiye’de yargı bağımsızlığını güçlendirmek için reform çağrısında bulunurken, yargı kurullarında tarafsızlık ve meslektaş seçimi ilkelerine daha fazla önem verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***