RIHA – Türkiye’nin SİHA saldırısında gazeteci arkadaşı Cihan Bilgin’le birlikte yaşamını yitiren Nazım Daştan’ın fotoğraf makinesi, meslektaşı Doğan Cihan ellerinde hakikatleri kaydetmeye devam ediyor.
Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, Türkiye ve ona bağlı Suriye Millî Ordusu (SMO) Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırıları takip ettiği sırada, Türkiye ait bir SİHA’nın doğrudan hedef alınarak katledildi. 19 Aralık’ta Tişrîn Barajı ve Sirîn beldesi arasındaki yolda Cihan Bilgin’le birlikte katledilen Daştan’ın fotoğraf makinesi, meslektaşı Doğan Cihan’ın kadrajıyla gerçekleri kayıt altına almaya devam ediyor.
Reqa ve Tebqa’nın özgürleştirilmesi ile Efrîn, Grê Spî ve Serêkanîyê’nin işgal edilmesi gibi birçok tarihi anda, Nazım Daştan’ın elinden düşürmediği fotoğraf makinesini devralan meslektaşı Doğan Cihan, Türkiye ve desteklediği güçlerin saldırılarının sürdüğü bir dönemde Daştan’la birlikte Minbic ve Halep hattına gittiklerini söyledi. Cihan, “30 Kasım gece 11 civarında, bana ‘Hazır mısın?’ diye mesaj attı. ‘Hazırım’ dedim. O Minbic, ben Halep tarafına geçtim. Biz hazırlanırken nedense makinesini bana verdi. Benim Rojava’da ilk savaş muhabirliği tecrübemdi. Ama o tecrübeliydi. Hep bana ne yapmam gerektiğini söylüyordu. Gittikten sonra sürekli arayıp dikkat etmem gerektiğini tembihliyordu. Ve şuan makinesi ben de cephede ve kayıtta” diye konuştu.
Sürekli olarak gazetecilik üzerine tartışmalarda bulunduklarını Daştan’ın kendisine tecrübelerini aktardığını dile getiren Cihan, özellikle sıcak çatışmaların olduğu yerlerde bire bir aktarımlarda bulunmanın daha iyi olacağı konusunda hemfikir olduklarını kaydetti. Daştan’ın en son 3 Aralık’ta Tabqa’da gördüğünü belirten Cihan, “Tabqa’da akşam saat 4.30’da vedalaşarak ayrıldık. O Minbic, ben Halep-Dêr Hafir hattına gittim. Makinesi yıllardır Kobanê’de Reqa’da Minbic’te tarihi anlara tanıktı. Şimdi o makine bende ve cephe hattında yaşananları tarihe aktarmaya gayret ediyorum” ifadelerini kullandı.
MA / Ceylan Şahinli
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***