Narin Güran davasında tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması, başladı. Mütalaada organize hareket edip iştirak halinde Narin’i öldürdüğünü ifade edilen tanıklardan amca Salim Güran, esas hakkındaki savunmasını yaparak; “Medya bir aileyi yok etti. Beni yakalamasalar bu insan zaten itiraf edecekti” ifadelerini kullandı. Sanık avukatı Onur Akdağ, cinsel saldırı ihtimaline karşı ek adli rapor talebinde bulunarak; “Nevzat sürekli hikaye değiştiriyor. Bu durumu değerlendirirken olayda bir ihtimalden bahsetmek istiyoruz. Bakın, yalnızca bir ihtimal diyoruz. Adli tıp raporunda, bir cinsel saldırı olduğuna dair net bir bulgu olmadığı ifade ediliyor. Ancak bu, cinsel bir motivasyonun tamamen yok olduğu anlamına gelmez” dedi.
Diyarbakır’da dere yatağında, çuvalda üzeri taşlarla örtülü cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetinde duruşma ikinci gününde de devam ediyor. Dosya kapsamında tutuklu sanıklar bu sabah Diyarbakır Adliyesi’ne getirildi. Duruşma 09.20’de Amca Salim Güran’ın savunması ile başladı. Güran ailesi fertleri ilk bölümüne alınmadı, sonraki bölüme 15 kişi alındı.
Adliye çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı.
12 tutuklu sanığın olduğu davada anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran ile itirafçı Nevzat Bahtiyar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Dün neler oldu?Dün sabah 09.30’da başlayan duruşma gece saatlerine kadar devam etti. 23.00’e kadar süren duruşmada savcı mütaalasını okudu. Savcı mütalaasında, aile bireylerinin Narin Güran olayını saklamak ve gizlemek için organize bir şekilde hareket ettiğini ifade etti. Savcı, sanıkların iştirak halinde suç ortakları olduğuna dikkat çekti. Elde edilen veriler ve dosya kapsamındaki delillere bakıldığında sanıkların olay günü Arif Güran’ın evinde olduğunun belirlendiğini ifade eden savcı, Salim Güran, Yüksel Güran, Enes Güran ve Nevzat Bahtiyar hakkında iştirak halinde çocuğu öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Savcı, TCK’nın ilgili maddeleri gereği sanıkların cezalarında iyi hal indirimine gidilmemesini talep etti. Nevzat Bahtiyar; Mahkeme Başkanı’nın, savcının ve avukatların sorularına genellikle “Bilmiyorum ve hatırlamıyorum” yanıtlarını verirken baba Arif Güran ise savcının mütaalasına karşı söz hakkı alıp Salim’in kızına kesinlikle kötülük yapacağına inanmadığını, Narin’i Salim’in öldürmediğini söyledi. “Aile toplantısı” dosyaya girdiAile meclisi görüntüleri de dava dosyasına girdi. Tanık olarak ifade veren Erhan Güran, çoban Ahmet’in yalan söylediğini savundu, “Arkaya gittim, çobanla konuştum. Bana ‘İsa’yı ve bir kadını gördüm’ dedi. Çok dövmedim. Ben çobana vuranlara kızdım.” diye konuştu. |
Salim Güran’ın savunması
Gazeteci Emrullah Erdinç’in aktardığına göre duruşmada amca Salim Güran savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunma yaptı. Güran, savunmasında şunları söyledi:
“Her sabah olduğu gibi tarlaya gittim. Mehmet Selim ve oğlu Ramazan ile birlikte. Ardından Bağlar tarafındaki sağlık ocağına gittim. Hükümet Konağı’nın karşısında bulunan bankadan 4 bin lira para çektim ve çocuklara verdim. Daha sonra iki oğlumla çay ocağında oturdum. Ardından aynı istikametten köye döndüm. Petrolden benzin aldım ve eve geldim. Hava sıcaktı, klimanın önünde eşim ve iki oğlumla oturdum, yemek yedik ve dinlendim. Daha sonra yukarı tarlaya gittim, işlerime baktım. O sırada elektrikçiler geldi ve Mehmet Şerif’in arızasına bakmak için geldiklerini söylediler. Onların arabasıyla birlikte gittik.
Pamukların kurtlandığını gördüm. Elektrikçiler ücret konusunu söyledi, ben de amcamın oğlu ile konuşmalarını istedim. Ramazan aradı, tarla işleriyle uğraşıyordu, yanına gittim. Orada bir süre oturduk. Narin’in kaybolduğu saatlerde kızım beni arayıp durumu söyledi. Mehmet Selim gelmişti, onunla birlikte olay yerine gittik. Kalabalığı görünce herkesin ağladığını fark ettim.
“Sabah bu vahşiyi gördüm”
Komutanı aradım ve ‘Abimin kızı kayıp, ekip gönderin’ dedim. Ancak komutan izinde olduğunu söyledi. Bunun üzerine Sabri’ye söyledim, ‘Okulun kamerasına bakalım, jandarma gelecek’ dedim. Samet Hoca duydu. Sabri anahtarı getirdi, jandarmadan bir arkadaş geldi. Kamerayı inceledik, amcamın çocuklarının Narin ile yürüdüğünü ve patikadan yukarı çıktıklarını gördük. O bölgeye gittik, koyunların olduğu yere baktık, ama bir iz bulamadık. Gün doğmadan önce Barış kardeşimin evine gittik. Barış’ın eşi Yasemin bağırarak, ‘Sabahleyin bu vahşiyi gördüm!’ dedi. (Nevzat Bahtiyar’ı işaret ediyor.) Bunun üzerine, ‘Neden bundan şüphelenmiyorsunuz?’ dedim.
Nevzat eve geldi, araba meselesini konuştuk. Ona, ‘Senin aracı aldığın kişi cezaevine girmiş’ dedim. Nevzat, ‘Param yok’ dedi. Daha sonra cemaat toplandı, aramızda zararı hesapladık. Nevzat’ın parası olmadığı için, ‘Sen bizim evin sıvasını yaparsın’ dedik. Sonrasında Nevzat bu işi üstlendi ve 200 bin liraya sıva işini para biçti. Ancak bu olaydan sonra Nevzat ile 3 ay boyunca konuşmadık. Normalde tarlada beni gördüğünde yanıma gelir, otururdu. Ama 3 ay boyunca yanıma hiç gelmedi.
Narin kaybolduktan sonra, jandarma ile konuştuk. Bana, ‘Dara’daki 2 kameraya bakalım’ dediler. Komutan, ‘Kaç tane yol var?’ diye sordu. Bazı yollara beni götürdüler, bazılarına ise götürmediler. Daha sonra JASAT ekibi geldi ve, ‘Bütün kameraları inceleyeceğiz’ dedi. Ancak şimdi kolluk kuvvetleri aileyi suçluyor, ama kendi eksiklerinden bahsetmiyorlar. İfade almışlar ama Narin’in patikada kaybolduğu saatlerde neden kameraları incelemiyorlar? Bir şey bulamayınca aileyi suçlamaya başladılar.
Muhtar köyde kaç kuyu olduğunu sormuş
Sonrasında beni merkeze götürdüler. Muhtar dedi ki, ‘Köyde kaç tane kuyu var?’ Bana sordular, ‘Bilmiyorum’ dedim. Köydeki kuyulara birlikte baktık. En son, ‘Mehmet Kaya’nın evinin arkasında bir kuyu var’ dediler, oraya baktık. Gelelim terlik meselesine: Komutan o sırada, ‘Bir şeyler var’ dedi. ‘Narin’in terliği bulunmuş’ dedi. Vallahi en son bilen kişi benim. Köye geldik, Melike ile Birsen okulun yanındayken, “Kamerayı açsınlar! “17.30,” diye söyledi. O sırada jandarmanın benden şüphelendiği belliydi. Devlet geldi artık köye. Sonra baktık jandarma orada. Bir hoca, Muhammet ile konuşuyordu. Hocaya dedim ki ‘Dede, Narin’in yerini bize göster’ dedim. Ne demek istediğini anlamadı. Bende ‘Narin’in yerini göster’ dedim. ‘Dede, burayı aydınlat’ dediler. Şok oldum. ‘Narin makarna yiyor’ dedi. Yanında yaşlı bir dede varmış. ‘Ne yapıyor Narin?’ diye sordum. ‘Telefonla internette’ dedi. Bir an umutlandım. Daha sonra Muhammet’i petrole bıraktım.”
Amca medyayı suçladı
“Medya bir aileyi yok etti” ifadelerini kullanan Güran, “Bir medya bu kadar kötü olamaz. Beni neden yakaladılar. Beni yakalamasalar bu insan zaten itiraf edecekti” dedi.
Kolluk kuvvetleri hakkında soruşturma açılmasını istedi
Kolluk kuvvetleri hakkında soruşturma açılmasını isteyen Güran, “Cumhurbaşkanına bütün parti başkanlıklarına sesleniyorum. Kolluk kuvvetlerine geniş çaplı soruşturma açsınlar. Ailemizden ne istiyorlar? Bu kötülük niye? Biz vatan haini miyiz?” diyerek tepki gösterdi.
Suçlamaları kabul etmediğini, kendisine ve ailesinin iftiraya maruz kaldığını dile getiren Güran, “Bizi yok etmeye çalışıyorlar. Herkes şov peşinde. Canımız gitti. Daha mezarına gitmedim. Herkesten rica ediyorum. Şov yapmayın, namusumuzla oynamayın. Yeğenimin ölümüyle yargılanıyorum. Benim ölümümdür. Kendinizi bizim yerimize koyun. Ailem hepsi perişan. Sosyal medya lütfen artık yeter. Beratımı istiyorum” dedi.
Avukat Akdağ: Nevzat’ın yalanlarından bıktık
Salim Güran’ın savunmasından sonra kürsüye sanığın avukatı Onur Akdağ geldi. Avukat Onur Akdağ, itirafçı Nevzat Bahtiyar’ı ederek “Yalanlarından bıktık” dedi ve şöyle devam etti:
“Odun gibi duran Nevzat dün tepki verdi. Bir yalan ortaya çıkaran kişinin diğer söylediklerine de itibar edilmez. Nevzat bambaşka biri. Altı yalan beyanı nasıl akla, mantığa, hukuka ve vicdana sığdırabilir? Her gelişmede ve her ortaya çıkan delil durumunda Nevzat ifadesini değiştiriyor. Biz de maalesef buna seyirci kalıyoruz. Nevzat’ın artık bu hızlı ifade değiştirme huyuna bir son verilmesini istiyoruz. Biri çıkıp şu adama, ‘Yeter artık, sus! Yalanlarından bıktık!’ demeyecek mi? Sayın Başkan, bir kişi nerede kayboluyorsa aramalara o noktaya en yakın yerden başlamak gerekir. Olağan şüphelinin kim olduğunu hepimiz görüyoruz.
Avukat Akdağ, ek adli rapor talep etti
Sayın Başkan, Nevzat sürekli hikaye değiştiriyor. Bu durumu değerlendirirken olayda bir ihtimalden bahsetmek istiyoruz. Bakın, yalnızca bir ihtimal diyoruz. Adli tıp raporunda, bir cinsel saldırı olduğuna dair net bir bulgu olmadığı ifade ediliyor. Ancak bu, cinsel bir motivasyonun tamamen yok olduğu anlamına gelmez. Nevzat’ın karanlık zihniyetini kimse tam olarak anlayamaz. Hem intikam almak hem de dürtülerini tatmin etmek için bu cinayeti işlemiş olabileceğini düşünüyoruz. Sonraki davranışları da ne yazık ki bu ihtimali destekliyor. Adli tıp raporunda, Narin’in vücudunda cinsel bir saldırıya ilişkin doğrudan bir bulguya rastlanmadığı belirtiliyor. Ancak pedofili eğilimlerini anlamak için yapılan çalışmalardan da faydalanmak gerekir. Bu bağlamda, yabancı bir makaleden alınan bir bölümü mahkemenin dikkatine sunmak istiyoruz. Bu makalede, pedofilinin genellikle prepubertal çocuklara (13 yaş altı) yönelik cinsel fanteziler ve dürtüler geliştirdiği belirtiliyor. Pedofiller, bu dürtüler nedeniyle ciddi içsel çatışmalar yaşar ve genellikle toplumda izolasyon, yalnızlık, düşük özgüven ve duygusal olgunlaşmamışlık gibi sorunlarla karşı karşıya kalır. Bu bilgiler, Nevzat’ın zihniyetini ve davranışlarını anlamamıza ışık tutabilir. Ayrıca, Narin’e ait siyah renkli bir tişörtten ve araçtan alınan DNA örneklerinin karşılaştırılmasıyla ilgili raporlarda bazı eksiklikler bulunmaktadır. Van Kriminal Laboratuvarı tarafından yapılan analizlere göre, 47 KM 388 plakalı aracın sol ön koltuğundan alınan sürüntü örneklerinde Narin’e ait DNA bulgularına rastlandığı belirtiliyor. Ancak, bu DNA örneğinin niteliği konusunda net bir açıklama yapılmamıştır. Bu örneklerin ter, idrar, kan, tükürük veya ölüme bağlı sıvılar olup olmadığı açıkça belirtilmelidir. Bu nedenle, mevcut bulguların daha detaylı bir şekilde incelenmesi ve ek bir rapor hazırlanması için talepte bulunuyoruz. Mahkemeden, bu cinayetin aydınlatılmasına yardımcı olacak tüm eksik noktaların tamamlanmasını talep ediyoruz.”
“Sahte paylaşım, Nevzat ya da ailesi tarafından yapılmıştır”
Akdağ, baz raporlarının da Nevzat’ı işaret ettiğini ve dava sürecinin şaibeli ilerlediğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
“Nevzat’ın ifadelerinin aksine, Salim’in Narin’in cansız bedenini araca koymadığı baz raporları ve kamera kayıtlarıyla açıkça ortaya konmuştur. Bu arada, battaniye konusu ilk kez sosyal medya üzerinden paylaşılmıştır. Örneğin, Murat Çınar Çatalcı’ya ait bir hesap tarafından Salim Güran hakkında asılsız iddialar ortaya atılmıştır. Hem de arabalarla ilgili kayıtlar bulunmaktadır, deniliyor. Bir diğer dikkat çekici detay ise muhtarın, Narin’in erkek kardeşi Enes ile görüşmesi ve olayın hemen ardından Narin’in boğulma iddiasını gündeme getirmesidir. Telefon kayıtlarına ve kamera görüntülerine göre, Narin ya baygın ya da boğulmuş bir şekilde ön koltukta koyu kahverengi bir battaniyeye sarılı olarak yatmaktadır. Bu noktada çok ilginç bir durum söz konusudur. Daha ortada hiçbir şey yokken, Enes, Salim, Yüksel ve battaniyeden bahsedilmektedir. Bu iddiaların tam da Salim’in tutuklandığı güne denk getirilmesi oldukça düşündürücüdür. Bu sosyal medya mesajlarını kim atıyor? Nevzat ya da ailesi değil mi? Bütün bu çelişkiler, dava sürecinin ne kadar şaibeli bir şekilde yürütüldüğünü göstermektedir.”
Avukat Nevzat Bahtiyar’ın internet kullanımına dikkat çekti
Nevzat Bahtiyar’ın internet kullanımının cinayetten sonra “rekor” seviyeler ulaştığını belirten avukat Akdağ, verileri de mahkeme salonunda paylaşarak şöyle konuştu:
“Cinayetten sonra ilerleyen saatlerde Nevzat’ın internet kullanımı rekor seviyelere ulaşıyor. Dün ise Salim’in 15:00 ile 15:40 arasındaki internet kullanımı, diğer saatlere göre çok az olduğu iddia edilerek eleştirildi. Ancak gerçek bambaşka. Biz burada yalnızca Salim’in internet geçmişinden değil, Salim ve Nevzat’ın internet kullanımının karşılaştırılmasından da bahsediyoruz. Dün yalnızca Salim’in internet kullanımına odaklanılarak bir resim çizilmeye çalışıldı. Şimdi verileri birlikte inceleyelim:
Salim’in internet kullanımı:
•15:14’ten 15:45’e kadar yoğun bir internet kullanımı görülüyor.
•15:25:08’de Salim’in rekor düzeyde bir internet kullanımı kaydediliyor.
•15:26’da yine ciddi bir internet kullanımı var.
•15:27:43’te aşırı yoğun bir kullanım tespit ediliyor.
•15:28:54’ten 15:33:43’e kadar tekrar yoğun bir internet kullanımı mevcut.
•15:33:43’te veri akışı devam ediyor.
•15:36 ve 15:41 arasında da Salim’in interneti yoğun bir şekilde kullandığı kaydediliyor.
Nevzat’ın internet kullanımı:
•15:10:24’te internet kullanımı başlıyor. Ancak bu noktadan itibaren 15:15:30’a kadar internet kullanımı neredeyse yok. Arka plandaki uygulamalar bile kapanmış görünüyor. Çünkü cinayeti işliyor.
•15:15 ile 15:20 arasında az da olsa veri akışı mevcut, ancak kayda değer bir kullanım değil.
•15:26:09’da internet kullanımı neredeyse tamamen duruyor ve 16:01’e kadar herhangi bir yoğun veri akışı gözlemlenmiyor. Çünkü Narini dereye koyuyor.
•16:01’de kısa süreli bir yoğunluk yaşanıyor, ardından internet kullanımı tekrar kesiliyor.
•Nevzat, 17:06 ile 17:49 arasında ise rekor düzeyde, adeta uçak hızında bir internet kullanımı sergiliyor. Şimdi, Nevzat’ın 17:06 ile 17:49 arasındaki yoğun internet kullanımı, olayın ardından gerçekleşen bazı kritik adımları saklamak ya da bilgi edinmek amacıyla yapılmış olabilir mi? Sonuç olarak, Salim ve Nevzat’ın internet kullanımları arasında ciddi farklar bulunuyor. Bu veriler, olayın aydınlatılması açısından büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla, yalnızca Salim’in internet verileri üzerinden bir değerlendirme yapmak, gerçeği yansıtmayan bir yaklaşımdır.”