İsrail askerleri tarafından Batı Şeria’da vurularak öldürülen Türk asıllı Amerikalı aktivist Ayşenur Ezgi Eygi’nin ailesi, Washington’da Kongre üyeleriyle görüştü.
Görüşme sonrası Kongre binası dışında basın açıklaması yapan aile ve bazı Kongre üyeleri, bağımsız ceza soruşturması taleplerini yineledi, Biden yönetiminin eylemsizliğini eleştirdi.
Basın açıklamasında, Ayşenur’un eşi Hamid Ali ve ablası Özden Bennett’ın yanısıra, Temsilciler Meclisi’nin Demokrat Partili üyeleri Delia Ramirez, Pramila Jayapal, Rashida Tlaib ve Summer Lee söz aldı.
“ABD Dışişleri Bakanlığı güvence vermiyor”
Eygi’nin hayatını geçirdiği Seattle’ı da kapsayan Washington eyaletinin temsilcilerinden Pramila Jayapal, 6 Eylül’de yaşanan cinayetin üzerinden 100 gün geçmesine zaman hiçbir hesap sorulmamasından duyduğu öfkeyi dile getirdi.
Jayapal, “Bu davada hiçbir hareketin olmaması, Dışişleri Bakanlığı’nın, kendi ABD vatandaşlarımızın refahı ve güvenliği ile ilgilenmemesi beni kesinlikle dehşete düşürüyor. Dışişleri Bakanlığı’ndan duyduğum hiçbir şey, bir ABD vatandaşının İsrail ordusu tarafından öldürülmesinin hak ettiği aciliyetle ele alındığına dair bana herhangi bir güvence vermiyor” dedi.
“Daha önce Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkiliyle görüştüğümde bana bunun korkunç bir vaka olduğunu ve bağımsız bir soruşturma yapılmasını sağlamamız gerektiğini söylemişti. Bu gerçekleşmedi” diye konuşan Jayapal, bunun üzerine Temsilci Delia Ramirez’in talebiyle düzenlenen gizli brifingde de hiçbir sonuç çıkmadığını söyledi.
Jayapal, “Hükümetimiz, İsrail hükümetinin ve ordusunun cezasız, denetimsiz ve kendi çıkarlarımıza, Filistin halkına, kendi ABD vatandaşlarımıza ve insancıl hukuka aykırı hareket etmesini engellemek için adımlar atmalı” dedi.
Delia Ramirez de Ayşenur ve İsrail askeri operasyonlarında öldürülen tüm Amerikan vatandaşları için ABD öncülüğünde bağımsız bir soruşturma başlatılmasının zamanı geldiğini yineledi; “Olağanüstü bir şey talep etmiyoruz. Temel bir hesap verebilirlik istiyoruz” diye konuştu.
“Biden’ın sözü yalandan ibaret”
Filistin asıllı Amerikalı Kongre üyesi Rashida Tlaib de “Amerikalılar yurtdışında öldürüldüğünde, hükümetimizin soruşturma açması standart bir prosedür. Ancak öldürülenler İsrail üniformalı olunca tam bir sessizlik ve eylemsizlik hâkim oluyor” dedi.
Tlaib, ABD Başkanı Joe Biden’ın “Bir Amerikalı’ya zarar verirseniz karşılık veririz” açıklamasının, söz konusu İsrail olduğunda yalandan ibaret olduğunu söyledi.
Pennsylvanialı temsilci Summer Lee de “ABD geçmişte daha güçlü adımlar atmış olsaydı, belki de bugün burada duruyor olmayacaktık. ABD’nin bu vahşet eylemlerindeki suç ortaklığına son vermeli ve bu cinayetlerin faillerini sorumlu tutmalıyız” ifadelerini kullandı.
“Bu haksız cinayeti ailemize talihsiz bir kaza gibi göstermek bir karşılık değil”
Pazartesi günü ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve yetkililerle görüşen aile üyelerinden Ayşenur’un eşi Hamid Ali ve ablası Özden Bennett da ABD yönetimine çağrılarını sürdürdü.
Kardeşini yanında hissettiğini ve ölümünün yarattığı trajedinin bir eylem çağrısına dönüştürülmesini istediğini söyleyen Bennett, “Bu nedenle, ilk günden beri olduğu gibi, Başkan Biden, Başkan Yardımcısı Harris, Dışişleri Bakanı Blinken ve Adalet Bakanlığı’ndan kız kardeşimin öldürülmesine ilişkin kendi bağımsız cezai soruşturmasını yürütmesini istemeye devam edeceğiz” dedi.
Kongre üyesi Tlaib gibi Biden’ın “Bir Amerikalı’ya zarar verirseniz karşılık veririz” sözlerini hatırlatan Hamid Ali de “Bugün burada sadece şunu sormak için bulunuyoruz: Ayşenur için karşılık nerede? Son 100 gündür öngörülebilir bir son tarihi olmayan İsrail soruşturmasının ayrıntılarını beklemek, karşılık vermek değil. Bu haksız cinayeti kederli ailemize sürekli olarak talihsiz bir kaza gibi göstermek bir karşılık değil. Öldürülmesinden bu yana geçen üç ay içinde cevaplar için İsrail hükümetine baskı yapmamak karşılık vermek değil” ifadelerini kullandı.
Ayşenur Ezgi Eygi, İsrail’in Gazze’deki savaşı sürerken 6 Eylül’de Batı Şeria’da yerleşimlerin genişletilmesine karşı düzenlenen protesto gösterisinde öldürülmüştü.
İsrail, askerlerinin Eygi’yi vurduğunu kabul etmiş ancak bunun “şiddete dönüşen bir gösteri sırasında kasıtsız bir eylem olduğunu” savunmuştu.
Türkiye de cenazesi ülkesine gönderildikten sonra Didim’de toprağa verilen Eygi’nin öldürülmesiyle ilgili 11 Eylül’de soruşturma başlatmıştı.