ANKARA – HDK Emek Meclisi Üyesi Yılmaz Demirci, asgari ücretin en az 35 bin TL olması gerektiğini belirterek, “Hükümetin yüzde 25 zam teklifinin zulüm olduğunu belirtmek gerekir” dedi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025 yılı asgari ücretini belirlemek için ilk toplantısını 10 Aralık’ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ikincisini de dün yine bakanlığın ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Ancak her 2 toplantıda bir sonuç çıkmadı.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Emek Meclisi Üyesi Yılmaz Demirci, devam eden asgari ücret tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, ülkenin ciddi bir ekonomik krizden geçtiğini ve toplumsal kesimlerin büyük çoğunluğunun yaşanan ekonomik krizden kaynaklı yaşamlarını sürdüremez hale geldiğini kaydetti.
‘TL’NİN DEĞERİ PULA DÖNÜŞTÜ’
Demirci, Türk lirasında yaşanan değer kaybına işaret ederek, “Türk lirasının döviz karşısında değer kaybederek adeta pula dönüşmesi açıkça görülüyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre bile mevcut enflasyonun yüzde 47’yi geçtiğini görüyoruz. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve diğer kuruluşların enflasyonla ilgili tespitlerine baktığımızda ise gerçek enflasyon oranının yüzde 88,76 olduğu görülüyor. Böylesine yoğun bir ekonomik kriz ve enflasyonist bir ortamda asgari ücret belirlenmeye çalışılıyor” dedi.
‘ASGARİ ÜCRETLE GEÇİM İMKÂNSIZ’
Mevcut asgari ücretin (17 bin 2 lira) bireyler ve aileler bazında nereye tekabül ettiğine bakılması gerektiğine vurgu yapan Demirci, “Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), (DİSK ve Türk Metal İşçileri Sendikası (Türk Metal-İş) gibi kuruluşların verilerine göre, bugün açlık sınırı 20 bin 680 lira. Yani açlık sınırı asgari ücretten yaklaşık 3 bin lira daha yüksek. Dört kişilik bir ailenin temel ihtiyaçlarını (elektrik, ısınma, ulaşım, gıda gibi) karşılayabilmesi için ise gereken tutar ise 72 bin lira. Bu da yoksulluk sınırı olarak tanımlanıyor. Türkiye’de bekar bir kişinin yaşam maliyeti ise 25 bin lira civarındadır. Bu durum, asgari ücretle geçinmenin mümkün olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Hele ki bir ailenin barınma sorunu varsa bu imkansız hale geliyor. İstanbul, Ankara ve İzmir’de ortalama kiralar 16 bin ile 23 bin lira arasında değişiyor. Böyle bir ortamda asgari ücretle geçim sağlanmasının mümkün olmadığını net bir şekilde görebiliyoruz” diye belirtti.
‘ASGARİ ÜCRET KOMİSYONU İŞÇİYİ TEMSİL ETMİYOR’
Demirci, ülkede yaklaşık 32 milyon civarında aktif çalışan nüfusun olduğunu ve bu çalışanların yaklaşık yüzde 50’sinin asgari ücretle geçimini sağlamaya çalıştığını kaydederek, “Asgari ücretin biraz üzerinde veya altında gelir elde edenler de eklendiğinde; çalışan nüfusun yüzde 60’ı asgari ücret seviyesinde veya altında bir gelirle yaşamaya çalışıyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu ise 15 kişiden oluşuyor. Bunlardan; 5 üye hükümet temsilcisi, 5 üye işveren temsilcisi ve 5 üye de TÜRK-İŞ’in temsilcilerinden oluşuyor. Ancak, işveren temsilcileri ile hükümet temsilcileri arasında genellikle bir görüş birliği olduğu göz önüne alındığında; işçilerin lehine bir pazarlık yapılması pek mümkün olmuyor. TÜRK-İŞ’in de ekonomik krize karşı güçlü bir duruş sergilemediği yıllardır görülüyor” diye konuştu.
‘İNSAN ONURUNA YARAŞIR BİR YAŞAM İÇİN EN AZ 35 BİN’
Asgari ücretin belirlenmesi yönteminin tamamen sorunlu olduğuna vurgu yapan Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milyonlarca işçiyi ilgilendiren bir rakamın belirlenmesi sürecinde tüm işçileri ve emekçileri temsil eden bir yapı oluşturulmalıdır. Tüm konfederasyonların, kamu, işçi ve işsizler kesiminin de katılımıyla, ortak bir mutabakatla asgari ücret belirlenmelidir. Eğer uzlaşma sağlanamazsa, anayasal bir hak olan grev hakkı kullanılabilmelidir. Ancak mevcut tespit komisyonunda bu mümkün değil. 15 kişilik komisyon, en az 10 kişiyle toplanıyor ve oy eşitliği durumunda komisyon başkanının taraf seçimiyle karar alınıyor. Bu durum, işçi ve emekçilerin gerçek durumlarını göz ardı eden bir yapı yaratıyor. Ekonomik kriz ve yoksulluk bu denli derinleşmişken, hükümetin yüzde 25 zam teklifinin zulüm olduğunu belirtmek gerekir. İnsan onuruna yakışır bir yaşam için asgari ücretin en az 35 bin lira olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu duruma karşı; bu adaletsiz rakamları ve yöntemleri kabul etmeyin. Demokratik haklarınızı kullanarak, sendikalarda örgütlenin ve grev hakkınızı talep edin. Ancak bu şekilde insan onuruna yaraşır bir yaşam için mücadele edebiliriz.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***