HASAN CÜCÜK | HABER ANALİZ
Fatih Terim sürpriz sayılacak bir kararla Suudi Arabistan Pro Ligi takımlarından Al-Shabab’ın başına geçti. Tecrübeli teknik adam, Panathinaikos’tan sonra Al-Shabab’la yeni bir maceraya açılmış oldu. 1987’de Ankaragücü ile teknik adamlık kariyerine başlayan Terim, Göztepe’yi de çalıştırdıktan sonra 1990 yılında kariyerinin şekilleneceği A Milli Takım yardımcı antrenörlüğe başladı. Terim’in kariyeri Milli Takım – Galatasaray arasında mekik dokumakla geçti. Son yıllarda ne Milli Takım ne de Galatasaray’dan beklediği telefon gelmediği için yurt dışına açılmak zorunda kaldı. Yurt dışı bir tercih değil onun için zorunluluk oldu.
Fatih Terim futbol hayatı zıtlıkları beraberinde taşıyor. Adana Demirspor’da başlayan yeşil sahalardaki serüveni 1974 yılında Galatasaray’a gelmesiyle yeni evreye geçti. Türkiye’nin önemli liberolarından biri olan Terim, hem sarı-kırmızıların hem de A Milli Takım’ın değişmezi oldu. Kaptanlığını yaptığı ve kulübün en popüler ismi olduğu Galatasaray’da geçen 11 yıllık serüveninde şampiyonluk nasip olmadı.
Fatih Terim, 1985 yılında yeşil sahalardan emekli oldu. Kadere bak ki, Terim’in futbola vedasını takip eden sezon Galatasaray Alman futbol efsanesi Jupp Derwall yönetiminde şampiyon oldu. 13 yıllık hasret biterken, Terim bu sevinci tribünlerden yaşadı.
Fatih Terim, Adanademirspor’da oynarken görülüyor… Ayaktakilerden soldan üçüncü…
Terim’in teknik adamlıkta kırılma noktası 1990’da A Milli Takım’da Sepp Piontek’in yardımcılığına başlaması oldu. Türk futbolunda reform niteliğinde kararlara imza atan dönemin Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Şenes Erzik, Danimarka’yı Avrupa futbolunda söz sahibi yapan Sepp Piontek’e milli takımı teslim ederken, yardımcılarının yerli olması şartını getirmişti. Piontek, Terim’le kurduğu yakın ilişki ve kimya uyuşmasıyla tecrübe aktarımı yaptı. Piontek’in sözleşmesinin bitmesiyle Fatih Terim, yardımcılıktan Ekim 1993’te A Milli Takım’ın patronluğuna terfi etti.
Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmek lazım. Fatih Terim, Türk futbolunda silinmez başarılara imza attı. Türkiye ilk kez Terim döneminde Avrupa şampiyonası biletini aldı. Yine şampiyona tarihindeki en iyi derecesini EURO 2008’te yarı finalle Terim yönetiminde aldı. Keza Galatasaray, 1996-2000 arasında 4 yıl üst üste Terim’le şampiyonluk kupasını kaldırdı. Bir Türk kulübünün Avrupa arenasındaki ilk ve tek başarısı Terim’le geldi. 2000 UEFA Kupası finalinde Arsenal’i penaltılarla geçip, kupayı Galatasaray müzesine taşıdı. 4’er kez Galatasaray ve A Milli Takım’ı çalıştırdı. Galatasaray’la 8 lig şampiyonluğu, 3 Türkiye Kupası ve 5 Süper Kupa başarısına imza attı.
Fatih Terim, Milli Takım’da Sepp Piontek’in yardımcılığını yapmıştı.
Bir de madalyonun diğer yüzü var.
Fatih Terim, basınla kurduğu ağlar sayesinde uzun yıllardır dokunulmaz figür oldu. Özellikle Galatasaray’daki ikinci döneminde kulübü iflasın eşiğine getirdi. 37 başarısız transfere imza attı. Başarıları transferdeki isabetsizliklerin üzerini örttü. Tabi basınla iyi ilişkisi de. Yine EURO 2016’da çıkan pirim kavgasını ateşleyen isim olmasına karşılık, medya oyuncuların üzerinde tepindi.
Terim bir teknik adamdan ziyade Türk futbolunu yöneten isim olmak istedi. Kulüpte daima tek adam oldu. Yardımcıları hep gölgede kaldı. Haziran 2021’de Burak Elmas’ın başkan seçilmesini sağlayan isimdi. Elmas’la birlikte Galatasaray’ı yönetmek istedi. Teknik adamlık gömleğinin dar geldiğini gören Terim’in Burak Elmas’la planına ulaşma düşüncesi hüsran oldu. Elmas’ın başkanlığı sadece bir yıl sürerken, Terim Ocak 2022’de Galatasaray’a veda etti. 20 maç sonunda toplanan 27 puanla 12. sıraya demir atan bir takım bıraktı.
Fatih Terim’in Türk futboluna yeni isimler kazandırdığını söylemek biraz zor. Sönmeye yüz tutmuş bir ismi yeniden eski günlerine döndüremedi. Tam tersi büyük umut ve beklentilerle gelen isimler sönüp gitti. Terim’in kariyerinde Sepp Piontek önemli rol oynadı. Terim’i adeta bir çırak gibi yetiştirdi. Ne yazık ki Terim bu konuda adeta sıfır çekti. Yardımcılığını yapan isimlerden sadece Selçuk İnan teknik adamlık kariyerine devam etti.
Terim, 2000’de gelen UEFA Kupası zaferi sonrası rotasını yurt dışına çevirip İtalya yolunu tutmuştu. Fiorentina ile başlayan serüveni bir yılını doldurmadan bitti. Oynattığı futbol ve İtalya Kupası’nda takımı finale taşıması başarı hanesine yazıldı. Temmuz 2001’de Milan’a imzası Türk futbol tarihinin yeni bir kilometre taşı olmuştu. Terim, adeta İtalya’yı fetheden isim olarak lanse edildi. Ancak Milan macerası sadece 13 maç sürdü. Rüya kısa sürede kabusla bitti. Milan macerası, Terim’in yurt dışı hevesinin kötü bir finali oldu.
Terim’in gönlünde yatan aslan hep Galatasaray ve A Milli Takım oldu. Türkiye’de başka bir kulüp çalıştırmayı düşünmedi. Gelen tekliflere kapıyı kapattı. Ocak 2022’de Galatasaray’a veda ederken, hedefi kısa sürede dönmekti. Türk futbolunun en başarılı teknik adamı olarak kötü finali hak etmediğine inanıyordu. Alex Fergusonvari bir veda istiyordu.
Okan Buruk’un sıra dışı başarısı Terim’in Galatasaray umutlarını bitirdi. Yine TFF’nin yabancı teknik adam tercihi Terim’i mecburen yurt dışı tekliflerine yöneltti. Panathinaikos denemesi beklediği gibi bitmedi. Şimdi şansını Al-Shabab’da deneyecek.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***