Serbest Görüş Haber Merkezi
Diyarbakır’da kaybolduktan sonra cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran‘ın öldürülmesiyle ilgili davanın ikinci duruşması bugün görülüyor. Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan amca Salim Güran, anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran ile cesedi taşıdığı tespit edilen komşu Nevzat Bahtiyar, yeniden hakim karşısına çıkıyor. Duruşmada, sanık avukatlarının celse arasındaki talepleri doğrultusunda 1’i tutuklu 3 kişi tanık sıfatıyla dinleniyor. Mahkeme heyetinin, duruşma sonunda kararını açıklaması bekleniyor.
NE OLMUŞTU? | İlk duruşmada neler yaşandı? Kim hangi ifadeyi verdi?
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan Narin Güran cinayetiyle ilgili davanın ikinci duruşması başladı. Soruşturma kapsamında, 12 tutuklu sanıktan 4’ü hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, aracında Narin’e ait DNA ve kıl örneği bulunan amca Salim Güran, anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar’ın HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre, olay anında aynı evde olduğunun tespit edildiği belirtilerek, “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. 7 Kasım’da başlayan dava sürecinde mahkeme, 10 Kasım’da ara kararını açıklamış ve 4 tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetmişti.
Geniş güvenlik önlemleri alındı, sanıklar getirildi
Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülecek duruşma için, Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar, Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak adliyeye getirildi.
Karar çıkması beklenen duruşma öncesi, mahkeme salonu ve adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. Adliyeye girişlerde, gelenler, çanta ve benzeri eşyaları kontrol edilip, üst aramalarının ardından içeri alındı. Ambulans ekiplerinin de hazırda bekletildiği adliye çevresinde trafik polisleri araçların geçişini kontrol ederken, motosikletli Yunus timleri de devriye görevi yürüttü.
1’i tutuklu 3 tanık dinlenecek
Bugün görülecek ikinci duruşma için alınan ek kararda, sanık avukatlarının celse arasındaki talepleri doğrultusunda 1’i tutuklu 3 kişinin tanık sıfatıyla dinlenilmesine karar verildi. Mahkeme, amca Erhan Güran ve çoban Ahmet Akgün‘ün (33) duruşmaya zorla getirilmesi, amca Salim Güran’ın işçisi tutuklu 15 yaşındaki Ramazan Atasoy‘un ise cezaevinden celbi için karar verdi. Mahkeme dosyasına giren görüntülerde, amca Erhan Güran ile evinde yapılan toplantıda sorular sorup, daha sonra gönderdikleri çoban Ahmet Akgün’ün görüntüleri ortaya çıkmıştı. Amca Salim Güran’ın işçisi Ramazan Atasoy ise ilk duruşmada “Tanıklık yapmak istemiyorum” deyince, salondan çıkarılmıştı.
Mahkeme başkanından uyarı
Gazeteciler Emrullah Erdinç ve Rojda Altıntaş’ın aktardığına göre; mahkeme başkanı, duruşma başlamadan önce bir uyarı konuşması yaptı. “Geçen celse gayet saygılı bir duruşma oldu. Video ve fotoğraf kaydı yapmıyoruz. Polis ve jandarma, çekim yapılırsa müdahale edecek” diyen mahkeme başkanı, şöyle devam etti:
“Bu duruşma 3 tanığı dinledikten sonra avukatlarımızın konuşacağı bir duruşma olacak, belki saatlerce avukatlarımızı dinleyeceğiz. Avukatlar konuşunca ‘of pof’ gibi hareketler olursa salondan atarım. Sanıkların aileleri, sizlerden de bir tepki beklemiyorum. Geçen celse yaşananlar tekrar yaşanmasın. Oturup seyirci gibi dinleyin, sizi de aksi durumda topyekûn çıkarırım. En son yapmak istediğim şeyler bunlar ama iyi niyetim suistimal edilmesin.”
Salim Güran’ın çalışanı Ramazan Atasoy ifade verdi
Duruşma, tanıkların dinlenmesiyle başladı. İlk tanık, Salim Güran’ın çalışanı olan 15 yaşındaki Ramazan Atasoy, SEGBİS sistemi ile duruşmaya katıldı. Mahkeme başkanı, pedagojik uzman eşliğinde ifade verecek olan Ramazan Atasouy’a haklarını okudu. Mahkeme başkanı, Ramazan Atasoy’un yeminsiz olarak dinleneceğini söyledi.
Ramazan Atasoy, şunları söyledi:
“Tavşantepe’ye bir kere gittim. Babam ve Salim Güran ile gittim. Salim Güran ile tarlada buluştuk. İlk olay günü, saat sabah 8-9 civarıydı. Salim, yaklaşık bir saat yanımızda kaldı, sonra gitti. Babam da işçileri almaya gitti. Saat 13.30 gibi gitti, ben orada kaldım. Saat 3-4 gibi Salim Güran yanıma geldi. ‘Baban nerede?’ dedi, sonra babamı aradı ve ‘İşçileri dağıt, gel’ dedi. Biraz oturduk, çay yaptık. Saat kaçtı bilmiyorum, ama yine babamı aradı ve ‘Neredesin?’ dedi. Salim Güran ile birlikte çay içtik. Çay soğuduğunda babam geldi.”
Pedagog: Orası neresi?
Ramazan Atasoy: Tavşantepe.
Pedagog: Salim Güran nasıldı?
Ramazan Atasoy: Her zamanki gibi, normaldi.
Pedagog: Salim sonra ne yaptı?
Ramazan Atasoy: Üstünü değiştirmeye gitti.
Pedagog: Sonra ne yaptınız?
Ramazan Atasoy: Babam ve Salim Güran geldi, yemek yedik, telefonlara baktık. Birisi Salim Güran’ı aradı. Salim, “Bu saatte kız kaybolur mu?” dedi. Sonra babamla aramaya gittiler.
Pedagog: Salim Güran ile bir ses kaydı konuşman var, hatırlıyor musun?
Ramazan Atasoy: Hayır.
Pedagog: Şimdi sana dinleteceğim. (Ses kaydını Ramazan dinler.)
Ramazan Atasoy: Mısır sülükleri var, fıskiye çalışmıştı. O sülükler yürüyor, düştüğü zaman da yürüyor.
Pedagog: Bu kayıt saat 18.30’da alınmış ama sen o saatte yemek yediğini söyledin.
Mahkeme başkanı: (Araya girerek) O saat farklı olabilir.
Avukatlar: (İtiraz ederek) O konuşmadaki zamanlamanın doğruluğu sorgulanmalı.
Ramazan Atasoy: Başka günlerde de aranıyordu.
Pedagog: O günkü bu konuşmayla ilgili ne söylemek istersin? 21 Ağustos’taki bu konuşma için ne diyeceksin?
Ramazan Atasoy: O benim patronumdur. Hortum, su basıncı olunca yırtılıyor.
Mahkeme başkanı: Ramazan, tutuklandığında Salim’e küfredip bir şey söylediğin belirtiliyor. Jandarma böyle bir tutanak tutmuş. Bunu sorar mısın?
Pedagog: Şöyle bir tutanak tutulmuş; “Senin yüzünden böyle oldu” demişsin. Ayrıca “Her iki ayağı suyun içine girmiş gibi ıslaktı” diye ifade vermişsin. Ne dersin?
Ramazan Atasoy: Ben böyle demedim. İfadelerimi okumadım, bana imza attırdılar.
Mahkeme başkanı: Bu ifadeyi sorgu sırasında değil, sonrasında söylemiş, tutuklandıktan sonra.
Pedagog: Sen bunu tutuklandıktan sonra söylemişsin.
Ramazan Atasoy: Bir savcı ve komutan geldi ama ben böyle bir şey söylemedim.
Mahkeme başkanı: Peki, ayakları ıslak mıydı? Bunu soralım.
Ramazan Atasoy: Yani değildi, ayaklarına bakmadım.
Pedagog: Sizin kaçak elektrik gibi kullandığınız bir şey mi var?
Ramazan Atasoy: Biz kullanmıyoruz.
Pedagog: Tamam, o telefonda “sınırın orda” geçen konuşma kaçak elektrik mi, fıskiye mi?
Ramazan Atasoy: Hayır, fıskiyedir.
Mahkeme başkanı: 15.52’yi de sorar mısınız?
Pedagog: Saat 15.00-16.00’da Salim Güran’ın tarlaya geldiğini söyledin. 15.52’de bir telefon konuşman var.
Ramazan Atasoy: Ne için aranmışım?
Pedagog: Bununla ilgili fikrim yok? Yan yana olduğunuzu belirtiyorsun ya, yan yanayken araması…
Ramazan Atasoy: Nasıl aramış abla?
Pedagog: Salim Güran öğleden sonra 15.00-16.00 sıralarında senin yanına geldi. Sonra kaç gibi kalktı?
Ramazan Atasoy: İşte, ona telefon geldi, “kız kaybolmuş” diye.
Pedagog: Peki, kıyafet değiştirme saati kaçtı, hatırlıyor musun?
Ramazan Atasoy: Babam aşağı, suyu değiştirmeye gitti. Salim Güran da “Üstüm müsait değil, üstümü değiştireyim” dedi.
Pedagog: Kaç gibi?
Ramazan Atasoy: 18.00 gibi.
Pedagog: Peki, Narin’in kaybolduğu arama kaç gibiydi?
Ramazan Atasoy: 19.00-20.00 gibiydi.
Savcı: (Pedagoga) 3-4 arası çelişki giderilemedi, ısrarcı mısınız?
Pedagog: (Ramazan’a sorarak) 3-4 arası Salim yanınızda mıydı?
Ramazan Atasoy: Yanımdaydı.
Savcı: Çelişki giderilemedi, telefon kayıtlarına göre Salim Güran, Mehmet Selim Atasoy’u saat 17.00’de aramış.
Pedagog: 3-4 arası değil de saat 5 olabilir mi?
Ramazan Atasoy: Tam hatırlamıyorum. Salim Güran yanıma geldiğinde, yaklaşık 20 dakika sonra babamı aradı.
Eski Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Nahit Eren soruyor: Pedagog Dilek Hanım’dan şu ricada bulunacağım. Kendisine herhangi bir tehdit var mı?
Pedagog: Ramazan, sana “Böyle cevap ver, şöyle söyle” gibi şeyler söylendi mi?
Ramazan Atasoy: Hayır, söyleseydi şimdiye kadar söylenirdi. Yeter ki buradan çıkayım.
Pedagog: Sana “Saati değiştir” diyen oldu mu?
Ramazan Atasoy: Yok, olmadı.
Nahit Eren: Dilek Hanım (pedagog), bir defa daha köye indiğini belirtiyor. Onun saatini bir daha sorma şansınız var mı?
Pedagog: Ramazan, sen o gün Tavşantepe Köyü’ne gittin mi?
Ramazan Atasoy: Yanlış değilsem gittim mi gitmedim mi, vallahi hatırlamıyorum ki.
Nahit Eren: Babasının gidiş gelişini hatırlıyor mu? Babası, Salim geldikten sonra, söz konusu tarlaya gittikten ne kadar süre sonra tekrar yanına geldi?
Ramazan Atasoy: Saat 18.00 civarı gitti, 18.00 miydi öyleydi galiba. Yarım saatte gitti geldi. Bir tane suyu kapatmıştık ya…
Nahit Eren: Yarım saat mi geçti?
Ramazan Atasoy: Öyle bir şey.
Nahit Eren: Salim’in önceki ve sonraki kıyafetlerini hatırlıyor mu?
Ramazan Atasoy: Tarla kıyafeti değildi, gitti üstünü değiştirdi, tarla kıyafeti giydi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı avukatlardan biri soru soruyor: Ramazan’ın kız kardeşlerini Salim arabayla eve bıraktı mı?
Pedagog: Ramazan, olay günü Salim, senin kardeşlerini eve bıraktı mı?
Ramazan Atasoy: Hayır, o daha önceki günlerdi.
Mahkeme başkanı: Çelişki giderilemedi. Salim, sormak istediğin soru var mı?
Salim Güran: Hayır.
Mahkeme başkanı: Enes, neredesin? Sormak istediğin soru var mı?
Enes Güran: Hayır.
Mahkeme başkanı: Nevzat?
Nevzat Bahtiyar: Hayır
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ soruyor: İfade sırasında kötü muamele görmüş mü?
Ramazan Atasoy: Karakolda beni dövdüler. Bir komutan geldi, “Bunun suçu yoktur, bunu dövmeyin” dedi.
Pedagog: Onun öncesi peki?
Ramazan Atasoy: Birisi arkadan bana saldırdı, yere düştüm, nefesim kesildi.
Anne Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu soru yöneltti.
Pedagog: Elektrikçiler tarlaya geldi mi?
Ramazan Atasoy: Trafonun yukarısında ses geldi.
Pedagog: Sen gördün yani?
Ramazan Atasoy: Evet.
Pedagog: Ellerinde bir şey var mıydı?
Enes Güran’ın Avukatı Mustafa Demir araya girdi: Detaylandırabilir mi? Çok konu gümbürtüye gitti.
Pedagog: Elektrikçiler geldiler, sen gördün. Yanınıza geldiler mi?
Ramazan Atasoy: Hatırlamıyorum.
Avukat Mustafa Demir: Elektrikçi, “menemen yedik” demişti.
Mahkeme başkanı: O yönlendirme olur.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş soru soruyor: Salim kendisini aradıktan sonra neden gizli konuşuyor?
Mahkeme başkanı: Kaçak yapı olduğu için olabilir mi? Bu konuyu geçen celse tartıştık, fıskiye olduğuna karar verdik. (Adnan Ataş’ın sesi anlaşılmıyor)
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş soru yöneltti
Pedagog: Ramazan, aşağı tarlada tümsek, tepe gibi etrafı görebileceğin bir yer var mı?
Ramazan Atasoy: Yok.
Avukat Adnan Ataş: Salim Güran’ın birden fazla tarlası var. İki tarlanın arasında tümsek bir alan var mı?
Pedagog: Şunu soruyorlar, Ramazan; iki tarla arasında tümsek bir alan var mı?
Ramazan Atasoy: Yok. Bu bitiyor, onun ucunda, yolun bu tarafında.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş, soru yöneltti
Pedagog: Ramazan, baban kurban keser mi?
Ramazan Atasoy: Biz kuzu besliyoruz, Narin’in köyünde besliyoruz.
Pedagog: Baban hayvan kesmeyi bilir mi?
Ramazan Atasoy: Evet, biliyor.
Bazı avukatlar bu soruyu yersiz buldu.
Mahkeme başkanı: Bunun bence de bir alakası yok.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz sordu: Salim’in kayınpederini tanıyor mu?
Pedagog: Ramazan, Salim Güran’ın karısının babasını tanıyor musun?
Ramazan Atasoy: Belki gitmişim evine.
Avukat Ali Eryılmaz: Olay günü Salim Güran’ın kayınpederinin çiftliğine gittiniz mi?
Ramazan Atasoy: Gittik.
Avukat Ali Eryılmaz: Saat kaç gibiydi?
Ramazan Atasoy: Bilmiyorum, olay günüydü ya da değildi, gittik yardım ettik.
Avukat Ali Eryılmaz: O gün Mahfuz isminde biriyle görüştünüz mü?
Ramazan Atasoy: O çiftliğin sahibinin adı Mahfuz’du.
Mahkeme başkanı: Olay günü görüşmüş mü?
Pedagog: Hatırlıyor musun, Ramazan?
Ramazan Atasoy: Gittik ama gününü hatırlamıyorum. “İneklerin pisliğini buraya bırakma” dedi. Yardım ettik.
Ali Eryılmaz tekrar soru sordu.
Mahkeme başkanı: Gününü hatırlamıyor henüz.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz, bir kancadan bahsetti. Mahkeme Başkanı, bu sorunun suçlamaya girebileceğini belirtti ve soruyu kabul etmedi.
Ramazan Atasoy’un ifade işlemi sona erdi.
Çoban Ahmet Akgün ifade veriyor
Salim Güran’ın işçisi Ramazan Atasoy’un ardından, çoban Ahmet Akgün, tanık olarak ifade vermek üzere kürsüye geldi. Amca Erhan Güran’ın evinde yapılan toplantıda sorular sorup, daha sonra gönderdikleri Ahmet Akgün’ün görüntüleri mahkeme dosyasına da girmişti. Ortaya çıkan görüntülerde, Akgün’ün ifade için yönlendirildiği ve tehdit edildiği öne sürülmüştü.
Mahkeme başkanı: Söz konusu videolar, dosyalar arasına geldi. Ortada bir muğlaklık kalmaması için bu delili dosyaya alıyoruz. Değerlendirip değerlendirilmeyeceğine karar vereceğiz. Ahmet Akgün (çoban), Türkçe biliyor musun?
Ahmet Akgün: Biraz biliyorum.
Mahkeme başkanı: Tamam, Türkçe-Kürtçe anlaşırız. (Mahkeme başkanı, Ahmet Akgün’ün yanına gitti) Doğu tanıklık edeceğine namusun üzerine yemin eder misin?
Ahmet Akgün: Yemin ederim.
Mahkeme başkanı: Videoyu açın arkadaşlar.
Erhan Güran’ın evindeki güvenlik kamerasındaki görüntüler, mahkeme salonunda izlettirildi.
Çoban Ahmet Akgün: Gittim, “Ne var?” dedim Erhan abi. Erhan abi “Sen çöldesin, hayvanlarla ilgilisin, bir şey gördün mü?” dedi. “Hayır, görmedim” dedim. Zaten benim bir gözüm sakattır.
Mahkeme başkanı: Allah şifa versin. Sen Narin’i gördün mü?
Ahmet Akgün: Hayır, görmedim.
Mahkeme Başkanı: Peki, size ne sordular?
Ahmet Akgün: Bana dediler, “Sen hiç birine denk geldin mi?”
Mahkeme Başkanı: Peki, sana neden inanmıyorlar? Hatta arka tarafa gidiyorsunuz? Bir şey yaptılar mı?
Ahmet Akgün: Burama vurdular. O şahıs bana vurdu, sonra da saat hediye ettiler. (Ağlamaya başladı.)
Mahkeme Başkanı, yanına geldi: Sakin ol, bir şey yok. Sana kimse bir şey yapamaz, su iç.
Mahkeme başkanı soruyor, çoban Ahmet Akgün anlatıyor
Mahkeme başkanı: Kız meselesi nedir?
Ahmet Akgün: Ben görmedim.
Mahkeme başkanı: Ama sana “Kız gördün mü?” diyorlar.
Ahmet Akgün: Ben bir şey görmedim. Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.
Mahkeme başkanı: Peki, orada neden Enes yok?
Ahmet Akgün: Bilmiyorum.
Mahkeme başkanı: Bu olaydan sonra sana baskı yapan oldu mu?
Ahmet Akgün: Hayır, olmadı.
Mahkeme başkanı: Çobanlık nasıl gidiyor?
Ahmet Akgün: İyi gidiyor.
Mahkeme başkanı: Allah daha iyi etsin.
Ahmet Akgün: Şerefim üzerine yemin ederim, ben bir şey görmedim.
Mahkeme başkanı: Seni tehdit ettiler mi?
Ahmet Akgün: Hayır, etmediler.
Mahkeme başkanı: Sana saat mi aldılar?
Ahmet Akgün: Evet, saat aldılar.
Mahkeme başkanı: Seni tembihlediler mi, “Bilmiyorum de” dediler mi?
Ahmet Akgün: Vallahi başkanım, bana öyle bir şey demediler.
Mahkeme başkanı: Bu olaydan sonra televizyona çıkmışsın, ben görmedim ama sana bir şey dediler mi?
Ahmet Akgün: Hayır, demediler.
Mahkeme başkanı: Son kez soruyorum. Tekrar sorulmasın. Kimseyi gördün mü?
Ahmet Akgün: Vallahi kimseyi görmedim.
Savcı, çoban Ahmet Akgün’e soruyor
Savcı: Seni 7 Eylül’de çağırıyorlar. Sen bir yerde “Ben bir şey gördüm” vs. diye konuştun mu?
Ahmet Akgün: Hayır, görmedim.
Mahkeme başkanı: Seni niye çağırdılar? Onu anlamadık, onu soruyor savcı hanım.
Ahmet Akgün: Ben bilmiyorum.
Savcı: Ben sadece burada değil, dışarıdaki konuları da takip ediyorum. Televizyon programında (Esra Ezmeci programı) dedin ki, “Beni de döverler” dediler. Başka biri kim? Neyi gördün? Kimi dövdüler? Enes’i mi?
Ahmet Akgün: Sayın savcım, kızları kaybolmuş diye, döverler dedim. Ben yalan söylemiyorum.
Ayrıntılar gelecek…
Savcılık mütalaasında neler var?Savcı, esas hakkındaki mütalaasında sanıklar, Narin’in amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile cesedi taşıyan Nevzat Bahtiyar ile ilgili “İştiraken kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Mütalaada “dosya içeriğinde soruşturma ve kovuşturma boyunca bulunan ve sunulan tüm kamera görüntüleri, ifade tutanakları, Adli Tıp raporları, olay yeri inceleme raporları, HTS kayıtları, HTS daraltılmış baz analiz raporu ve bu yönde desteklenen bilirkişi raporu, kriminal raporlar, ulusal kriminal büro raporu, görüşme kayıtları, cep telefonları üzerinde yapılan inceleme neticesinde elde edilen veriler, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, olay günü sanıklar Enes Güran’ın, Salim Güran’ın, Yüksel Güran’ın ve Nevzat Bahtiyar’ın olay saatinde Arif Güran’ın evi ve civarında bulundukları hususunun daraltılmış baz analiz raporu ve bilirkişi raporuyla tespit edildiği” belirtilerek, şunlar kaydedildi: “Ayrıca 28/11/2024 tarihli ulusal kriminal büronun raporu ile de desteklenen ahır-ev bölgesinde olay saatinde gerçek-canlı hareketleri mevcut olup Narin Güran’ın da ahır-ev bölgesine ulaştığının belirlendiği bu bağlamda sanıkların olayın sonuna kadar zaman ve mekan birlikteliği içerisinde oldukları ve bu eyleme taraftar olmadıklarını gösterecek şekilde engelleyici bir irade ortaya koymadıkları gibi fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ederek bildikleri gerçeği açıklamamak suretiyle Narin Güran’ın öldürülme saikinin kesin bir şekilde belirlenememesine sebebiyet vererek iştirak iradelerini ortaya koydukları, kasten öldürme suçunun işlenmesinde suçun icrasını kolaylaştırma iradeleri yanında suçun işlenmesi sonrasındaki tutumları da göz önüne alındığında Narin Güran’ı boğmak suretiyle ölümüne sebebiyet verdikleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri anlaşılmakla, yukarıda izah olunan nedenlerle üzerlerine atılı ‘İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçunu işleyen sanıklar Enes Güran ve Yüksel Güran’ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 37/1 maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu 82/1-d,e, 53/1 ve 63. sevk maddeleri uyarınca, sanıklar Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 37/1 maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu 82/1-e, 53/1 ve 63’üncü sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarına, alacakları ceza miktarı nazara alındığında hükümle birlikte sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, sanıkların gerçekleştirdikleri eylemin niteliği, olayın oluş biçimi, eylemden sonraki ve yargılama sürecindeki tutum ve davranışları dikkate alınarak haklarında TCK 62’nci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, mahkememiz nezdinde adli emanete kayıtlı materyallerin dosyada delil olarak saklanmasına, işlemiş oldukları suçun kasti suç olması nedeni ile haklarında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunması durumunda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 53’üncü maddesinin 1’inci fıkrası gereğince belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına, sanıkların gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 63’üncü maddesi gereğince cezalarından mahsubuna, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 325/1 maddesi gereğince tüm yargılama giderlerinin sanıklardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur.” Mütalaada ayrıca, 27 Kasım’da dava dosyasına sunulan ve Van Kriminal Şube Müdürlüğü’ne gönderilerek ilgili videoların ses iyileştirilmelerinin ve söz konusu konuşmaların Türkçe tercümesi yapılmak üzere rapor talep edilen Erhan Güran’ın evindeki kamera görüntüleriyle ilgili olarak da “Şahsın ikametindeki kamera görüntülerinde yer alan kişilerin eylemlerinin kasten yaralama, tehdit, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçları yönünden suç ve suç unsuru teşkil ettiği değerlendirildiğinden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur” ifadeleri kullanıldı. |
NE OLMUŞTU? Narin Güran cinayetinde 19 günde neler yaşandı? Şimdiye kadar kim, hangi ifadeyi verdi, çelişkiler neler?