Dubai ve İstanbul kopyası dikine mimariyle zedelenmiş olsa da, canlı, kendine has dokusu olan, tarihi Mittani uygarlığına dek uzanan güzel, kadim bir şehir Duhok. İnsanlar, gündelik endişelerini hissettirmeyecek denli güler yüzlü.
11 yıldır düzenlenen uluslararası film festivali de şehre ayrı bir hava katmış. Bütün aksaklık ve eksikliklerine karşın, samimiyeti, özeni ve tüm katılımcılara verdiği değer ile bir fark yaratmış. Türkiye’deki büyük festivallerin Uluslararası Duhok Film Festivali’nden öğreneceği şeyler var. İran, Irak, Türkiye yapımı filmler dışında dünyanın pek çok ülkesinden katılım sağlanmış. Sinema ile uğraşan herkes için büyük bir buluşma adresi olmuş. Bu yılki festivale 750 film başvurmuş, içlerinden farklı kategorilerde yarışmak için 50 ülkeden 107 film seçilmiş.
Ulusal ve uluslararası kategorilerde ön jüri tarafından belirlenen uzun metraj, belgesel ve kısa filmler uluslararası jüriler nazarında yarıştı. 16 Aralık akşamı düzenlenen kapanış törenine Kürt müzisyen Şivan Perwer, Fransa’da yaşayan Afganistanlı yönetmen Siddiq Barmak, Duhok Valisi Dr. Ali Tatar, Festival Başkanı Amir Ali Mohammed Tahir, Festival Sanat Yönetmeni Shawkat Amin Korki, Dünya Sineması ve Kürt Sineması kategorilerinin jüri üyeleri, çok sayıda sinemacı ve sinemasever katıldı. Ödül dağılım listesi de şöyle oldu.
Uluslararası Uzun Metraj Film Kategorisi:
Jüri Üyeleri: Ali asgari, Elif Ergezen, Kordo Doski, Martina Sakova, Miraz Bezar, Mohamed Al Daradji
Yılmaz Güney Ödülü: Amjad Al Rasheed “İnşallah Erkek Olur” (Ürdün, Fransa, Mısır, Suudi Arabistan, Katar).
Yeni Yetenek Ödülü: Murat Fıratoğlu, “Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri” (Türkiye).
Jüri Özel Mansiyonu: Kurdwin Ayub, “Moon” (Avusturya).
Ulusal (Kürt filmleri) uzun metraj Film Yarışması:
Jüri Üyeleri: Barbara Lorey, Akam Rezaee, Hekmat Davood, Qudbettin Sadiqi
En İyi Film Ödülü: Mehmet Ali Konar, “Ceviz Yaprakları Sarardığında” (Türkiye).
En İyi Yönetmen Ödülü: Hisham Zaman, “Mutlu Bir Gün” (Norveç).
En İyi Senaryo Ödülü: “Bakire ve Çocuk” (Belçika).
En İyi Erkek Oyuncu Ödülü: Korkmaz Arslan, “Ceviz Yaprakları Sarardığında”
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü: Hêvyn Tekin, “Bakire ve Çocuk”
En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü: Lukasz Zamaro, “Mutlu Bir Gün”
Jüri Özel Mansiyonu: Salah Qadi, “Mutlu Bir Gün”
Fipresci Ödülü:
Jüri Üyeleri: Ergin öpengin, Elena Rubashevska, Jim Slotek
Hisham Zaman, “Mutlu Bir Gün”
Ulusal-Uluslararası Belgesel Jüri Üyeleri: Dr. Thomas Lier, Betty Lerche, Zahavi Sanjavi
Uluslararası Belgesel Film Kategorisi:
• En İyi Film Ödülü: Philip Jamal Rashid, “Nereli Olduğun Önemli Değil”
• Jüri Özel Ödülü: Lucian Read, “Mezopotomya’nın Aslanları”
Ulusal (Kürt) Belgesel Film Kategorisi:
• En İyi Film Ödülü: Serwa Aliveysi, “Rojin’in Rüyası”
• Jüri Özel Ödülü: Fatin Kanat, Önder ince, “Bizim İsmail”
Ulusal-Uluslararası kısa film Jüri üyeleri: Gouri Nair, Ali Hakim, Beliban Zu Stolberg, Kardo Mansur
Uluslararası Kısa Film Kategorisi:
• En İyi Film Ödülü: Petja Pulkrabek, “Fabrika Çıkışı”
• Jüri Özel Ödülü: Aylin Gökmen, “Uçmaya Başladığımdan Beri”
Ulusal (Kürt) Kısa Film Kategorisi:
• En İyi Film Ödülü: Habip Zahirnia, Maissam Amirihosseini, “Mahremiyet”
• Jüri Özel Ödülü: Rojda Ezgi moral, “Ev işi”
• Jüri Özel Ödülü: Loris Mahmoudian, “Limo Her Şeyi Biliyor”
Sağ olsun uluslararası jüri, varlığını, yok sayılan Kürtlerin varlığına adamış İsmail Beşikçi’yi anlattığımız “Bizim İsmail” belgeselimizi de Jüri Özel Ödülü ile ödüllendirdi. Bundan dolayı jüriye ve bu güzel festivale emek verenlere müteşekkiriz. Bizim İsmail Belgeselimizin Duhok, Erbil ve Süleymaniye özel gösterimleri için Goethe Institut, Süleymaniye Film festivali, Mitos Film ve Duhok üniversitesinden destek sözü aldık.
***
DUHOK’TAN GÖRÜNEN
Festivalin kapanış programından sonra festival konuklarıyla İle birlikte, Duhok’ta, tarihi bir mekana oturduk. Mekanın güzel atmosferi ikramların güzelliği bir yana, yan masada oturan eski Pêşmerge komutanı, Kak Saleh ve yanındakilerle de sohbet etme imkanı bulduk. Tüm şehrin kaygıyla kulak kabarttığı Suriye’deki gelişmeler ve Kürtlerin durumu geceye damga vurdu.
Kak Saleh, başına ödül konmuş, Türkiye dahil, ABD, Rusya, İsrail, İran ve batılı devletlerin terörist ilan ettiği HTŞ lideri Colani’nin teröristlikten “ılımlı İslam” temsili, devlet başkanlığına terfi ettirilmesinin ardından verdiği demeçleri, Humeyni’nin Fransa sürgününden İran’a dönüşünde verdiği demeçlere benzetti.
Klasîk, herkes için özgürlük vaadi, can ve mal güvencesi, ifade ve inanç ve örtünme serbestisi. Bilinir, Batının kızıl bir İran’dansa yeşil bir İran’ı tercih etmesi, İslami iktidarın giderek güç kazanması ve geçici hükümet başbakanı Bazergan’ın tasfiyesinden sonra bütün vaadlerin üzeri çizildi, muhalifler vinçlerle toplu idamlara ve kıyımlara uğradılar, kadınlara örtünme zorunluluğu dayatıldı. Şeriat ilan edildi. İran’da ne olduysa, Suriye’nin yeni yönetimi de Colani’nin vaadlerinin aksine aynı yolu izleyecek, selefi bir şeriat devleti kuracaktır. Muhtemelen O’na bu büyük yatırımı yapanlar da ağır pişmanlıklar yaşayacaklardır.
Halihazırda Kuzey Doğu Suriye’deki varlığı demokratik bir Suriye için de güvence olabilecek SDG’nin ve Kürtlerle kader ortaklığı kurmuş halklar ve farklı inanç topluluklarının toptan hedefe konması, diyalog ve kalıcı barış çağrılarının kriminalize etiketlerle ötelenmesi, Duhok’tan da derin bir kaygıyla izleniyor. Diğer halklar ve inanç topluluklarıyla birlikte tüm Rojava Kürtlerinin birliğinin önemi vurgulanıyor.
Suriye’nin mevcut durumunda belirleyici rol oynayan Türkiye’nin milyonlarca yurttaşının soydaşı olan Suriyeli Kürtlerin hak ve hukukunu gözeterek, çatışmaları derinleştirmek yerine, diyalog ve müzakere kanallarını açarak tüm bölgeye rahat bir nefes aldırabileceğini, en önemlisi kendi barışı dahil tüm Ortadoğu barışı için de belirleyici bir rol oynayabileceğini, bunun içtenlikle temenni edildiğini belirtiyorlar.
Colani ile Emevi Camiinde kılınan namaz ve ardından gelen açıklamalar bu tür dilek ve beklentileri karamsar bir havaya bürüse de, belki bu kez doğru tercihler yapılır, kalıcı barış adımları atılır, ve bizlere de şaşırmak, sevinmek ve alkışlamak düşer.
Tersi, bunca yıldır çekilen acılar bir yana, çıkışı olmayan bir cehennemde debelenmek demek çünkü.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***