İlker Cihan BİNER
24 Ekim’de başlayan ve 29 Aralık’ta bitecek olan, küratörlüğünü Ozan Ünlükoç’un yaptığı, Umut Azad Akkel’in “It/Ortada” isimli sergisi İMALAT-HANE İMÇ’de. (1) Sergi, çeşitli iktidar pratiklerinin dolaşımını ortaya sermekle beraber, benlik tasarımını ya da ‘kendilik’ mevzusunu pas geçmeyerek seyirciyi bir oyuna davet ediyor.
Serginin oluşum aşamalarını, yaşama dair nerelerde konumlandığını, çalışmalardaki çok boyutluluğu sanatçı Umut Azad Akkel’e sorduk. O da içtenlikle yanıtladı.
– Serginin küratörü Ozan Ünlükoç ile nasıl bir araya geldiniz, sergi fikri nasıl ortaya çıktı?
Aslında tüm süreç oldukça doğal bir şekilde gelişti. Sergide ele aldığım konseptler doğrultusunda bir üretim sürecine girmiştim ve oldukça kişisel konulara odaklanıyordum. Bir video performans denemesi yapmıştım, ancak bu beni karanlık bir yere sürükledi. Bir gün İz (Öztat) ile buluştuğumda, bu durumdan çıkmakta zorlandığımı paylaştım. O da, eğer üretmeye devam eder ve başladığım işi tamamlarsam, karanlıktan çıkmanın daha kolay olabileceğini söyledi.
Bu işe başlamama sebep olan deneyime benzer bir süreci Ozan’ın da yaşadığını biliyordum; daha önce bunu birbirimize neredeyse hiç detay vermeden anlatmıştık. Sanata bakış açımızın benzerliği ve güzel arkadaşlığımız sayesinde ondan yardım istedim. Ozan da benzer konular üzerine araştırmalar yaptığı için iki haftada bir online görüşmeler yapmaya başladık. Aslında bu görüşmeler bir sergi iş birliği için değildi; yalnızca konsepti tartışıyorduk. Bu tartışmalar sayesinde üretim sürecim hız kazandı ve nihayetinde sergi sürecine girdik.
Serginizdeki oyun temasının benliğin kırılganlığıyla ilişkisi var. Öte yandan eserlerinizde bir baskı biçimi olarak şiddete maruz kalma hâlleri de söz konusu. Çalışmalarınızın oluşum hikayelerinden bahseder misiniz?
Yaşadığım deneyimi kamusal bir platformda, doğrudan ve detaylarıyla anlatmayı çok tercih etmiyorum. Yaşadığım bir deneyim üzerine, “Bu dinamiğin içine nasıl girdim?” diye sorgularken her şey başladı. Başıma bir şiddet olayı da geldi tabii. Benim deneyimimin dışında; fiziksel ve psikolojik şiddet, ezen-ezilen döngüsünün en temel yakıtlarından biri gibi geliyor. Meseleyi, üretimimle, çok kişisel bir noktadan başlatıp kamusal bir alana taşıdım. Üretimimi de yine kişisel bir noktada bitirdim. Sergi kapsamında üzerinde çalıştığım yeni işler de var. Bu yeni çalışmaları da dahil ederek, sergiyi Berlin’e taşımayı planlıyoruz.
– Kimi eserlerinizde cam gibi malzemelerin ağırlığı var. Malzeme bu serginin neresinde duruyor?
Cam, yaşadığım deneyimin bir parçasıydı. Bilinçdışımın etkisinin büyük olduğu seçimlerle camla oynamaya başladım. Bir anda temel malzemem cam oldu. Ayrıca, camın çok kırılgan ve kırıldığında da zarar veren bir malzeme olması, konsepti yaratan ve besleyen bir faktör haline geldi.
– Sergide seyirciyi eserlerinize dahil ediyorsunuz. Mekanda çalışmalarınızı yerleştirirken nelere dikkat ettiniz?
Katılımcı objeler ve yerleştirmeler, pratiğimin en büyük parçalarından biri. İzleyicinin katılımında, olası eylemlerinin hangi deneyim ve duygulara dokunup onlara referans verebileceğini düşünüyorum. Bu doğrultuda, özel hareket alanları ve etkileşimler geliştiriyorum.
(1) İmalat-hane/İMÇ ile ilişkili detaylı bilgi için: https://www.imalat-hane.com/imc/
Ayrıca Instagram hesabı: https://www.instagram.com/imalat_hane_/?hl=en
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***