İki çocuk sahibi Gülşah Bayrakçı; Ankara’daki özel bir onkoloji hastanesinde yönetici olarak çalışırken, annesinin vefatı üzerine kendini bir yol ayrımında buldu. Önünde iki seçenek vardı: Şehir hayatını bırakıp ailesinin sahip olduğu toprakların başına geçmek ya da çiftliğin, tarlaların ve zeytinliklerin bakımsız kalmasına izin vermek. O ilkini seçti. Memleketine; İzmir’in Tire ilçesine bağlı Karateke köyüne geri döndü ve aile işlerinin başına geçti.
Gülşah Bayrakçı, çiftçi
Yöneticilik geçmişinin getirdiği deneyimle kısa süre içinde Karateke Sulama Kooperatifi’nin müdürlüğünü de üstlendi. Pandemi dönemini çiftlikte geçirdikleri için çiftlik hayatına alışmak hem onun hem de çocukları için zor olmadı. Ancak bir üretici olarak iklim krizinin sonuçlarıyla bu kadar doğrudan ve şiddetli bir biçimde yüzleşmeyi beklemiyordu.
“Bulunduğumuz bölge çok sıcak. Susuzluk çekiyoruz. Karateke Sulama Kooperatifi’nin kuyularından bir kurudu. Susuzluktan ürünlerin kalitesi düştü, şekilleri bozuldu, zeytinler olgunlaşmadı. Üretim kapasitemiz azaldı” diye konuşuyor Bayrakçı.
AB destekli proje: İklim dostlu çiftlikler
Karateke Sulama Kooperatifi tam da bu yüzden Buğday Derneği ve Köy-Koop İzmir Birliği’nin Avrupa Birliği desteğiyle hayata geçirdiği İklim Dostu Çiftlikler projesinde yer alıyor.
Köy-Koop İzmir Birliği Proje Koordinatörü Yasemin Güngör projenin İzmir için çok önemine dikkat çekerek, “Proje kapsamındaki altı pilot çiftlik faaliyetleri bakımından tüm İzmir bölgesini temsil ediyor” diyor.
Mustafa Kocataş, çiftçi
Projedeki pilot çiftliklerden bir diğeri de Çamavlu Kooperatifi’ne ait. Kooperatif Başkanı Mustafa Kocataş da bölgedeki üreticiler için iklim krizinin en önemli sonucunun susuzluk olduğu konusunda Bayrakçı’yla aynı fikirde. Şöyle konuşuyor Kocataş: “10 yıl öncesine göre su seviyeleri ciddi seviyede düştü. Mera hayvancılığı yapıyoruz ama meralarımızda çeşmelerimizin beşte biri kurudu. Köyümün bulunduğu Kozak Yaylası’nda 15 yıldır çam fıstıklarının verimi düştü.” Kocataş projenin en önemli özelliğinin, uygulamalı eğitim vermesi olduğunu da sözlerine ekliyor.
Kırsal topluluklar destekleniyor
Proje kırsal toplulukların direncini artırmayı, doğal kaynakları ve ekosistemleri korumayı, bütünsel bir model oluşturmayı, tarım ve hayvancılık sektörünün iklim değişikliğine uyum kapasitesini artırmayı hedefliyor.
Buğday Derneği Proje Koordinatörü Batur Şehirlioğlu, “İklim dostu tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak ve çiftçilerin bu yöntemlere geçişini desteklemek için harekete geçtik. Hem çiftçileri hem de doğal ekosistemleri koruyacak modeller oluşturmayı hedefliyoruz” diyor.
Projenin Avrupa’dan da bir ortağı var: Deafal. İtalyan ortak Defeal, Avrupa, Latin Amerika ve Afrika’da iklime dirençli uygulamalar, agro-ekolojik metodolojiler ve onarıcı tarım konularında geniş bir deneyime sahip.
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Thomas Ossowski
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Thomas Ossowski de şu ifadeleri kullanıyor: “İklim Dostu Çiftlikler gibi projeler, tarımın sürdürülebilir ve dirençli bir geleceğe kavuşması yolunda önemli adımlardır. Bu proje çiftçileri, kuraklık ve iklim etkilerinin yerel zorluklarıyla yüzleşmek için gereken bilgi, beceri ve dirençle donatıyor. Projenin sadece İzmir ili için değil, Ege Bölgesi için somut sonuçlarını görmek için sabırsızlanıyorum.”
İtalya ve Türkiye’den uzmanlar çiftçilerin arazilerini yakından inceledi
Çiftçilere eğitim veriliyor
İtalya ve Türkiye’den uzmanlar, üretimi iklim krizine karşı daha dirençli hale getirmek için gerekli düzenlemeleri belirlemek üzere çiftçilerin arazilerini, ürünlerini ve yöntemlerini yakından inceledi. Bir eğitim programı hazırlandı ve buna göre çiftçiler verimli toprak kullanımı, uygun sulama, organik gübre üretimi ve tohumların saklanması konularında eğitimler aldı.
Proje boyunca çiftçiler agro-ekoloji, biyoçeşitlilik, tarımda finansal okuryazarlık, toprak restorasyonu, su yönetimi, sebze yetiştiriciliği ve haşere kontrolü konularında da rehberlik alacaklar. Proje ayrıca, çiftçiler için iklim dostu uygulamalara ilişkin bir rehberin geliştirilmesinin yanı sıra yerel yönetimler, STK’lar ve kooperatifler için kapasite geliştirme eğitimlerini de içeriyor.
Kompost eğitimi. Proje uygulamalı bir eğitim yaklaşımına sahip
AB ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen proje, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen İklim Değişikliğine Uyum Hibe Programı kapsamında yürütülüyor ve 18 ay sürecek.