Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Kasım Atatürk’ü anma töreninde yaptığı konuşmalarda, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik yeni bir sınır ötesi operasyonunun sinyallerini verdi.
Atatürk tarafından kurulan Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun 12 Eylül Darbesi sonrası askeri yönetim tarafından kapatılmasının ardından kurulan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nda düzenlenen Atatürk’ü anma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sıkıntıların birilerinin iştahını kabarttığını ancak hükümetin bu sınamadan alnının akıyla çıkacağını söyledi.
Erdoğan, “Ülkemizi güney sınırlarından kuşatma girişimini, yaptığımız harekâtlar ve oluşturduğumuz güvenli bölgelerle önemli ölçüde akamete uğrattık. İnşallah önümüzdeki dönemde sınırlarımız boyunca oluşturduğumuz güvenli bölgenin eksik kalan halkalarını da tamamlayacağız. Bir başka ifadeyle terör örgütleriyle ülkemiz sınırları arasındaki irtibatı tamamen keseceğiz. Böylece ülkemizin siyasi ve ekonomik yol haritasını terör örgütleri üzerinden istedikleri gibi yönlendiren emperyalistlerin ve bölgemizdeki kuklalarının 40 yıllık oyununu ilanihaye bozacağız” dedi.
Erdoğan: “Gelişmeleri tribünden seyretme lüksümüz yok”
Dokuz yıl aradan sonra ilk kez Çankaya Köşkü’nde toplanan kabine toplantısı sonrasında da açıklama yapan Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin Kandil’deki terör baronların körüklediği kanlı ve kalleş ölüm tezgahını darmadağın edeceğini, bundan geri adım atmayacağını belirtti.
Erdoğan, “Bizim asıl mücadelemiz teröristler yanında bunları üstümüze salanlarla, terör belasını 40 yıldır bu milletin başına bela edenlerdir. Bakın, üstüne basa basa ifade ediyorum. Bölgemizde sınırlar kanla ve bombalarla yeniden çizilmeye çalışılırken, devlet ve millet olarak yolumuza eski tas eski hamam devam etmeyeceğiz. Küresel sistem Soğuk Savaş’ta beri en büyük değişimini yaşarken gelişmeleri tribünden seyretmek gibi bir lüksümüz bulunmuyor. Ya bu süreci bir şekilde kendi lehimize çevireceğiz ya da -Allah korusun- istikbalimizi ipotek altına alçak bu sorunlarla karşılaşacağız” diye konuştu.
Türkiye Suriye’nin kuzeyinde hangi bölgeleri kontrol ediyor?
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 24 Ağustos 2016’da gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı Harekatı’ndan bu yana Suriye’nin kuzeyinde varlığını sürdürüyor.
TSK bu operasyonun ardından 20 Ocak 2018’de Zeytin Dalı Harekatı, 8 Ekim 2019’da Barış Pınarı Harekâtı ile El Bab, Cerablus, Afrin gibi yerleşimlerde askeri kontrolü sağlamış durumda.
Ancak Türkiye’nin, güney sınırındaki yerleşim merkezleri Kobani (Ayn El Arap) ve Kamışlı’nın YPG’nin ağırlıkta olduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin kontrolünde olmasından rahatsızlık duyduğu biliniyor.
Erdoğan’dan kapatma davası işareti mi?: “Dünyanın hiçbir ülkesinde sırtını teröre dayayarak siyaset yapılmasına müsaade edilmez”
Cumhur İttifakı, 1 Ekim’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM Genel Kurulu’nda DEM Parti Grubu’na giderek el sıkışmasıyla ile başlayan ancak adı konmayan yeni süreçte bu partinin siyasi pozisyonundan memnun olmadığını AK Parti ve MHP liderleri grup toplantılarında dile getiriyorlardı.
“Demokrasiyle şiddet, sivil siyasetle terör aynı kapta bulunamaz” diyen Erdoğan, 10 Kasım’daki konuşmasında şunları söyledi:
“Dünyanın hiçbir ülkesinde sırtını teröre dayayarak siyaset yapılmasına müsaade edilmez. Avrupa dahil dünyanın her yerinde böyle bir tavır siyasi partiler için kapatma, bu siyaseti yapanlar için cezai takip sebebidir. Çünkü demokrasinin ilk ve öncelikli şartı şiddeti reddetmek, terörle araya kalın duvar örmektir. Ülkemizde, sivil siyasetin meşru kapıları ardına kadar açıkken hileli yöntemlerle bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsamaha gösterilmesi asla beklenemez.”
Erdoğan kayyum atamalarını savunurken CHP’nin DEM Parti’ye benzediğini öne sürdü: “Bu parti gittikçe ittifak ortaklarının rengini alıyor”
Geçen hafta CHP’nin kazandığı Esenyurt Belediyesi ile DEM Parti tarafından yönetilen Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesine kayyum atanması da Cumhurbaşkanı’nın gündemindeydi.
“Seçilmiş başkanlar değil, örgütün atadığı tiplerle belediyelerin yönetilmesi kabul edilemez. Milletin boğazından çıkanın, terör kaynağa aktarılmasına izin veremeyiz. Görevden alınan tüm belediyelerde olanlar işte budur” sözleriyle DEM Partisi’ni eleştiren Erdoğan, CHP’ye de yüklendi.
Erdoğan, “Esenyurt Belediye Başkanı’nın kağıt üzerinde bir başka partinin mensubu gözükmesi bu hakikati değiştirmiyor. Asıl üzüntü verici olan ise devletin bu çerçevede hayata geçirdiği meşru tasarrufları karşısında, adeta aslan kesilenlerin polisimize, jandarmamıza atılan taşlar, bombalar karşısında süt dökmüş kediye dönmeleridir” dedi.
“Terör örgütünün, belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız” ifadesini kullanan Erdoğan, “Bu parti gittikçe ittifak ortaklarının rengini alıyor. Üzüm üzüme bakarak kararıyor” ifadeleriyle CHP’yi de suçladı.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan: “Bizi tehditle, şantajla yıldıramazsınız. Bu kayyumlardan vazgeçin”
Erdoğan’ın bu sözlerine Esenyurt ilçesindeki “kayyum nöbetine” devam eden Cumhuriyet Halk Partisi’nden bir yanıt gelmedi.
Ancak bugün İstanbul Sancaktepe’de partisinin düzenlediği “Kayyum değil demokrasi” başlıklı halk buluşmasına katılan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, şöyle konuştu:
“Bizi tehditle, şantajla baskıyla yıldıramazsınız. ‘Kürt yönetemez, konuşamaz’ diyorlar. Her şeyi yasaklayabileceğini sananlara diyoruz ki bu yol, yol değildir. Biz sokakta alanda olmaya devam edeceğiz. Bizi vazgeçiremeyeceksiniz. O yüzden gelin siz vazgeçin. DEM Parti olarak diyoruz ki el sıkmaya hazırız. Türkiye’nin adil onurlu barışı için yıllardır elimiz havada. Ama siz bir elinizde sanki barış elinizi uzatıp, diğer elinizle kayyım atarsanız toplumsal uzlaşı yapılamaz. Önce bu kayyımlardan vazgeçin.”
TBMM Başkanı: “Bir eli silahta, bir eli sandıkta siyaset olmaz”
Bu arada Brezilya’da düzenlenen G-20 Parlamento Başkanları Zirvesi’nden dönen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, dönüş yolunda gazetecilere yaptığı açıklamada, terörle mücadele adımlarının Meclis çatısı altında atılmasını desteklediğini söyledi.
Kurtulmuş, “Türkiye yıllardır terörden büyük bedeller ödedi. Terörle mücadele, ülkenin güvenliği ve huzuru için birincil öncelik olmalıdır. Bahçeli’nin açıklamaları, bu konuda terörün sona erdirilmesi yönünde bir kararlılığı yansıtıyor. Ancak terörle mücadeledeki adımların milli iradeye dayalı olması ve Meclis çatısı altında yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bir eli silahta, bir eli sandıkta siyaset olmaz. Türkiye’nin bu terör sorununu çözme gücü vardır ve milletin arasında ayrılık yaratmak isteyenlere karşı birleşmeliyiz” diye konuştu.