CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “28 Şubat paşalarını istedim, hallettiler; ben de teşekkür ettim” sözleri tartışmalara neden oldu. Akademisyen-yazar Mehmet Altan, “Bu utanç verici gerçeği “normal” kabul edip, cumhurbaşkanının yargıya emir vermesine yardım etmekle övünmek. Tek bir adamın yargıya emir verip birilerini hapisten çıkarmasını “normal” kabul edersen, aynı adamın yargıya emir verip birilerini hapse attırmasını da normal kabul edersin. Böyle bir kabulle de sen muhalefet olamazsın, ancak yandaş olursun” diyerek Özel’e tepki gösterdi.
Mehmet Altan’ın Artı Gerçek‘te yer alan yazısı şöyle:
“Mevcut durumu koruyarak yumuşama ya da normalleşme olabilir mi?
Hukuk düzeniniz nedir?
“Paşaları istedim, hallettiler” düzeni.
Yumuşama ya da normalleşme ne?
İstenen paşaların verilmesi.
Ülkedeki çoğunluğu ümitsizliğe sevk eden, ana muhalefet partisinin genel başkanının ne söylediğinin farkında bile olamayacak kadar bu durumu içselleştirmiş olması.
“Tek adamdan” yargıya emir vermesini istemenin, bununla övünmenin, bu hukuksuzluğu meşrulaştırdığını kavrayamaması.
Ana muhalefetin talep etmesi gerekenin, hukuksuz rejimin yerine evrensel hukukun kesinkes egemen olacağı demokratik parlamenter bir sistem, demokratik bir cumhuriyet olması gerekmiyor mu?
Belli ki CHP’nin “normalleşme” anlayışı, Türkiye’nin hukukun üstünlüğü endeksinde 142 ülke arasında 117. sırada olmasına isyan etmek değil.
‘BÖYLE BİR KABULLE ANCAK YANDAŞ OLURSUN’
Bu utanç verici gerçeği “normal” kabul edip, cumhurbaşkanının yargıya emir vermesine yardım etmekle övünmek.
Tek bir adamın yargıya emir verip birilerini hapisten çıkarmasını “normal” kabul edersen, aynı adamın yargıya emir verip birilerini hapse attırmasını da normal kabul edersin.
Böyle bir kabulle de sen muhalefet olamazsın, ancak yandaş olursun.
Ülkeyi çürüten hukuk ihanetine uyum sağladığınız vakit, bu korkunç rejimin parçası haline geliyorsunuz.
Bundan dolayı Özgür Özel ve “normalleşme” süreci ağır bir şekilde eleştiriliyor.
Çünkü özellikle 31 Mart’tan sonra CHP’den beklenen, “paşaları istedim, hallettiler” düzenine uyması değil, bunu tuz buz ederek demokratik bir hukuk devleti için mücadele etmesiydi.
Büyük bir hayal kırıklığı yarattılar.
Deprem yıkıntıları arasında çaresizce “kimse var mı” diye bağıran insanlar gibi bu rejimin yarattığı enkazın arasında “hukuk isteyen muhalefet var mı” diye bağırıyoruz.
Şimdilik, bu çaresiz bağırışlara korkunç bir sessizlik cevap veriyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***