Ankara’da sokak ortasında öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin dava sona erse de suikastın siyasi ayağına uzanan kısmı halen karanlıkta. Ateş cinayetine ilişkin başta Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım olmak üzere MHP’li isimlerin yer aldığı ayrı bir soruşturma daha yürütülüyor. Ancak savcıların siyasi baskı nedeniyle bu dosyada ne kadar ilerleyebileceği endişe konusu. Gazeteci İsmail Saymaz da “Bizi asıl azmettiricilere ulaştıracak ipuçlarını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki Sinan Ateş ek soruşturmasında bulmak mümkün” dedi ve “O dosya açılırsa… Kuşkusuz bu Cumhur İttifakı’nda bilek güreşine sahne olabilir. İktidar içi güç mücadelesi emniyet ve yargı bürokrasisine sıçrayabilir” ifadelerini kullandı.
İsmail Saymaz’ın Halk TV‘de yer alan yazısı şöyle:
“Dosyada kimlerin adı geçiyor?
En başta, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım.
Demirbaş’ın hem Sinan Ateş hem de saldırıya uğrayan Suat Başaran, Ercüment Devlet Yahnici, Mümin İnan ve Ömer Zengin hakkındaki istihbaratları gönderdiği isim, Yıldırım’dı.
Yıldırım, yalnızca istihbarat toplatmıyor.
Kah keşif yaptırıyor, kah çeşitli talimatlar veriyor.
Yıldırım’ın yardımcısı Ömer Şanlı ve Burak Kılıç var.
Şanlı’nın suikast akşamı araçla Bolu’ya geldiği iddia ediliyor.
Kılıç ise Ateş’in evinin önünde keşif yapmıştı.
Ayşe Ateş’in kimlik bilgilerini temin edip Demirbaş’a yollayan Ankara Ülkü Ocağı Başkanı Suat Yılmazzobu, Sinan’ın kafasına sıkılacağını biliyordu.
Sinan Ateş’in uçuş bilgilerini Demirbaş’a gönderen eski Çubuk Ülkü Ocağı Başkanı Gürsel Horat ise eski reisin Esenboğa Havalimanı’na silahlı geldiğini teşkilata bildirdi.
MHP Bolu Milletvekili İsmail Akgül, tetikçiyi yaylada saklamakla, eski MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz ise Demirbaş’ı polise teslim etmemekle suçlanıyor.
‘DOSYALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ GEREKİYORDU’
Olması gereken, 22 sanıklı Sinan Ateş Davası ile 17 şüphelinin bulunduğu dosyanın birleştirilmesi, çapraz sorgu yapılarak, örgütsel bağlantının açığa çıkarılmasıydı.
Suikast sonrası savcılar üzerinde kurulan siyasi baskıdan ötürü adım atılamadı.
Dokunanı ya sürdüler…
Ya da dosyadan el çektirdiler.
Eğer muhalif gazeteciler olmasaydı, Sinan Ateş suikasti adi bir cinayet dosyası olarak görülüp kapatılacaktı.
Neyse ki başaramadılar.
Şimdi, gerçek azmettiricilerin bulunup yargı önüne çıkarılacağı aşamaya geçildi.
Kuşkusuz bu Cumhur İttifakı’nda bilek güreşine sahne olabilir. İktidar içi güç mücadelesi emniyet ve yargı bürokrasisine sıçrayabilir.
Pekala tersi de olabilir.
AK Parti, ittifakta gedik açtırmamak için davayı kapatabilir de.
Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın elindeki dosya birgün davaya dönüşürse ‘azmettiricileri kimlerin azmettirdiğini’ işte o gün öğrenebiliriz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***