Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasette normalleşme iddiasıyla ortaya attığı ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de destek verdiği “iç cephe” vurgusunun ne olduğu henüz bilinmiyor. Kapsamı ve kodlarının bilinmediği ve siyasete yeni katılan kavram olan “iç cephe”ye ilişkin Saray’dan yeni bir tarif geldi. Devletin Saray’daki sözcüsü olarak bilinen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı Mehmet Uçum, iç cephe kavramına açıklık getirdi.
Mehmet Uçum, “Cephe nitelemesinin askeri bir terim olması sebebiyle iç siyasette “iç cephe” şeklinde kullanılması halinde demokratik siyaseti militarize edebileceği eleştirileri yapılabilir. İç cephe iç siyasetteki rekabet açısından kullanılırsa bu eleştiri haklı da olabilir. Fakat burada sözü edilen ‘iç cephe’ ifadesi, ülke içi demokratik siyasi yarışma açısından değil, Atatürk’ün perspektifinde de yer aldığı üzere ülkeye yönelik çeşitli risklere karşı Milli Devlet ile Ulusal(Milli) Güç Unsurlarının bütünlüğüne işaret ettiği ve bu amaçla kullanıldığı için farklı değerlendirilmelidir” dedi.
Uçum, “İç Cephenin tüm dış tehdit ve risklere karşı Milli Güç Unsurlarıyla Milli Devletin birleşimi olan “Türkiye Cephesi” olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır” ifadesini kullandı.
Bir Pazar Notu:
İÇ CEPHE TÜRKİYE CEPHESİDİR!
Atatürk’ün Nutuk’ta yer verdiği İç Cephe kavramı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yeniden gündeme getirildi. Sayın Bahçeli’de zaman zaman Atatürk’e de atıf yaparak İç Cephe vurgusunu etraflıca yapıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan…
— Mehmet Uçum (@mehmetucum) October 20, 2024
Mehmet Uçum’un pazar notuyla yaptığı sosyal medya paylaşımı şöyle:
“Atatürk’ün Nutuk’ta yer verdiği İç Cephe kavramı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yeniden gündeme getirildi. Sayın Bahçeli’de zaman zaman Atatürk’e de atıf yaparak İç Cephe vurgusunu etraflıca yapıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bölgemizde soykırımcı ve faşist İsrail yönetiminin yarattığı ateş çemberine ve küresel emperyalizmin yıkıcı projelerine karşı Türkiye’nin iç cephesini sağlam tutması gerektiğine işaret etti. Bu açıklama iç cephenin ne olduğuna ilişkin bir tartışma da başlattı.
İç cepheden somut olarak ve içerik açısından ne anlaşılması gerektiğine ilişkin tarihsel ve güncel boyutları üzerinden farklı değerlendirmeler olabilir. Ancak genel bir çerçevede mutabakat sağlanması mümkündür.
Buna göre iç cephenin Türkiye’nin Ulusal (Milli) Demokratik Cephe perspektifi olduğu yaklaşımıyla şu tanım yapılabilir:
En büyük sosyal güçlerinden birincisinin Cumhur İttifakının olduğu, tam bağımsızlıktan, coğrafi bütünlükten, siyasi birlikten yana ve anti-emperyalist tüm güçlerin birleştiği, Türkiye’yi koruma, güçlendirme ve geliştirme hedefleriyle hareket eden CHP ve diğer muhalif mecraların yurtsever, ulusal, vatansever, milliyetçi güçleri de içinde tüm ulusal/milli güçlerin Milli Devletle birlikte oluşturduğu kuvvet, iç cephedir.
Cephe nitelemesinin askeri bir terim olması sebebiyle iç siyasette “iç cephe” şeklinde kullanılması halinde demokratik siyaseti militarize edebileceği eleştirileri yapılabilir. İç cephe iç siyasetteki rekabet açısından kullanılırsa bu eleştiri haklı da olabilir.
Fakat burada sözü edilen “iç cephe” ifadesi, ülke içi demokratik siyasi yarışma açısından değil, Atatürk’ün perspektifinde de yer aldığı üzere ülkeye yönelik çeşitli risklere karşı Milli Devlet ile Ulusal(Milli) Güç Unsurlarının bütünlüğüne işaret ettiği ve bu amaçla kullanıldığı için farklı değerlendirilmelidir.
Sonuç olarak İç Cephenin tüm dış tehdit ve risklere karşı Milli Güç Unsurlarıyla Milli Devletin bireşimi olan “Türkiye Cephesi” olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***