İSTANBUL – Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi’nin “sansür ve otosansür” buluşmasının sonuç bildirgesinde, “Baskı ve sansürün olduğu her yerde direniş de vardır, direnişin olduğu her yerde de özgür sanat” denildi.
Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi, 5-6 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirdiği “Mevcut İktidarın Kültür Politikaları ve Sansür ve Otosansür Baskısında Kültürel Kapan” konulu buluşmanın sonuç bildirgesini açıkladı. Sonuç bildirgesinde, “Yapılan oturumlarda ve forumda, sansürün ve otosansürün yarattığı kültürel baskılar üzerine görüşler, deneyimler ve öneriler paylaşıldı” denildi.
Sonuç bildirgesinde, ortaya çıkan sonuçlar şöyle sıralandı:
“* Sansürün ve baskının yalnızca siyasal iktidar eliyle değil, devlet kurumları dışında da pek çok aktör tarafından sistematik olarak uygulandığı bir süreçten geçiyoruz. Yaratılan korku ikliminde oto sansürün de yaygınlaştığına tanıklık ediyoruz.
* Neo liberal politikaların dayattığı rekabetçi ortam sanatçıyı ‘girişimci’ yapmayı amaçlarken, üretken, devrimci öfkeyi de depresif hale dönüştürmek istiyor. Baskı ve sansürün bıraktığı izler sadece sanat ürünlerini değil, aramızdaki bağları da zayıflatmayı hedefliyor. Birlikte ses çıkarmanın modası geçmiş bir eylemlilik olduğu fikri yayılarak eylemsizlik olağan hale getirilmek isteniyor.
* Hakkımız olan kamusal mekânların kapıları, türlü bahanelerle kapatılıyor, konserlerimizin, oyunlarımızın, gösterimlerimizin, sergilerimizin seyirciyle buluşması engelleniyor. Bu engellerle kamusal alan bir yandan daraltılırken, bir yandan da tek tipleştiriliyor.
* Toplumsal hafızanın bir parçası olan kültür sanata yönelik müdahalelerle, yaşadığımız coğrafyanın çok kültürlü, çok dilli, çok renkli hafızası bulanıklaştırılmak isteniyor. Kültür sanat alanına uygulanan sansürün, yaşamın diğer alanlarına yönelik devletin tek tipleştirme, ötekileştirme ve özel savaş politikalarının bir devamı olduğunun da farkındayız.”
YASAKLAR VE SANSÜR
Sonuç bildirgesinin devamında, yapılacak çalışmalara dair ise şu maddeler sıralandı:
“* Yasakları ve sansürü açık biçimde tanımlamayı, afişe ederek hem yaşadığımız coğrafyada hem de uluslararası alanda duyurmayı,
* Yalnızca siyasal iktidar düzeyinde değil kendi alanlarımızda da sansürü açık veya örtük biçimde destekleyenleri ifşa etmeyi,
* ‘Makbul’ modelleri ve temsilleri dayatanlara karşı yerel hafızayla buluşan kültürel çeşitliliği öne çıkarmayı,
* Hakkımız olan kamusal kaynakların ve mekânların kullanımını ısrarla talep etmeyi,
* Sanata erişim hakkından mahrum bırakılanlarla sanatın buluşmasını sağlamayı,
* Toplumsal hafızanın bir bütün olduğu bilinciyle, sanatı eşit yurttaşlık talebiyle buluşturmayı,
Baskılanan, sansürlenen sanatın karşısında, direnen sanatın ve direnen sanatçıların da var olduğunu duyurmayı, kamusal sorumluluğumuz olarak görüyoruz.”
MÜCADELE ÇAĞIRISI
Bildirgenin devamında şunlar kaydedildi: “Sanat, özgürleştirici bir eylemdir. Bu eylemi harekete geçirerek, kültürel ve toplumsal haklarımızı savunmak için örgütlenmenin bir zorunluluk olduğunu görüyoruz. Baskı ve dayatmalar sonucunda kendi alanlarımıza çekilip, üzerimize giydirilmeye çalışılan bir tür sindirme halini reddediyoruz. Baskı ve sansürün olduğu her yerde direniş de vardır, direnişin olduğu her yerde de özgür sanat! Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi’nin eylem ve etkinliklerinin kararlılıkla ve çeşitlenerek devam edeceğini beyan ediyor, kültür sanat alanına emek veren herkesi, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***