27 Eylül tarihinden bu yana haber alınamayan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in cesedi Van Gölü kıyısındaki bir noktada bulundu.
Haberi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, X hesabından verdi.
18 gündür aranan 21 yaşındaki Rojin Kabaiş’in Molla Kasım Köyü sahilinde bulunduğu açıklandı.
Söz konusu köyün, üniversiteye yaklaşık 25 kilometre mesafede olduğu kaydediliyor.
Bakan Yerlikaya, geçen hafta Kabaiş’in başörtüsünün bulunduğunu açıkladığı mesajında “Delil ve delil olabilecek görüntüler netleştirilmek için Van Jandarma Kriminal Başkanlığı’na gönderilmiştir” demişti.
Bakan 745 saatlik kamera kaydı izlendiğini de ifade etmiş, göl sahiline yakın “Bardakçı ve Çitören Mahalleleri haritalandırıldı” açıklamasını yapmıştı.
Rojin’i arama çalışmaları gölün derinliklerinde de sürdürülüyordu.
Kabaiş’in daha önce de göl sahilinde cep telefonu ve kulaklığı bulundu.
Ne zaman ve nasıl kayboldu?
Üniversitenin çocuk gelişimi bölümü birinci sınıf öğrencisi olan 21 yaşındaki Kabaiş, eğitimi için yaşadığı Diyarbakır’dan Van’a gitmişti.
Üniversitenin kampüsünde bulunan Seyyid Fehim Arvasi Kız Öğrenci Yurdu’na yerleşmişti.
Yurt, Van Gölü sahiline çok yakın bir noktada yer alıyor.
Yakınlarda ise yine sahile de açılan Bardakçı Köyü bulunuyor.
Kabaiş, 27 Eylül Cuma gününün akşamı göl kenarına gitti ve bir daha kendisinden haber alınamadı.
BBC Türkçe’nin görüştüğü, Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş, kızlarının sahile gitmeden önce anneleriyle telefonda konuştuğunu söylemişti.
Nizamettin Kabaiş, arkadaşlarının Rojin’den haber alamamaları üzerine sabah saatlerinde sahile gittiklerini, burada onun cep telefonu ile kulaklığını bulduklarını ve sonra da yetkililere haber verdiklerini aktarmıştı.
Olayın karakola, bir gün sonra yani 28 Eylül Cumartesi günü öğle saatlerine doğru aksettirildiği de biliniyordu.
Baba Kabaiş, kızının gece yurda dönmediğinin tespit edilip aramanın erken başlaması gerektiğini savunuyordu.
BBC Türkçe’nin konuştuğu Van Barosu Başkanı Özaraz da, yurt görevlilerinin durumu bildirmesi gerektiğini, ortada bir hata olduğunu, bu durumun aramaların da geç başlamasına neden olduğunu savunuyor.
Arama çalışmaları nasıl yürütülüyordu?
Olayın yetkililere intikal etmesi üzerine 28 Eylül Cumartesi günü arama çalışmaları başladı.
Çalışmalar kapsamında su altında da arama faaliyetleri yürütüldü.
Çanakkale ve Van’dan ekipler, askeri ekipmanlarla dip araması da yaptı.
Ekipler, su altı görüntüleme cihazları ve botlarla hem gölün derinliklerinde hem de kıyı bölgelerinde arama çalışmalarını sürdürdü.
Aileye göre şüpheli bir durum var mıydı?
Baba Nizamettin Kabaiş; olaydan önce kızlarını ilgilendiren herhangi bir düşmanlık veya benzeri bir durum olmadığını veya kızlarında olağan dışı bir durum gözlemlediklerini, kendilerine de bu yönde herhangi bir şey söylemediğini belirtiyordu.
Telefonunun bulunduğu nokta içinse “Ama o kör nokta biraz tehlikeli bir nokta. O köşede kamera yok. Telefonu bırakmış ya, ne olmuşsa o noktada olmuş. Kötü insanlar oralara geliyormuş. Orası tenha. Işık da yok” diyordu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***