Rusya’nın evsahipliğinde 22-24 Ekim’de yapılacak BRICS zirvesi öncesinde Türkiye’nin üyelik başvurusu yakından izleniyor.
Kimi uzmanlara göre Türkiye’nin bu hamlesi ikili oynamak anlamına geliyor. Kimileriyse Türkiye’nin Batı’dan uzaklaştığı düşüncesiyle kaygılı.
BRIC, yani Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin platformu, 2009 yılında Rusya tarafından ABD ve Batılı müttefiklerinin hakim olduğu dünya düzenine meydan okuyabilecekleri bir kanal sağlamak amacıyla gayrı resmi bir kulüp olarak hayata geçirildi.
Topluluk, Güney Afrika’nın 2010’da katılımıyla BRICS adını aldı. Türkiye’nin gelişmekte olan büyük ekonomiler grubu BRICS’e üyelik başvurusu 22-24 Ekim’de Rusya’nın evsahipliği yapacağı 2024 BRICS Zirvesi öncesinde mercek altında.
Türkiye’nin geçen hafta BRICS’e üyelik için resmi başvuruda bulunması, Kremlin’in Haziran ayında “Türkiye’nin BRICS çalışmalarına ilgisini” memnuniyetle karşılaması ve Ankara’nın BRICS’e katılma arzusunu destekleme sözü vermesinin ardından gelen spekülasyonları doğruladı. Ankara’nın bu hamlesi, bir NATO bir üyesi ve Avrupa Birliği adayı bir ülkenin Rusya ve Çin’in hakim olduğu bir gruba katılmak için ilk kez başvuruda bulunması anlamına geliyor.
Analistler Türkiye’nin üyelik başvurusunun Batılı müttefiklerine meydan okumaktan çok “ikili oynamakla” ilgili olduğunu söylerken, bazıları da Ankara’nın Batı’dan uzaklaştığı yönündeki endişelerini dile getiriyor.
Brookings Enstitüsü ABD ve Avrupa Merkezi’nde misafir araştırmacı olarak görev yapan Aslı Aydıntaşbaş, VOA Mandarin’e yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin BRICS üyeliği, ülkenin transatlantik topluluktan uzaklaşmasının bir başka örneği” dedi.
ABD tarafından eski Sovyetler Birliği’ne karşı kolektif güvenlik amacıyla kurulmuş, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 32 ülkeden oluşan siyasi ve askeri ittifak NATO, aynı zamanda üye devletler arasında danışma, işbirliği, anlaşmazlıkların çözümü ve kriz yönetimi için bir araç işlevi görüyor.
BRICS ise çoğunlukla Batılı, gelişmiş ülkelerin siyasi ve ekonomik hakimiyetine meydan okumayı amaçlıyor. Muhalifleri, birçok alanda başarı sağlamakta zorlanan, Ocak 2024’te Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de dahil olduğu BRICS’in muhalefeti susturmaya çalışan otoriter ve yozlaşmış hükümetleri biraraya getirdiğini belirtiyor.
Merkezi Tel Aviv’de bulunan Ulusal Güvenlik Çalışmaları Türkiye Politika Araştırmaları Enstitüsü’nden uzman Gallia Lindenstrauss, VOA Mandarin’e yaptığı açıklamada, “Çin ve Rusya’nın dahliyle BRICS’i genişletme süreci var. Bu başvuru duyurusu doğrudan Türkiye’ye S-400 satışıyla bağlantılı ve Ekim ayında Rusya’da yapılacak BRICS toplantısının bir başlangıcı niteliğinde” dedi.
Donald Trump başkanlığındaki ABD yönetimi, NATO ittifakı ve ABD’nin F-35 savaş uçakları için risk oluşturduğu söylenen Rus S-400 füze sistemini 2,5 milyar dolara satın aldığı için 2020 yılında Türkiye’ye yaptırım uygulamıştı. Rus füze anlaşmasına rağmen Türkiye’nin BRICS üyeleriyle, NATO’nun temel kaygılarından birini oluşturan Moskova’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaş konusunda hala belirgin farklılıkları bulunuyor.
BRICS üyelerinin çoğu Moskova’nın işgali konusunda tarafsız ya da Rusya eğilimli bir duruş sergilerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne “tereddütsüz” destek verdi. Rusya’nın ilhak ettiği Kırım’ı Kiev’e iade etmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, Moskova’dan tepki aldı.
Aslı Aydıntaşbaş: “Türkiye Batı karşıtı bir ruh halinden geçiyor”
Aslı Aydıntaşbaş, Türkiye’nin Batı’ya bakışında Gazze etkisine de değinerek, “Türkiye şu anda Batı karşıtı bir ruh halinden geçiyor. Gazze’deki olaylar bunu daha da kötüleştirdi” dedi. Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Türkiye, ABD müttefiki İsrail’in Gazze’de Hamas’a karşı yürüttüğü mücadeleyi açık bir dille eleştiriyor. Çatışma, Hamas’ın İsrail’e saldırarak 1200 kişinin ölümüne ve 250 kişinin rehin alınmasına neden olmasının ardından başladı. İsrail’in Gazze’ye yönelik karşı saldırısı, bölgedeki Sağlık Bakanlığı’na göre 42 binden fazla Filistinlinin ölümüne neden oldu. Bu sayıda savaşanlar ile siviller arasında ayrım bulunmuyor.
Analistler, Türkiye’nin AB’ye katılım müzakerelerindeki duraksamadan duyduğu sabırsızlığın BRICS ile daha yakın ilişkiler kurma arzusunu körüklediği görüşünde. Ankara’nın 2005 yılında başlattığı AB süreci, Türkiye’deki muhalefete yönelik baskılar nedeniyle aksadı.
Muhdan Sağlam: “Erdoğan bunu Batı’ya Türkiye’nin alternatifleri olduğunu göstermek için kullanıyor”
Rus enerjisi ve Rusya-Türkiye ilişkileri uzmanı Muhdan Sağlam, VOA Mandarin’e yaptığı açıklamada, Türkiye’nin BRICS üyeliğinin, biri Doğu’ya diğeri Batı’ya bakan farklı yüzleri olduğunu göstermenin bir yolu olduğunu söyledi. “Erdoğan bunu Batı’ya Türkiye’nin alternatifleri olduğunu göstermek için kullanıyor” diyen Sağlam, şöyle devam etti:
“Ancak BRICS bir alternatif değil ve Batılı yetkililer de bunu biliyor. Yine de bu önemli çünkü hiçbir NATO üyesi farklı bir örgüte üyelik için başvurmadı. Bu durumda siyasi etki, ekonomik ya da savunma alanındaki etkilerden daha önemli olabilir”
Ancak Sağlam BRICS üyeliğinin aynı zamanda Çin gibi iş ortaklarıyla anlaşmaları kolaylaştırmak için bir araç olduğunu da düşünüyor. BRICS üyesi ülkeler dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 45’ini ve küresel ekonominin yüzde 28’ini oluşturuyor. Bu ülkeler, dünyadaki ham petrolün üçte birinden fazlasını üretiyor. Suudi Arabistan’ın da gruba katılması halinde BRICS ülkeleri küresel ham petrolün yaklaşık yüzde 43’ünü üretecek.
Analistler, Türkiye’nin Çin ile ticaretinin 2023 yılında 48 milyar doların üzerine çıkmasına rağmen bunun büyük çoğunluğunun Çin’den yapılan ithalat olduğuna dikkati çekiyor. Ankara, en büyük ticari ortağı olan Avrupa Birliği ile daha dengeli bir ticarete sahip.
Lindenstrauss, “Türkiye nihayetinde BRICS’te yer alabilir. Ancak bunun ticaret ortakları açısından pratikte ciddi bir anlamı yok ve ihracat/ithalat ticaret faktörlerini değiştirmiyor” dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Haziran ayında Londra’daki düşünce kuruluşu Chatham House’da yaptığı konuşmada, BRICS’ten AB gibi resmi bir ekonomik blok yerine “bir diyalog platformu” olarak bahsetti. Şimşek, “AB, ticari yatırımlar ve turizm akışları açısından temel ortağımız olmaya devam ediyor. Bu nedenle AB’ye odaklanmış durumdayız. Ancak bu, değer sunmaları halinde alternatiflere bakmayacağımız anlamına gelmiyor” dedi.
“ABD ve NATO müttefiklerinin daha stratejik düşünmesi gerekiyor”
Brookings Enstitüsü’nden Aydıntaşbaş, Türkiye’nin BRICS’e katılma başvurusunun göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin hamlesinin ABD ve NATO tarafından dikkatle değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Aydıntaşbaş, şunları dile getirdi:
“BRICS üyeliği pratikte fazla anlam taşımayabilir. Türkiye hala NATO üyeliğini korumak istiyor. Ancak adım adım, santim santim Batı’dan uzaklaşıyor. Bu da Türkiye’nin bölgesel ağırlığı ve coğrafi konumu göz önüne alındığında ABD ve diğer NATO müttefiklerinin daha stratejik düşünmesini gerektiriyor. Bu bizim istediğimiz bir sonuç mu?”
Çin ve İran cumhurbaşkanları Ekim ayında Rusya’da yapılacak zirveye katılacaklarını teyit etti. Rus ve Çin devlet medyası, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirveye katılacağını söylediğini bildirse de Erdoğan’ın makamının bu konuda resmi bir teyitte bulunması bekleniyor.