Kaybolduktan 19 gün sonra cesedi bulunan Narin Güran’a ilişkin soruşturmada gözaltına alınan 22 kişi sabah saatlerinde adliyeye getirildi. Aralarında Narin’in yakın akrabalarının da bulunduğu şüpheliler savcıya ifade verdikten sonra, savcı gerek görürse, mahkemeye çıkarılacak.
8 yaşındaki Narin Güran’ın 21 Ağustos’ta kaybolmasının ardından başlatılan soruşturma şüphelilerin adliyeye sevk edilmesiyle yeni aşamaya geçti.
Narin’in cesedinin bulunduğu 8 Eylül’de gözaltına alınan 24 şüpheli jandarma komutanlığında dört gün boyunca sorgulandı. Bu arada köy imamı serbest bırakılırken, küçük kızın cesedini gömdüğünü itiraf eden N.B. ise tutuklandı.
Aralarında Narin Güran’ın annesi, babası, iki ağabeyi, dört amcası ve tutuklanan amcası S.G.’nin eşinin de bulunduğu 22 şüphelinin jandarmadaki sorguları tamamlandı. Bu sabaha karşı önce sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler daha sonra adliyeye çıkarıldı.
Şüpheliler adliyede soruşturmayı yürüten üç savcıya ifade verecek. İfadelerin ardından savcı gerek görürse, şüphelileri mahkemeye sevk edecek.
“Gizlilik, delillerin karartılmaması ve yok edilmemesi için çok önemlidir”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile birlikte dün Narin’in mezarını ziyaret eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, soruşturmanın takipçisi olacaklarını söyledi. Valilik binasında bir açıklama yapan Tunç, “Çocuğun üstün yararını gözetmek hepimiz için hayati önemdedir” dedi.
Delillerin İstanbul, Diyarbakır ve Van Adli Tıp Kurumu’nda incelendiğini hatırlatan Tunç, “Narin kızımızdan alınan doku örnekleri üzerinde kimyasal, biyolojik ve patolojik incelemeler yapılmak üzere bir kısmı Diyarbakır Adli Tıp Grup Başkanlığı diğer kısımları da daha ileri tetkik gerektiğinden İstanbul Adli Tıp Kurumumuza gönderildi. Bu doku örneklerindeki incelemeler devam etmektedir. Adli Tıp Kurumundan ölüm sebebine ilişkin nihai rapor beklenmektedir” diye konuştu.
Dosyadaki gizlilik kararında de değinen Tunç, “Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157. maddesi gereği soruşturma evresindeki işlemlerin gizli tutulması, yargı sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için vazgeçilmezdir. Bu gizlilik, delillerin karartılmaması ve yok edilmemesi için çok önemlidir. Şüphelilerin delillere ulaşarak ifade taktikleri geliştirilmesinin önüne geçilmesi için çok kritiktir. Tanıkların herhangi bir baskı altında kalmamasını ve soruşturmanın adil şekilde ilerlemesini sağlamak adına hayatidir. Elbette kamuoyunun haber alma hakkı son derece önemlidir. Ancak bu süreçte soruşturmanın gizliliği ve hukuki hassasiyetler mutlaka gözetilmelidir” dedi.
Şimdiye kadar iki kişi tutuklandı
Narin’in daha cesedi bulunmadan önce aynı zamanda amcası olan muhtar S.G., 2 Eylül’de çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince, “kasten öldürme” iddiasıyla tutuklanmıştı.
Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, 8 Eylül’de düzenlediği basın toplantısında, Narin’in kıyafetleriyle Eğertutmaz Deresi kenarında çuval içinde, üzeri taşla gizlenmiş şekilde ölü bulunduğunu açıklamıştı. Zorluoğlu, basın toplantısında şu bilgileri verdi:
“İlk bulgulara göre kayıp Narin Güran’ın öldürüldükten sonra bir çuvalın içerisine konulup dere kenarına getirildiği, çuvalla birlikte derenin kenarında suyun içerisine yerleştirildiği, üzerinin ağaç dalları ve taşlarla şüphe uyandırmayacak şekilde ve doğal bir görüntü verilerek kapatıldığı anlaşılmıştır.”
Narin’in cesedinin bulunmasından sonra gözaltına alınan 24 şüpheliden N.B. jandarmadaki ifadesinde, cesedi sakladığını itiraf etmişti. Amca S.G.’nin kendisinden, cesedi 200 bin lira karşılığında dereye bırakmasını istediğini öne süren N.B., çıkarıldığı sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde tehdit edildiğini iddia etmişti. N.B, amca S.G.’nin “Arif’in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm” dediğini öne sürmüştü. N.B. “çocuğu kasten öldürmeye iştirak” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Öte yandan diğer amca H.G.’nin ikinci eşi de gözaltına alınırken, tutuklanan amca S.G.’nin avukatı Seda Toğrul davadan çekildiğini duyurmuştu.