CHP’nin cumhurbaşkanı adayları arasında gösterilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun siyasi yasak aldığı karar İstinaf’ta. Mahkemeden siyasi yasağa ilişkin yapılan itirazın sonucu beklenirken kulislerde İmamoğlu’na ceza verildiği yönünde iddialar hakim. İmamoğlu’nun danışmanı, eski Gelecek Partili Serkan Özcan, bu sürecin yalnızca İmamoğlu’na değil, milletin iradesine yönelik bir darbe girişimi olduğunu söyledi.
Serkan Özcan sosyal medya üzerinden sert bir açıklama yaptı. Davanın siyasi olduğuna vurgu yapan Özcan, iktidarın üç seçimdir yenemediği bir siyasi figürü entrikayla devirmeye çalıştığını iddia söyledi. Yargının tahakküm altına alındığını belirten Özcan, iktidarın sandıkta milletin desteğini alamadığı için hukuku bir araç olarak kullandığını ifade etti.
‘DEMOKRASİYİ HİÇE SAYAN BİR SÜREÇ’
Özcan, açıklamasında Türkiye’nin geçmişte yaşadığı siyasi yasaklar ve darbe süreçlerine atıfta bulunarak, Yassıada yargılamalarından 1980 darbesine, 28 Şubat’tan 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar birçok antidemokratik müdahalenin halkın iradesiyle aşıldığını hatırlattı.
Son günlerde gerek medyada gerekse sokakta konuşulan konuların başında kamuoyunda “Ahmak Davası” olarak bilinen hukuki süreç yer almaktadır.
Bu süreç, İBB’nin seçilmiş Başkanı Sn.Ekrem İmamoğlu’na değil, milletin iradesine yöneltilmiş açık bir darbe girişimidir.
Hukuki değil,…
— Serkan Özcan (@serkanozcan1) September 24, 2024
Serkan Özcan’ın açıklaması şöyle:
“Son günlerde gerek medyada gerekse sokakta konuşulan konuların başında kamuoyunda “Ahmak Davası” olarak bilinen hukuki süreç yer almaktadır.
Bu süreç, İBB’nin seçilmiş Başkanı Sn.Ekrem İmamoğlu’na değil, milletin iradesine yöneltilmiş açık bir darbe girişimidir.
Hukuki değil, siyasidir.
İktidar, üç seçimdir bükemediği bileği entrikayla kırabileceğini zannetmektedir.
Sandıkta milletimizin onayını alamayanlar, iktidarlarını sürdürmek için tahakküm altına aldıkları yargıyı kullanmaktan başka hiçbir yol bulamamıştır.
Yasakları kaldıracağını söyleyerek iktidara gelenler, maalesef ki siyasal tarihimizde yasakların öncüsü olarak anılacaktır.
Demokrasimizi hiçe sayan bu dava, tarihimize sürülmüş kara bir lekedir.
Bu millet Yassıada yargılamalarını, 1980 darbesi sonrası siyasi yasakları, 28 Şubat sürecini, 15 Temmuz ihanetini yaşamış ve bu süreçleri demokrasiye tutunarak atlatmıştır.
Askeri darbelerden ve siyasi yasaklardan çok çekmiş olan milletimizin iradesi, bu sefer bir yargı darbesiyle ellerinden alınmak istenmektedir.
Aziz milletimize yoksulluğu, mutsuzluğu, umutsuzluğu müstehak görenler, milletimizin iradesini hiçe saymaktadır.
Bilinmelidir ki, bu süreç bırakın ülkenizin demokrasi yolculuğuna ket vurmayı, milletimize hizmet yolunda bizleri daha da şevklendirecek ve güçlendirecektir.
Kendilerini milletimizden büyük görenlerin, yola “millete hizmet” diyerek çıkıp yolunu kaybedenlerin kaderi büyük bir yenilgidir.
Demokrasiye inananların bu yolda sırtını yasladığı ve güvendiği yegane temel milletimizin iradesidir.
Gerçek demokratlar için ne üzüntü, ne umutsuzluk, ne de endişeye mahal vardır. Çünkü demokrasi mücadelesinde tutunduğumuz dal her daim vatanımıza duyduğumuz karşılıksız sevgidir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***