Tolga Şardan, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu döneminde Ankara Emniyet Müdürü olan Servet Yılmaz’ın iki yardımcısı Alp Arslan ile Oben Özay’ın suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan’dan rüşvet aldıkları gerekçesiyle meslekten ihraç edildiğini yazdı.
Her iki ismin de Sinan Ateş suikastı ile Ayhan Bora Kaplan soruşturmalarında adının geçtiğine dikkat çeken Şardan, haklarında Ankara Adliyesi’nde Ayhan Bora Kaplan’a Rolex saat aldırdıkları iddiasıyla dava açıldığını belirtti. Bu gelişmenin ardından Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu’nun ise Ülkücü oldukları belirtilen Alp Arslan ile Oben Özay’ın meslekten ihraç edilmelerine karar verdiğini kaydetti.
Şardan devamında, “Önceki Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın, bu işlerden haberinin olmaması mümkün mü? Haberi varsa neden iki personelinin böylesi faaliyetlerine göz yumdu? Bu tabloya karşın Yılmaz, hemen her polis müdürünün idealindeki yurt dışı müşavir görevlendirilmesi çerçevesinde nasıl oldu da Bakü’ye atanarak ‘ödüllendirildi’ adeta?” diye sordu.
Tolga Şardan’ın “Yurt dışı görevle ödüllendirilen eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın iki yardımcısı emniyetten ihraç edildi!” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
Soylu’nun ekibinin en tepesindeki isim olan Servet Yılmaz’ın Ankara Emniyet Müdürü olduğu dönemde sağ ve sol kolu diyebileceğimiz iki polis müdürü vardı.
Alp Arslan ve Oben Özay.
Yakın zamana kadar kamuoyunun pek de tanımadığı isimlerdi bu iki polis müdürü. Fakat, Ayhan Bora Kaplan suç örgütü ile eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesiyle ilgili soruşturmalarda kimi ifade ve belgelerde isimlerinin geçmesi nedeniyle tanındılar.
Arslan, Yılmaz döneminde Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nden sorumlu Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı’ydı. Aynı zamanda, 15 Temmuz sürecinde FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri İmamı olduğu öne sürülen Adil Öksüz’ün firarında adı gündeme geldi. O dönemde İstihbarat Şube’de görev yapması sebebiyle sahip olduğu bilgiler ışığında yargılandığı davada beraat etti! Ankara Emniyeti içindeki ülkücü polis müdürlerinden olduğu biliniyor.
Sonrasında Arslan, gerek Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, gerekse sorumlu müdür yardımcılığı görevi sırasında, yakın geçmişte “büyük operasyonlar” olarak açıklanan ancak şimdilerde soru işaretlerini barındıran mafya operasyonlarını yönetti.
Diğer polis müdürü Oben Özay da Ankara Emniyeti Asayiş Şube Müdürü olarak görev yaptı. Bir dönem Başbakanlık Koruma Müdürlüğü bünyesinde görev yaptı. Sonrasında yeniden Ankara Emniyeti’ne döndü.
Özay’ın adı, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi olayında duyuldu. Cinayet soruşturmasını yürüten birimin en tepesindeki isimdi Asayiş Şube Müdürü olarak. Yakın zamanda Ateş suikastının kilit ismi MHP’li Tolgahan Demirbaş’ın, cinayetin işlendiği dönemde MHP Milletvekili olan Olcay Kılavuz’un yanından gözaltına alındığı yönündeki tutanağın imha edilerek yerine yeni sahte bir tutanak hazırlanması iddiasına adı karıştı. Aynı zamanda, Ateş’in öldürülmeden önceki son konum bilgisinin, suikastı gerçekleştiren kişilere ulaştırılması olayına adı karışan Mustafa Ensar Aykan’ın arkasındaki isimlerden olduğu ifade ediliyor.
Özay da Arslan gibi Ankara Emniyeti’ndeki ülkücü polislerden birisi olarak tanınıyor.
AYHAN BORA KAPLAN’A ROLEX SAAT ALDIRMIŞLAR
Her iki polis müdürü hakkında Ankara Adliyesi’nde önemli bir yargı süreci başladı. Arslan ve Özay’ın aralarında bulunduğu polisler hakkında, suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan’a Rolex saat aldırdıkları iddiasıyla ‘rüşvet’ suçlamasından dava açıldı. Davada Kaplan da rüşvet vermekle suçlanıyor.
Aynı davanın içeriğinde Arslan ve Özay’ın “mali profili ile uyumsuz şekilde banka hesaplarına yüksek tutarlarda para yatırıldığı” yönünde MASAK raporları mevcut.
MESLEKTEN İHRAÇ EDİLDİLER
Mesleki profillerini ve haklarında açılan ‘rüşvet’ davasını ortaya koyduğum iki polis müdürü hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz günlerde önemli bir karar aldı.
Her iki polis müdürünün aralarında bulunduğu Ankara Emniyeti’nden görevli bazı polisler hakkında düzenlenen soruşturma raporu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce sonuçlandırıldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu, Alp Arslan ile Oben Özay’ın “meslekten ihraç edilmesine” karar verdi.
Meslekten çıkarma, bir devlet memurunun alabileceği en yüksek idari ceza.
Arslan ve Özay’ın hakkındaki müfettiş raporunun, Ankara Adliyesi’ndeki ‘rüşvet’ iddiasıyla bağlantılı olduğu belirtiliyor.
Kararın, Arslan ve Özay’a tebliğ edilmesinin ardından her iki polis müdürünün teşkilatla bağı kesilecek.
Adli ve idari süreçle ilgili dava yolu iki polis müdürü açısından açık elbette.
Şimdi burada “küçük” ama önemli bir tablo var karşımızda:
Suç çeteleriyle mücadele etme görevi bulunan iki üst düzey polis müdürü, mafya liderinden pahalı saat alıyor, mal varlıkları dikkat çekici boyutta.
Her iki polis müdürü, ailelerine ve meslektaşlarına bu durumu nasıl açıklayacaklar acaba?
Serbest Görüş:
“SERVET YILMAZ NEDEN GÖZ YUMDU?”
İşin diğer yönü ise en az bunun kadar vahim.
Haklarında böylesi ağır iddialar ve ithamlar bulunan iki polis müdürünün en tepe yöneticisi konumundaki önceki Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın, bu işlerden haberinin olmaması mümkün mü?
Haberi varsa neden iki personelinin böylesi faaliyetlerine göz yumdu?
Bu tabloya karşın Yılmaz, hemen her polis müdürünün idealindeki yurt dışı müşavir görevlendirilmesi çerçevesinde nasıl oldu da Bakü’ye atanarak ‘ödüllendirildi’ adeta?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***