Tomris Giritlioğlu, uzun süredir tedavisini gördüğü akciğer kanserine 66 yaşında yenik düştü. Veda törenine; Tomris Giritlioğlu’nun ailesi, arkadaşları ve meslektaşları katıldı.
CANSEL ELÇİN: ONUNLA ÇALIŞANLAR YETİM KALDI
Törende bir konuşma yapan oyuncu Cansel Elçin; “Bizlerin sektördeki herkesin bir anısı vardır onunla. Onunla çalışanlar, onunla beraber olanlar yetim kaldı” dedi.
ERKEK KARDEŞİ: İYİ Kİ BENİM ABLAMMIŞ
Konuşması sırasında gözyaşlarına boğulan erkek kardeşi Başar Arcak ise “O kadar güzel şeyler söylediler ki o zaman daha da gurur duydum. İyi ki benim ablammış. Onu çok seviyorum” ifadelerini kullandı.
OĞLU: NEFES KESEN BİR HAYAT
Sözlerine; “Canım annem, büyük aşkım, sonsuz flörtüm” diye başlayan oğlu Ilgaz Giritlioğlu ise şunları söyledi:
“Tomris’in oğlu olmak hem çok zor hem de çok kolay. Çetin ceviz bir hayat, uykusuz montaj odaları, çok fazla senarist, kostümler, güzel oyuncular ve kameralarda dolu, nefes kesen bir hayat. Seninle çok gurur duyuyorum.”
HÜLYA AVŞAR: UNUTMAK MÜMKÜN DEĞİL
Hülya Avşar, üzüntüsünü; “Çok büyük bir kayıp. Benim için ayrıca çok büyük bir kayıp… Diyecek bir şey yok, ışıklar içinde uyusun. Her zaman hatırlayacağız. Giderken öyle şeyler bırakıp gitti ki unutmak mümkün değil” şeklinde dile getirdi.
BELÇİM BİLGİN: REHBERİMDİ BENİM, ÇOK ÜZGÜNÜM
Belçim Bilgin ise “Hem çok seviyorum, hem çok şey borçluyum ona. Bize kattığı değerler yol boyunca hep kıblem oldu. Bundan sonra da olacak. İnandığı hiçbir şeyden vazgeçmeyişi, çok erdemli oluşu… İnanılmaz tutkulu bir kadın oluşu… Bir kadın olarak sektörde az kadının olduğu zamanlarda bu savaşı verip hiç vazgeçmeden hayallerini gerçekleştirmesi olağanüstü bir kudret bence. İzi silinecek gibi değil. Onun bize öğrettiklerini, bize yaşattıklarını yaşatabilir ona bir şeyler katabilirsek ne mutlu bize ama onun ışığına ilerleyeceğiz bunu biliyorum. Her birimiz… Hayatımızın en özel tecrübesini yaşadık onunla. Rehberimdi benim, çok üzgünüm… Hepimizin başı sağ olsun” sözleriyle üzüntüsünü ifade etti.
TOMRİS GİRİTLİOLĞU KİMDİR?
Tomris Giritlioğlu, 1957 yılında Konya’nın Kadınhanı ilçesinde doğdu. Hataylı bir ailede dünyaya geldi. Babası, o sırada Kadınhanı’nda hakimlik yapan Ali Arcak’tır. Annesi ise Sakine Arcak (Günaydın) idi. Çocukluğunun ilk yılları Adana’da geçti.
İlkokul 3. sınıftan sonra eğitimine TED Ankara Koleji’nde devam etti. Yükseköğrenimini Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde tamamladı. Üniversite öğrencisi iken sinema yönetmeni olmaya karar verdi. Mezun olduktan sonra TRT’de çevirmen olarak çalışmaya başladı.
1977’de TRT Haber Dairesi Başkanı Aycan Giritlioğlu ile evlendi. Bu evlilikten oğlu Ilgaz dünyaya geldi (1980). TRT’de, önce Çocuk Programları ve Eğitim Kültür Bölümleri’nde asistanlık yaptı. Ardından Belgesel Programlar Müdürlüğü’ne geçti. “Tabletten Belgesele” ve “Beyoğlu” adlı iki belgesel film çekti.
1988’de TRT’nin Drama Bölümü’ne geçti. 1989’da ilk filmi “Kantodan Tangoya”yı çekti. İlk uzun metrajlı filmi “Suyun Öte Yanı”nı 1991’de tamamladı. Film, 11. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü ve En İyi Yönetmen Ödülü aldı. Ayrıca, 4. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde En İyi İkinci Film ödülüne layık görüldü.
1994’te Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Yaz Yağmuru” adlı öyküsünü sinemaya uyarladı. Mehmet Eroğlu’nun “Yarım Kalan Yürüyüş” romanından uyarladığı “80. Adım” (1995), 8. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde Seçiciler Kurulu Özel Ödülü ve 15. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödüllerini aldı.
1999 yılında “Salkım Hanımın Taneleri” adlı film ile üne kavuştu. Film, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Film” ödülünü kazandı. Ayrıca, Ankara Uluslararası Film Festivali’nde Mahmut Tali Öngören Özel Ödülü’nü aldı.
2002’de TRT’den emekli olan Giritlioğlu, “Salkım Hanım’ın Taneleri” filminin devamı niteliğindeki “Güz Sancısı” filmini 2008’de tamamladı. Sanatçı, emekli olduktan sonra özel televizyonlar için dizi projeleri üretmeye başladı. Bazı dizilerde yapımcı, bazılarında ise proje tasarımcısı olarak görev aldı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***