T24 Haber Merkezi
MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul, “Anayasa’mızın 41. maddesinin kenar başlığının, ‘Ailenin korunması, evlilik birliği ve çocuk hakları’ şeklinde ve birinci fıkrasında yer alan ‘temelidir ve’ ibaresinin ‘…temelidir. Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir’ şeklinde değiştirilmesi daha doğru bir yaklaşımdır. Çünkü sadece bir kadın ve bir erkek evlenebilir” dedi.
MHP Aile, Kadın ve Sosyal Hizmet Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı tarafından bir otelde düzenlenen “Aile Kurumu Çalıştayı Sonuç Raporu” programına katıldı. Raporun açıklandığı programda konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Yurdakul, çocuk sahibi olmayı teşvik edecek mali politikalar geliştirilmesi ve aktif pronatalist politikaların uygulanması gerektiğine vurgu yaptı.
2 yıl ücretsiz doğum izni
Yurdakul, doğum öncesi 2 ay, doğum sonrası ilk 6 ay ücretli izin, ikinci 6 ay esnek ya da uzaktan çalışma modeli ve süt izni ile 2 yıl ücretsiz izin sağlanmasını önerdiklerini belirterek, “Gece hizmet veren çocuk bakım merkezleri kurulmalı. Çocuk bakım merkezlerinin maliyetleri ailelerin ekonomik yapısını bozmayacak şekilde belirlenmeli. Güvenceli esnek ve uzaktan çalışma modelleri teşvik edilmeli. Ortaöğretim eğitiminde iş gücü ihtiyaçlarına uygun meslek kazandırma yapısı etkinleştirilmeli. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı bilgileri okul müfredatlarına dahil edilmeli” diye konuştu.
Film ve dizilerin denetim ve kontrolü yapılmalı
Cinsiyetsizleştirme ve LGBT propagandasına karşı mücadelenin önemine dikkati çeken Yurdakul, şöyle devam etti:
“Aile tanımının güncellenmesi gerekiyor. Artık Anayasa’daki aile tanımına kadın ve erkek ibaresinin eklenmesi uygun olacak. Bununla birlikte dijital platformlarda yayınlanan film ve dizilerin denetim ve kontrolü yapılmalı. Anne babalara, çocuklarının doğuştan getirdikleri cinsiyetlerine uygun olarak sağlıklı cinsel kimlik geliştirmeleri yönünde eğitim programları sağlanmalı. Bununla birlikte ebeveyn ve çocuklara yönelik devletin ilgili tüm kurumlarının sunduğu mevcut uygulamaların tanıtımının yapılması, ebeveynlere yönelik bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarının başlaması gerekiyor.”
“35 yaşına kadar evlenecek kişilerin KYK borcu silinebilir”
Yurdakul, 35 yaşına kadar evlenecek kişilerin KYK borcunun silinmesi, uzun vadeli kredilerin sağlanması gibi ekonomik teşviklerin sağlanması konularının önemine değinerek, televizyon ve dijital platformlarda yayınlanan film ve dizilerin Türk aile yapısına uygunluğu açısından denetim ve kontrolünün şart olduğunu söyledi.
Yaşlılar ve bakıma muhtaç bireylerin sorunlarına ilişkin çözüm önerilerini de sıralayan Yurdakul, “Bakıma muhtaçlık sigortası gündeme alınabilir. Yatağa bağımlı yaşlı bireylere raporlar hastaneye gitmeden verilmeli. Özellikle yaşlarımız için hasta bezi başta olmak üzere malzeme ve teçhizat desteği sağlamalı ve Milli Eğitim müfredatında yaşlılık, yaşlanma ve yaşlılığa saygı konuları işlenmeli ve yaşlılığa zorbalık ve mobbing cezaları gerekirse artırılmalı” ifadelerini kullandı.
Yurdakul, yaşlar için ücretsiz geziler ve kültür faaliyetlerinin sağlanması gerektiğini belirterek, “Yaşlılar Haftası” uygulaması yerine “Yaşlılara Vefa Haftası” ifadesinin kullanılmasını önerdiklerini belirtti.
Engellilik raporu alma süreçlerindeki usulsüzlükler
Fiziksel aktivite ve egzersiz eğitimi konusunda yaşların bilgilendirmesi gerektiğine dikkati çeken Yurdakul, “Günümüzde çok büyük sorun olan ve istismar edilen engellilik raporu alma süreçlerindeki usulsüzlükler önlenmeli ve denetimler artırılmalı” dedi.
Çocuk istismarına yönelik çalışma ve öneriler
Genel Başkan Yardımcısı Yurdakul, çalıştay kapsamında çocuk istismarına yönelik önerilerinin de yer aldığını belirterek, şunları kaydetti:
“Özellikle çocuk, aile ve toplumun eğitimi önerilerimiz arasında. Okul öncesi dönemde halihazırda verilen eğitim müfredatına korunma eğitimlerinin eklenmesi, çocuklara gelişim dönemlerine göre cinsellik eğitimlerinin verilmesi, bu eğitimlerin cinsel gelişime odaklanması, çocuklara olası bir istismar ile karşılaştıklarında bildirmesi gereken kişi ve yerleri içeren eğitimler verilmesi, ailelerin konu hakkında eğitilmesi ve kamu spotları oluşturularak istismarın ne olduğu, koruma stratejileri, cezaların neler olduğunun medya-devlet işbirliğiyle hayata geçilmesi ve çocuklarla çalışmak zorunda olan meslek gruplarının meslek içi eğitimine muhakkak çocuk istismarı eğitiminin eklenmesi ve müfredatlarına entegre edilmesi önerilerimiz arasında yer alıyor.”
Verilen cezalar toplum vicdanını rahatlatmalı
Çocuk istismarına ilişkin davaların sonuçlanma süresinin en aza indirmeye çalışılması, gerekirse gerekli desteğin devlet tarafından sağlanması gerektiğini ifade eden Yurdakul, “Verilen cezaların toplum vicdanını rahatlatacak şekilde gerekirse yeniden düzenlenmesi ve verilen cezalarda kesinlikle indirime gidilmemesi, çocuk cinsel istismarı suçu işleyenlerin cezaları tamamlansa bile oluşturulacak bir sistem üzerinden takiplerinin yapılması bir diğer önerimiz” diye konuştu.
Ailenin korunmasına ilişkin öneriler
Ailenin korunması ve güçlendirmesi kapsamında çekirdek aileye pozitif ayrımcılık uygulanması gerektiğini aktaran Yurdakul, “Anayasa’mızın 41. maddesinin kenar başlığının, ‘Ailenin korunması, evlilik birliği ve çocuk hakları’ şeklinde ve birinci fıkrasında yer alan ‘temelidir ve’ ibaresinin ‘…temelidir. Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir’ şeklinde değiştirilmesi daha doğru bir yaklaşımdır. Çünkü sadece bir kadın ve bir erkek evlenebilir” değerlendirmesinde bulundu.
Yurdakul, Anayasa’nın 41. maddesinin dördüncü fırkasına, “şiddete karşı çocukları” ibaresinin yerine “şiddete karşı kadınları, yaşlıları ve çocukları” ibaresinin eklenmesi gerektiğini vurgulayarak, yine Anayasa’nın 41. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, devletin aile planlamasına ilişkin nüfus planlaması kanununda, planlı nüfus artışının sağlanmasına yönelik düzenlemelerin yapılmasını önerdiklerini söyledi.
Boşanma davası sürecinde kadına yönelik şiddeti önlemek ve sağlıklı bir boşanma sürecini yönetebilmek için aile danışmanı atanmasını önerdiklerini belirten Yurdakul, şöyle devam etti:
“Aile hukukuna dair uyuşmazlıkların yapısından dolayı aile arabuluculuğuna Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda ayrı bir bölüm şeklinde yer verilmesini öneriyoruz. Aile mahkemesinde görev yapacak hakimlerin aile arabuluculuğu konusunda hizmet içi eğitim alması oldukça önemli. Eş arabuluculardan birinin mutlaka psikiyatr, psikolog, sosyal çalışmacı veya benzeri alanlarda uzman bir kişi olması ve eğitim alması gerekmekte. Türk Medeni Kanunu’nda ortak velayete ilişkin bir düzenleme yapılmasını öneriyoruz. Velayet hakkının kötüye kullanılması suretiyle çocukların mahrem bilgilerinin ve görüntülerinin ifşa edilmesinin önüne geçilmesi amacıyla ilgili kanun düzenlemelerinin yapılması ve uzayan boşanma davalarında süreci kısaltmak amacıyla boşanma kararının istinaf aşamasında kesinleşmesi, seyirlerine ilişkin incelemenin Yargıtay tarafından yapılması ve aile hukukundan kaynaklanan davalara ilişkin özel bir aile yargılaması usul kanunu çıkarılmasını öneriyoruz.” (AA)