ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM
Açıkçası bu başlığı atarken çok düşündüm. ‘İleri bir yorum’ olabilir mi diye endişe ettim. Zira din ve ırk ayrımcılığı Amerika’da ciddi bir suç. Hele ki sonu idam olan bir dosyada bunu iddia etmek için elinizde çok güçlü verilerin olması gerekir.
Fakat ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Cori Bush’un X’te yaptığı paylaşımı görünce yalnız olmadığımı anladım. Zira Cori Bush, idama onay veren valiyi çok sert bir şekilde eleştirip, “Bu kusurlu, ırkçı ve insanlık dışı uygulamayı kesin olarak ortadan kaldırmalıyız.” dedi.
Gelelim tirajik olayın detaylarına.
Bahse konu olay 1998 yılında St Louis kentinde yaşandı. Sosyal hizmet uzmanı Lisha Gayle evinde 43 kez bıçaklanarak öldürüldü, değerli eşyalar çalındı. Marcellus Williams isimli siyahi bir Amerikalı tutuklandı ve tartışmalı bir yargılama sonunda idama mahkum edildi.
Fakat Williams’ın cinayet silahı ve suç mahalli ile bağlantısını ortaya koyan herhangi bir kanıt yoktu. Dahası yıllar sonra olay yerinden alınan DNA örneklerinin Williams ile eşleşmediği ortaya çıktı. St. Luis Başsavcısı Wesley Bell, Williams’ın parmak izinin cinayette kullanılan bıçakta çıkmadığına işaret edip mahkumiyetin bozulmasını talep etti. Ancak Williams’ın avukatları ve yerel savcının çabaları yeterli olmadı.
Missouri Valisi Mike Parson, Williams’ın af talebini reddetti. Savcının bozma talebine uymayan mahkeme kararında, “Söz konusu kanıtlar ne alternatif bir failin varlığını gösteriyor, ne de Williams’ın katil olduğunu dışlıyor!” dedi. Yani, “Williams’ın katil olmama ihtimali var ama biz idam yönünde karar veriyoruz!” demiş oldular.
İnanılmaz ama karar böyle. Savcıların ‘masum’ olabileceğini belirtmesine rağmen siyahi imam Williams ilk kez denen bir enjeksiyonla idam edildi.
Cezaevinde Müslüman olan, hatta mescitte imamlık yapan Williams’ın idamı uzun süre konuşulacak. Çünkü maktülün ailesi dahil binlerce kişi imza kampanyası ile infazın durdurulmasını istedi.
Müslüman organizasyonlar imza kampanyası açtılar. Fakat bütün çabalar sonuçsuz kaldı. Williams’a idam öncesi son sözlerini sorduklarında, “Her türlü durumda Allah’a hamdolsun.” dedi.
İnfazın uygulanmasından sonra hararetli bir idam tartışması başladı. ABD genelinde çalışmaları ile bilinen Ölüm Cezası Bilgi Merkezi’ne göre idam cezasının yürürlüğe girdiği 1972 yılından bu yana en az 21 kişi “güçlü ve inandırıcı” masumiyet iddialarına rağmen idam edildi.
Williams Marcellus’da bunlardan birisi. Marcellus’un davası ve idamı eminim uzun süre tartışılacak. Muhtemelen filmlere kitaplara konu olacak.
Ancak ortada kesin bir durum var; Williams Marcellus artık yaşamıyor. Yarın bir gün çok güçlü bir delil ortaya çıksa ve masumiyeti tescillense bile artık anlamı kalmadı.
Bu olayı dikkatinize sundum çünkü Türkiye’de zaman zaman idam tartışması alevleniyor. Nitekim vahşice katledilen Narin Güran’dan sonra başta bazı siyasiler olmak üzere bir çok kişi, “İdam cezası gelsin!” kampanyası yaptılar. Onlara göre bu tür suçları işleyenler doğrudan idam edilmeli.
Bu talep en az Narin Güran’ın katli kadar ürkütücü.
Çünkü Türkiye’nin yargı sistemi malum. Perinçek’in tabiriyle ‘siyasetin köpeği’ haline geldi. Böyle bir sistem de rejime muhalif herkesin idama mahkum edilmesi kaçınılmaz. Veya delil toplama, sorgulama ve yargılama da yaşanan skandallar o kadar büyük ki, artık kimsenin ne soruşturmaya ne kovuşturmaya güveni var.
Kısacası idam isteriz diyenlere hatırlatalım; idam dönüşü olmayan bir yol. Hatanın telafisi mümkün değil. O yüzden bırakın böyle tehlikeli söylemleri de hukukun üstünlüğünü savunun.
Dün Missouri’de idam edilen Williams Marcellus örneğine geri dönersek.
Bu dosyayı takip eden herkesin aklında aynı soru var; acaba Marcellus beyaz ve müslüman olmasaydı yine aynı muameleye tabi tutulur muydu?
Yüzbinlerce insanın kafasında aynı sorunun olması bile bugünün ABD’si için utanç verici.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***