Ukrayna Parlamentosu, önceki gün (20 Ağustos) Moskova Patrikhanesi’ne bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin faaliyetlerini yasakladı.
Parlamento genel kurulunda “Rusya Federasyonu ile bağlantılı olanlar da dahil olmak üzere dini kuruluşların Ukrayna topraklarındaki faaliyetlerinin yasaklanmasına yönelik” yasa tasarısı, oylamaya katılan 322 parlamenterden 265’inin oyuyla kabul edildi.
Zelensky: “Bartholomeos’la görüştüm”
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelensky, kararın ardından Fener Rum Patriği Bartholomeos’la telefonda görüştüğünü belirterek “Devletimizin kiliseler arasında açık diyaloğun teşvik edilmesi yönündeki kararlılığını teyit ettim” dedi. Zelensky, X hesabından şu açıklamayı paylaştı:
“Ekümenik Patrik I. Bartholomeos ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Ekümenik Patrik Hazretlerinin Ukrayna için ettiği dualar ve ulusumuza verdiği sarsılmaz destek için şükranlarımı ifade ettim.
Ukrayna heyetinin Ekümenik Patrikhane’ye gerçekleştirdiği son verimli ziyaret de dâhil olmak üzere devam eden işbirliğimizi olumlu bir şekilde değerlendirdik ve Patrikhane’nin iade-i ziyaretine ilişkin beklentilerimizi paylaştık.
Ayrıca, Ukrayna Kiliseler ve Dini Örgütler Konseyi tarafından desteklenen yeni ruhani bağımsızlık yasasının önemini vurgulayarak bağımsız bir ulusun ruhani olarak da bağımsız olması gerektiğini belirttim. Devletimizin Ukrayna’da Ortodoksluğun güçlendirilmesi ve kiliseler arasında açık diyaloğun teşvik edilmesi yönündeki kararlılığını bir kez daha teyit ettim.”
Moskova’dan tepki: “Sahte Kilise yaratıyorlar”
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Ukrayna Parlamentosu’nun kararına “Buradaki hedef, gerçek Ortodoksluğu kökten yok edip, bunun yerine sahte Ortodoks Kilise yaratmaktır. Bu, Ukrayna’da Ortodoksluğun yok edilmesidir” sözleriyle tepki gösterdi.
Bartholomeos Kyiv Patrikhanesi’ne bağımsızlık belgesi vermişti
Ukraynalı Ortodoks din insanları, Rusya lehine çalışmakla suçladıkları Moskova Patrikhanesi’ne bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi yerine Kyiv Patrikhanesi Ukrayna Ortodoks Kilisesi ve Ukrayna Bağımsız (Otosefal) Ortodoks Kilisesi’ni kurmuştu. Ancak, Ortodoksluk mezhebinde bu yapılanmanın geçerli olabilmesi için bu kiliselerin, Fener Rum Patrikhanesi ya da diğer patrikhanelerin yarısı tarafından tanınması kuralı bulunuyor.
2018’de dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko, Fener Rum Patrikhanesi’ne başvurarak 1992’de kurulan Kyiv Patrikhanesi’ne bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ne “otosefal” (Kendilerine ait bir lider tarafından yönetilen Ortodoks kiliselerine verilen bağımsızlık) verilmesini talep etmişti. Bartholomeos, Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ne bağımsızlık kazandıran “Tomos” adlı belgeyi, 5 Ocak 2019’da Poroşenko’nun katıldığı törenle vermişti.
Moskova’ya yakın hukuk firması sahibinden Bartholomeos’a Hürriyet ilanıyla uyarı
Gazeteci Ertuğrul Özkök ise Ukrayna Parlamentosu’nun kararı aldığı gün (21 Ağustos) Hürriyet Gazetesi’nde yayımlanan enteresan bir ilana dikkat çekti.
Özkök’ün yazısına konu ettiği, dünkü Hürriyet’te yayımlanan ilan; Washington D.C ve Londra’da şubeleri bulunan “Amsterdam&Partners” hukuk firmasının kurucusu Robert Amsterdam’ın Fener Rum Patriği Bartholomeos’a yazdığı bir açık mektuptu.
Mektubun Moskova Kilisesi adına Bartholomeos’a yapılmış bir uyarı olduğu yorumunu yapan Özkök’ün yazısından dikkat çeken bölümler şöyle:
Bu esrarengiz adam Hürriyet’teki ilanı yayınlatmak için iki katı para mı verdi?
“Tam sayfa bir açık mektuptu.
Altında bir yerde ‘Bu bir ilandır’ yazıyordu.
Mektup şu ifade ile başlıyordu:
‘Patrik Cenapları
Ekümenik Patrik
342 20 Fener Haliç
İstanbul, Türkiye…’
Fener Patriği Bartholomeos’a yazılmış bir açık mektuptu.
Aynı kişi daha önce de mektup yazmış
Üstünde 12 Ağustos 2024 tarihi vardı.
Girişte şöyle dikkat çekici bir ifade daha var:
‘Bu mektubu Zat-ı Alinize göndermiş olduğum 8 Ağustos 2024 tarihli mektubuma ek olarak kaleme alıyorum.’
Tabii bu girişi okuyunca aklıma gelen ilk soru şu oldu:
‘Patriğe bu görüşlerini daha önce mektupla bildirdiğine göre şimdi bunu niye bir de gazetede tam sayfa ilan olarak yayınlatma ihtiyacı duyuyor ki?’
Bulabildiğim cevap şu oldu:
Demek ki yazdığı mektuptan sonuç alamamış, şimdi bunu Ankara’nın ve Türk halkının gözünde de bilinir hale getirip daha güçlü baskı kurmak istiyor.
Şifreli bir tehdit mektubu gibi
Çok tuhaf bir ilandı ve bana sanki şifreli bir tehdit mektubu gibi geldi.
Diplomatik bir dil kaygısıyla çok acemice yazılmış hissi veriyordu.
Türkçeye kötü çevirisi de mektubu iyice içinden çıkılmaz hale getiriyordu.
Dediğim gibi Patrik Bartholomeos’a yönelik üstü örtülü bir tehdit havası vardı.
(…)
Bu ilanın yayınladığı gün, yani önceki gün, bana ulaştığı saatlerde Ukrayna Parlamentosu öyle bir kanunu oyluyordu ki…
Onu bilselerdi, bu mektubun Ukrayna ile Rusya arasında iyice kızışacak bir ‘din savaşının’ balistik silahı olduğunu da anlarlardı.
Rusya ilk balistik füzesini Türkiye’de Fener Patrikhanesine atmıştı.
Resmen ‘Sen bu savaşta Ukrayna kilisesinin yanından durma’ diyordu.
Ve bu uyarıyı da ‘Ankara’yı arkasına alarak yaptığını’ açıkça hissettiriyordu.
Mektubu yazan Bob Amsterdam kimdir?
Mektubu yazan kişinin adı Robert Amsterdam.
1956 doğumlu bir Kanada vatandaşı.
Tam adı şu:
Robert ‘Bob’ Ross Amsterdam…
Washington D.C ve Londra’da şubeleri bulunan ‘Amsterdam&Partners’ adlı bir hukuk firmasının kurucusu ve ortağı.
Geçmişine baktığınızda biraz ‘Sorosvari’ çalışmalar içinde olduğunu görüyorsunuz.
Vikipedia’a yazılanlara göre Venezuela, Nijerya ve Endonezya’da diktatörlük mağduru insanların ve siyasetçilerin savunmalarını yapmış.
Rusya’da otel odasında gözaltına alındığı gün
Ama 2003 yılından itibaren ilgi alanı Rusya’ya kaymış.
Önce Rusya’nın dev Yukos şirketinin Putin’le anlaşmazlığa düşen eski CEO’su Mikhail Khodorovsky’nin savunmasını yükleniyor.
Ancak Khodorovsky sekiz yıl hapise mahkum ediliyor.
O gece Rusya’da kaldığı otelde tutuklanıyor ama nasılsa kurtuluyor.
İşte o noktadan itibaren Rusya ile ilişkileri de farklı bir yola giriyor.
Sonunda onu bugün Ukrayna’da Kiev kilisesi ile Moskova kilisesi arasındaki büyük savaşta Rus kilisesinin yanında görüyoruz.
Daha doğrusu lobicisi olarak.
Bu arada ‘FBI’ın 2016 yılından önce Trump’ın Rus finansal çevreleri ile ilişkisini bildiğini’ söylediği bir de mülakatı var.
Böyle biraz anlaşılması zor bir karakter.
Kimine göre ‘karanlık’ kimine göre ‘ciddiye alınmayacak’ bir şahsiyet.
‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’la derin ilişkilerim var’ diyor
Ancak o kadar basit değil.
İlanı yazan kişi mektupta “Cumhurbaşkanı Erdoğan’la derin ilişkileri bulunduğunu” yazıyor.
Acaba ‘derin’ kelimesinin Türkçe’de pek makbul bir sıfat olmadığını bilmiyor mu?
Veya tercümede mi bir yanlışlık var…
Bilmiyorum…
Ama Patriğe yazılmış bir mektupta kullanılmasının pek de masum olmadığını söyleyebilirim.
Cumhurbaşkanı uçağındaki gazetecilerle tanıştırılmış
Bu konuda ilginç bir bilgi daha var.
Bob Amsterdam Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir Washington ziyaretinde onunla birlikte giden gazetecilerle tanıştırılmış.
FETÖ’ye karşı lobici olarak sunulmuş.
Türkiye’nin resmi lobicisi olduğu tezi doğru denebilir.
Hiç alakası yokken FETÖ ile mücadeleden söz ediyor
Ayrıca mektubun içeriği ile hiçbir ilgisi yokken, durup dururken FETÖ darbesini anlatıyor, FETÖ’ye karşı nasıl mücadele ettiğini söylüyor.
Bu da Patriğe yazılan mektupta ‘Bak Ankara’da sağlam ilişkilerim var’ izlenimi uyandırıyor.
Mektubun ağırlığını arttırmaya yönelik terminolojik bir taktik olduğu anlaşılıyor.
Bir de şu izlenimi veriyor:
FETÖ’yle hukuki mücadelede Türkiye’nin lobiciliğini yapıyor.
Vikipedia’da onun adına açılan sayfaya bakarsanız bu konuda Türkiye ile bir anlaşması da var.
Nereden bakarsanız bakın esrarengiz bir kişilik ve çok tuhaf, alışık olmadığımız bir ilan.
(…)
Meğer Ukrayna kilisesinden bir heyet o günlerde İstanbul’daymış
Yayınlanan ilanda Türk medyasının pek üzerinde durmadığı bir bilgi var.
İlk ve ikinci mektubun yazıldığı günlerde Ukrayna Ortodoks kilisesinden bir heyet Fener Patriği Bartholomeos’la görüşmek üzere İstanbul’a gelmiş.
Tabii ki konu Ukrayna Ortodoks kilisesinin Moskova’dan koparak Fener Patrikhanesine bağlanması ve böylece dini konularda Rusya’dan özgürleşmesi.
30 yıllık bir savaşın son perdesi İstanbul’da
Aslında bu 30 yıl önce başlayan bir savaş.
Ukrayna kilisesi Moskova’dan kopup Fener Patrikhanesi’ne bağlanmak istiyor.
Ukrayna-Rusya savaşı başlayınca bu konu çok önemli hale geldi.
Çünkü Ukrayna’da kilise ikiye bölünmüş durumda.
Kiliselerin bazıları hala Moskova’ya bağlı çalışıyor.
İktidar ise bu kiliseleri Rusya lehine çalışmak hatta casusluk yapmakla suçluyor.
Zelenski’nin işi ise zor.
Çünkü kendisi Yahudi ve bu konuda tavır alması kolay değil.
Ancak yönetimdeki ortodoks Ukraynalılar ısrarcı.
İstanbul’daki heyetin attığı adımlar bu nedenle özel bir önem kazanıyor.
Tam bu noktada yukarda bahsettiğim zamanlama daha da dikkat çekici hale geliyor.
İlanın çıktığı gün Ukrayna parlamentosu ne yaptı?
20 Ağustos’ta, yani Hürriyet’te bu ilanın yayınlandığı gün Ukrayna Parlamentosu Rusya yanlısı kiliselerin üst örgütünü yasaklayan bir kanunu oyladı.
Şimdi Zelenski bu kanunu onayladığı gün bundan böyle Rusya yanlısı kiliseler ve din insanları ihanet suçundan yargılanabilecek.
Bilmiyorum Hürriyet yönetimi yayınladıkları ilanın sonuçlarının nereye uzandığının farkında mı…
Ama asıl soru şu…
Ankara bu ilanın farkında mı…
Farkındaysa bunun üstünde ‘Türkiye Türklerindir’ yazan bir gazetede tam sayfa yayınlanması ne anlama geliyor?
İki kat ücret getiren iyi bir iş mi…
Önemsememek mi…
Farkında olmamak mı…
Bay Bob’la ‘Fevkalade faydalı bir işbirliği mi…’
Yoksa benim kafamdan uydurduğum bir komplo teorisi mi…”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***