Bilgi Teknolojileri Kurulu (BTK) dünyanın en büyük sosyal medya paylaşım uygulamalarından Instagram’a girişi Türkiye’de engelledi.
BTK Yönetim Kurulu’nun bu sabah saat 03.00 sularında verdiği kararla kapatılan Instagram’ın Türkiye’de 57 milyondan fazla kullanıcısı bulunuyor.
Kurumdan yapılan açıklamada, erişim engellemeye gerekçe olarak “katalog” suçlar gösterildi.
BTK neden bu kararı aldı? Prof. Yaman Akdeniz, Fahrettin Altun’un Instagram eleştirilerine dikkat çekiyor
Bu çapta bir erişim engelinin mutlaka basın açıklamasıyla izah edilmesi gerektiğini söyleyen İfade Özgürlüğü Derneği kurucusu Yaman Akdeniz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, önceki gün İran’da öldürülen Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye hakkında Instagram’da yapılan paylaşımların sınırlanmasına tepki gösteren açıklamasına dikkat çekti.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Prof. Akdeniz, “Ortada sadece iki gün önce, yani 31 Temmuz akşamı Fahrettin Altun’un yapmış olduğu bir açıklama var. Orada İsmail Haniye’nin öldürülmesi sonrasındaki ‘taziye mesajlarının Instagram platformu üzerinden yayınlanmasını engellendiği, silindiğini’ söyleyerek, bunu eleştirdiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu platformlara karşı ifade özgürlüğünü savunmaya devam ediyoruz” dedi.
Prof. Akdeniz’in işaret ettiği paylaşımda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Heniye’nin şehadeti dolayısıyla insanların taziye mesajı yayınlamasını herhangi bir gerekçe göstermeden engelleyen sosyal medya platformu Instagram’ı da şiddetle kınıyorum. Bu çok açık ve net bir sansür girişimidir” yorumunda bulunmuştu.
İmamoğlu: “Meseleleri yasaklayarak çözemezsiniz. Bu kısıtlamayı özgürlüklere yapılan müdahale olarak görüyorum”
Instagram’ın kapatılmasına ilk tepki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi.
İmamoğlu, VPN’den Instagram’a girerek yaptığı değerlendirmede, “Bugün yapılan kısıtlamayı anlamsız, güçsüz yöneticilerin başvurduğu bir usul olarak yorumluyorum. Bu böyle olmaz. Meseleleri yasaklayarak çözemezsiniz. Bu kısıtlamayı özgürlüklere yapılan müdahale olarak görüyorum. Hiçbir şeyden korkmaya gerek yok. Bakın biz yöntem bulduk, insanlarımıza erişiyoruz. Herkes buluyor, yaptığınız yanınızda kalıyor” ifadelerini kullandı.
AYM önce “İletişim Başkanlığı’nın Basın Özgürlüğüne Müdahale Etmesine İmkan Tanıyabilecek Kuralların İptali” gerekçeli kararını paylaştı, sonra sildi
Bu sabah BTK kararı sosyal medyada tartışılırken Anayasa Mahkemesi (AYM) X hesabından dün akşam Resmi Gazete’de yayınlanan bir gerekçeli kararın paylaşımını yaptı.
Paylaşımda “İletişim Başkanlığının Basın Özgürlüğüne Müdahale Etmesine İmkan Tanıyabilecek Kuralların İptali” yazılmıştı.
Anayasa Mahkemesi CHP’nin başvurusu üzerine 17 Eylül 2020’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde yer alan “Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik iç ve dış tehditleri analiz ederek stratejik iletişim ve kriz yönetimi açısından gerekli tedbirleri uygulamak” ve “Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yönetilen psikolojik hareket, propaganda ve algı operasyonu faaliyetlerini belirleyerek her türlü manipülasyon ve dezenformasyona karşı faaliyette bulunmak” şeklindeki değişiklileri 27 Aralık 2023’te oyçokluğuyla iptal etmişti.
AYM, Anayasa’nın 104. maddesinin 17. fıkrasının ikinci cümlesinde yazılı “Siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez” ifadesine atıfta bulunarak iptal kararını vermişti.
Bu kararın gerekçesi dün Resmi Gazete’de yer aldığı için daha önceki tüm gerekçeli kararlarda olduğu gibi paylaşım yapıldı. Ancak bu sefer paylaşım yapıldıktan yaklaşık yarım saat içinde silindi ve aynı dakikalarda AYM’nin internet sitesine giriş mümkün olamıyordu.
Sosyal medyada tepkiler artınca AYM sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “66 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin bazı kurallarını iptal eden 2020/88 esas sayılı kararımız 2/8/2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmış olup erişime açıktır. İnternet trafiğindeki yoğunluk nedeniyle sitemize erişim şu anda sağlanamamaktadır” ifadelerini kullandı ancak X paylaşımının neden silindiğini izah etmedi.
Avukat Tekşen: “Yargı ve Saray arasında güç savaşı var, bu kararla İletişim Başkanlığı’nın dezenformasyonla ilgili yetkisi kaybolmuştur”
Gazeteciler Cemiyeti’nin avukatı Gökhan Tekşen önce Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin “yok hükmünde” olduğuna, ardından da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile elde ettiği yetkilerinin basın özgürlüğüne müdahale olduğuna dair kararları açıklayan Anayasa Mahkemesi ile Cumhurbaşkanlığı arasındaki güç savaşının iyice görünür olduğunu söyledi.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Tekşen, “Basın ve ifade özgürlüğüne yönelik yapılabilecek nitelikteki her türlü müdahalenin kanunla yapılması gerektiği kuralı uyarınca Anayasa Mahkemesi, İletişim Başkanlığı’nın çok sahiplendiği ve hakikate müdahale yönüyle ilgili değerlendirdiğimiz dezenformasyonla ilgili süreci iptal etti. Bu çok önemli ve kritik bir karar. Çünkü özellikle halk arasında da ‘Dezenformasyonla Mücadele’ olarak bilinen TCK 217/A’da yargı mensupları ve soruşturmaya müdahil olanlar Dezenformasyonla Mücadele Bülteni’ni ve İletişim Başkanlığı’ndan gelecek olan açıklamaları dikkate alıyorlardı. Bu yetki İletişim Başkanlığı açısından tamamen kaybolmuştur. İfade ve basın özgürlüğü açısından önemli bir karar. Üst üste çıkan Anayasa Mahkemesi kararları belli ki sarayda belli çevrelerde bir rahatsızlığa sebebiyet verdi. Bu güç savaşı. Yargı ve Saray arasındaki güç savaşı nezdinde rahatsız olan isimlerin bir kavgası var anlaşılan” dedi.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi: “Merkezimiz çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlı olarak Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ise bir açıklama yayınlayarak hem AYM sitesine girişin engellendiği iddialarını yalanladı hem de AYM’nin verdiği kararın kurumsal varlığıyla ilgili olmadığını savundu.
Merkezden yapılan açıklamada, “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik müdahale yetkisi zaten bulunmamaktadır. Ayrıca karar, doğrudan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı’na bağlı bir koordinatörlük olarak faaliyet gösteren Dezenformasyonla Mücadele Merkezimizin çalışmaları açısından herhangi bir sonuç doğurmamaktadır. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, yetkisini İletişim Başkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3. maddesinde sayılan Başkanlığın genel görevlerinden almaktadır. Merkezimiz çalışmalarını bu doğrultuda aralıksız sürdürmektedir” denildi.
Prof. Akdeniz: “İletişim Başkanlığı’nın dezenformasyonla mücadele yetkisi iptal edildi, Dezenformasyonla Mücadele bültenleri yayınlayamayacaklar”
İnternet hukuku ve insan hakları üzerinde çalışan İfade Özgürlüğü Derneği kurucusu Yaman Akdeniz, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ile aynı kanaatte değil.
Prof Akdeniz, “İletişim Başkanlığı’nın manipülatif dezenformasyonla mücadele yetkisi Anayasa’nın ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğüyle ilgili 26-28. maddelerine aykırı bulunmuş ve iptal edilmiş. Bu gerçeği o tweet’in silinmesi değiştirmiyor. Karar açık, Resmi Gazete’de yayınlanmış. Dolayısıyla iki kurum arasında bir iletişim sorunu varsa biz bunu bilemeyiz. Sonuç itibariyle Anayasa Mahkemesi, Türkiye’deki en yüksek yargı organıdır ve kararları da tüm kamu kurumu ve kuruluşlarını ve tabii ki İletişim Başkanlığını da bağlar. İletişim Başkanlığı kararı beğenmemiş veya hoşuna gitmemiş olabilir fakat yetkisi iptal edilmiştir. Dezenformasyon bültenleri yayınlıyorlardı. Artık onları bu durumda yayınlayamayacaklar” değerlendirmesinde bulundu.