NECİP F. BAHADIR | YORUM
Bir sporcu altın madalyayı ‘rekorla’ taçlandırırsa adını tarihe yazdırır. Paris’te devam eden olimpiyatlarda epey rekor kırıldı. Bu satırların yazıldığı saatlerde Türkiye henüz altın madalya kazanamamıştı. Özellikle kadın sporcuların gerek bireysel, gerekse takım sporlarında başarısı dikkat çekti. Rekor ‘zor’ fakat ‘altın’ mümkün.
Yazıya spor yazmak için oturmadım. Erdoğan kabine toplantısı sonrası Temmuz ayı ihracat rakamlarını açıklarken, “Tüm zamanların rekorunu kırdık…” dedi. Rakamlar öyle söylüyorsa itiraz edecek değilim. Fakat AKP iktidarı ‘rakamlara da yalan söyletme’ başarısı gösterdi.
‘Rakamlar yalan söylemez’ elbette ama siz yalan söylemek isterseniz ‘rakamları’ istismar edersiniz. TÜİK’in iktidardan başka kimseyi inandıramadığı rakamları ortada. AKP devletin kurumlarını kendisine benzetince rakamlar AKP politikalarının yalancısı oldu.
Erdoğan ‘tüm zamanlar’ derken acaba cumhuriyet dönemini mi kastediyor yoksa Osmanlı devri de dahil mi? O kadar eskiye gider mi? ‘Tüm zamanlar’ çok iddialı bir kavram… Eğer dediği doğru ise ekonomide işler tıkırında demek. İhracatı rekor kıran bir ekonomik sistem eleştirilebilir mi?
Peki gerçekten öyle mi?
Ekonomide gidişat tüm zamanların rekorunu doğrular nitelikte mi? Sokaktaki insanı geçtik ekonomi uzmanları ‘tüm zamanların rekoruna’ ne der acaba? Erdoğan’a bakılırsa ekonomide düzlüğe çıktık. Kendi tabiriyle ‘bin 100 küsür odalı’ Saray’dan bakınca öyle mi görünüyor acaba?
Ekonomiden vatandaşın payına ne düştü?
Paris’te bile kırılamayan ‘tüm zamanların rekorundan’ vatandaşın payına düşen nedir? Refah mı? Hayat pahalılığının bir nebze hafiflemesi mi? Emeklinin, memurun, sabit gelirlinin çilesi bitecek, alım gücü artacak mı? Sıradan vatandaş rekordan sonra çarşıda, pazarda ve markette filesini doldurabilecek mi? Yoksa her şey AKP’leşen kurumların rakamlarından mı ibaret?
Bir cümle bakın ne sorular doğurdu.
Erdoğan’ın açıklaması rekordan ibaret değil; “Temmuz ayının enflasyon oranları da ümitlerimizi arttırmıştır.” dedi. Enflasyonda başlayan düşüşün süreci biraz daha belirginleşmiş… Önümüzdeki aylarda bu eğilim hızlanarak devam edecekmiş. Bana kızmayın, ben Erdoğan’ın yalancısıyım…
Evet, bu rakamlar da TÜİK’in. AKP’den başka TÜİK’in rakamlarına kim inanır? Birkaç hafta önce TÜİK’in enflasyon hesabı yaparken dikkate aldığı ‘sepet’ kamuoyuna yansıdı. Skandal kelimesi bile hafif kalır. TÜİK başka bir dünyada yaşıyor. AKP iktidarı da tabii.
Pazarlar, marketler yangın yeri!
Yaz ayları tarım ürünlerinin pazara çıkmasından dolayı bolluk ve ucuzluk mevsimidir. Ne karpuzun fiyatı can yakar ne de domates veya biberin. AKP’nin devr-i iktidarında yaz ayları bile bolluk ve ucuzluk dönemi olmaktan çıktı. Enflasyon düşüyormuş; doğru… Kağıt üzerinde baz etkisiyle düşüyor ancak fiyatlar artmaya devam ediyor. Enflasyondaki kısmi düşüşün vatandaşın cüzdanına olumlu bir etkisi yok; aksine mal ve hizmet fiyatları artmaya devam ettiği için olumsuz etki ediyor. Pazarlar da, marketler de, çarşı da yangın yeri. Vatandaş ‘tüm zamanların en kötü’ ekonomisiyle karşı karşıya. Rekor fiyat artışlarında…
Erdoğan ‘yalancı çobana’ benzedi. Son 10 yıl içindeki açıklamalarını alt alta yazınca hiçbir sözünün ve vaadinin gerçekleşmediği ortaya çıkar. Erdoğan’ın geçmiş vaatlerine göre enflasyon çoktan tek haneli rakamlara inecekti. En kötü geride kalmış, güzel günler başlamak üzereydi.
“En kötü geride kaldı!” sözünün de ekonominin eski patronu Berat Albayrak’a ait olduğunu hatırlatmak isterim. Ne bakanlar geldi, geçti Albayrak’tan sonra; fakat ekonomi baharı göremedi. Rakamlar tersini söylese de Türkiye bugün ‘ekonominin karakışını’ yaşıyor.
Ağam bizimle eğlenir!
Erdoğan’ın rekorları ekonomiden ibaret değil. Aynı gün içinde dikkat çeken bir açıklaması daha oldu; “Türkiye hak ve özgürlükler alanında tartışmasız bir şekilde çağ atladı.”
Hangi çağa atladı acaba?
Siyasete ‘çağ atlamak’ tabirini merhum Turgut Özal kazandırdı. Bu sözün hakkını da verdi. Erdoğan’ın ağzına yakışmayacak bir kavram varsa o da budur. ‘Tartışmasız şekilde’ demesi de yok mu? Öldürüyor insanı. İzahı yapılamayanın mizahı yapılır. Kemal Sunal’ın bir filmde söylediği gibi ‘Ağam bizimle eğlenir…’ mi?
Burada rakam da söz konusu değil. “TÜİK mi tespit etti bunu?” diye soramayız da…
Erdoğan bu cümleyi inanarak mı söyledi, yoksa siyasi retorik olarak mı? Söylediğine göre inandığını kabul etmek lazım.
Vay Türkiye’nin haline… Kimlerin eline kaldı. Zavallı ülkem. Eğer bir çağ atlamaktan söz edeceksek, Türkiye hak ve özgürlüklerde Erdoğan sayesinde ileriye doğru değil, geriye doğru atladı çağı. Atlamak eylemi geriye doğru gerçekleşebilir mi? Geriye doğru atlayan bir canlıya rastlamadım ben. Erdoğan iktidarı dışında.
Gel de Nazım’ı hatırlama;
‘Bıraksalar
İnce uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı…
Erdoğan’ın bıraktılar, ince uzun bacaklarıyla yaylanarak Beştepe’den Afganistan karanlığına atladı. Avrupa’ya değil, Afganistan’a yaklaştı.
28 Şubat sürecinin bile bir hukuku vardı!
Bugün Türkiye yeryüzü coğrafyasında geriye doğru giden nadir ülkelerden biri. Erdoğan’ın yönetimi devraldığı 2002 Türkiye’si hak ve özgürlükler konusunda daha iyiydi. 28 Şubat sürecinin bile bir hukuku vardı. AKP’nin devr-i iktidarında hak, hukuk ve adaletin adı hatta kokusu bile yok. Tarih AKP’nin bütün ‘olağanüstü dönemleri’ arattığını yazacak.
“Niye Erdoğan’ı ciddiye alıyorsun?” diyebilirsiniz. Bir yandan tarihe not düşerken diğer yandan da ‘tepetaklak düşüşünün’ yolunu yapıyorum.
Tüm zamanların bir başka rekoru var. Ama bu herhangi bir devlet kurumunun veya TÜİK’in rakamları falan değil. Bir anket sonucu. Metropoll Araştırma son anketini açıkladı. Metropoll’ün kendisini ispatlamış ciddi bir araştırma kuruluşu olduğunu söylememe gerek yok herhalde.
Metropoll’ün kurucusu Özer Sencar, Temmuz ayı araştırma rakamlarını kamuoyuna duyurdu. NUTS sistemine göre 26 bölgeyi esas alan 28 ilde tabakalı örnekleme yöntemiyle ortalama 1784 kişiye ‘Bu pazar seçim olsa kime oy verirsiniz?’ diye sordu. Teknik terimler anket çalışmasının ciddiyetinin de göstergesi. Ve çıkan sonuç; AKP’nin oyları yüzde 26,1’e geriledi. Bu, tüm zamanların rekoru. AKP’nin oy oranı hiç bu kadar ‘dip’ yapmamıştı. Bu kelimenin tam anlamıyla ‘tepetaklak halini’ işaret ediyor. CHP’nin oyları ise yüzde 33,8… Ve bu rakamlar Erdoğan’ın rakamlarına benzemez.
Sandığın boyu kısaldı!
Kanaatimce yüzde 26,1 bile AKP için yüksek. İktidar korkusu ve diğer etkenleri yani darasını düşünce yüzde 20 bandında bile tutunmakta zorlandığı sonucu çıkar. Biraz toplumun nabzını tutan AKP’deki büyük kopuş ve çözülmeyi kolaylıkla tespit eder.
Erdoğan, ‘31 Mart bozgunundan’ gerekli dersleri çıkaramadı. Birkaç il başkanını değiştirmekle yetindi. Bu saatten sonra da toparlama şansı yok. Kopan gitti, bir daha geri gelmez. Vatandaşın vicdanına dokundu ses gelmedi ama cüzdanına ve çıkarına dokunmayacaktı.
Halk desteğini yitiren bir iktidarın ‘siyasi meşruiyeti’ tartışılır. Ve uzun boylu ülkeyi yönetemez. Sandığın boyu kısaldı.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***