Anayasa Mahkemesi (AYM), 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kapatılan Mehmet Mumcu Eğitim Sağlık Kültür Vakfı muhasip üyesi olan ve hakkında “bir vakfın yönetim ve denetim kurulunda görev alamayacığı, meclis üyesi olamayacağı”na yönelik karar alınan Mesut Şahin’in, 16 Eylül 2021’de açtığı “örgütlenme özgürlüğünün ihlali” davasını karara bağladı.
Patronlar Dünyası’nda yer alan habere göre Şahin’in örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine karar veren mahkeme, adli yardım talebini kabul ederek ihlal sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına ve başvurucuya 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine yönelik hüküm kurdu.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNDEN SONRA KAPATILDI
Dava dosyasına giren belgelere göre, AYM’nin İzmir’de kapatılan vakfın yöneticilerinden Mesut Şahin’in haklarının ihlal edildiğine yönelik karar almasına neden olan süreç, örgütün 15 Temmuz darbe girişimiyle başladı.
KHK İLE FETÖ İRTİBATI TESPİT EDİLDİ
Mehmet Mumcu Eğitim Sağlık Kültür Vakfı, 6 Haziran 1996’da kuruldu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, 18 Ekim 2016’da ise 6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ile, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu iddiasıyla, Gülen cemaatine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatıldı.
MAHKEMENİN 5 YILLIK UZAKLAŞTIRMA KARARI
Vakıflar Genel Müdürlüğü, 26 Mart 2018’de İzmir 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açtığı davayla başvurucu Mesut Şahin’in de aralarında bulunduğu 13 vakıf yöneticisinin görevden alınması ve 5 yıl süreyle hiçbir vakfın yönetim ve denetim organlarında görev almamalarına yönelik karar verilmesini talep etti.
Mahkeme de, davalıların Gülen cemaatine yardım ettiklerinin tespit edilmiş olduğu gerekçesiyle 5 yıl süreyle aynı veya başka bir vakfın yönetim ve denetim kurulunda görev alamayacağına, meclis üyesi olamayacağına karar verdi.
Bu karar, Bölge Adliye Mahkemesi (istinaf) ve Yargıtay tarafından onanarak kesinleşti.
Hakkında verilen uzaklaştırma kararı kesinleşen Mesut Şahin, 16 Eylül 2021’de haklarının geri verilmesi için AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Başvurusunda, hakkındaki bilirkiyi raporunun taraflı olduğu, kendisine delil sunma ve savunma imkanı verilmediği, vakıf yöneticisi olmasının haksız şekilde 5 yıl süreyle engellendiği iddialarını da mahkemeye sundu.
ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLDİ
İhlal iddialarını bir bütün olarak örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendiren AYM, “İddianın açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilmezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir” ifadesini kullandı.
“HAKKINDA CEZA DAVASI VE HANGİ EYLEMLERİ YAPTIĞI BİLGİSİ YOK”
Anayasa’nın 33. maddesinin ihlal edildiğine yönelik karar alan yüksek mahkeme, aldığı hükme gerekçe gösterdiği şu değerlendirmeyi yaptı:
“Başvurucunun daha önce görev aldığı başka bir vakfın da FETÖ iltisakı nedeniyle KHK ile kapatıldığı bilgisi denetim raporunda yer almaktadır. Bunun dışında başvurucunun hangi eylemleri nedeniyle vakfı FETÖ ile iltisaklı hale getirdiği, hakkında bir ceza davası olup olmadığı ve varsa bu davanın vakıfla ilgisi, görevini FETÖ’ye yardım amacıyla kullanıp kullanmadığı gibi hususlar ne Vakıflar Genel Müdürlüğü denetim raporunda ne mahkeme dosyasında yer alan bilirkişi raporunda bulunmaktadır. Sadece başvurucunun darbe teşebbüsü öncesinde yönetiminde görev aldığı vakıfların KHK ile kapatılması, başvurucunun örgütlenme özgürlüğüne yapılan müdahale için yeterli kabul edilemez.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***