25 Ekim’i 26’ı Ekim’e bağlayan gece saat 00:05’te Aydın’ın Efeler ilçesinde bulunan, Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı (KYK) Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda bir asansör “kazası” yaşandı.
Yurtta her blokta ikişer asansör bulunuyordu. C Blok’taki bir asansöre öğrenciler bindi, asansör boşluğa düşmeye başladı. Panik olan Zeren Ertaş, düşen asansörden çıkmaya çalışırken yaşamını yitirdi.
Yurttaki asansörlerin çoğu, aylardır arızalıydı. Öğrenciler defalarca şikayette bulunmuştu. Kimse gereğini yapmamıştı.
“15 KİŞİLİK ASANSÖRE 16 KİŞİ BİNDİLER”
26 Ekim sabahı olaylar basına düşmeye başladığında eldeki ilk açıklama, Aydın Valisi Yakup Canbolat’ın “15 kişilik asansöre 16 kişi bindiler” diyerek suçu öğrencilere atması oldu.
Ancak bu tamamen yanlıştı. Mevzuat, asansöre 16 kişi binse de taşımasını, taşımazsa da durmasını gerektiriyordu.
Öte yandan, esas mesele, asansör bakım ve denetimlerinin meslek odalarından alınıp, kâr etmek isteyen şirketlere verilmesiydi. Bunun yolunu AKP açmış, CHP de bu yoldan yürümüştü.
Zeren Ertaş’ın ölümünün ardından KYK, panik halinde ülke genelinde birçok yurtta asansör denetimi yaptırdı ve çok sayıda asansör mühürlenip kullanıma kapatıldı.
İlk eylem, Zeren’in yaşamını yitirdiği 26 Ekim günü öğlen saat 12:00’de Aydın’da Kent Meydanı’nda yapıldı. Yüzlerce öğrenci, meydanda oturma eylemi yaptı.
O günün akşamındaysa eylemler ülke geneline yayıldı.
“KATİL KYK”
Zeren Ertaş’ın cenazesi İstanbul Kurtköy’e getirildi. Sevenleri, arkadaşları, ailesi onu uğurladı. Zeren’in cenazesinin kaldırıldığı caminin yanındaki liseden, öğrenciler de ses verdi; “Katil KYK” sloganlarıyla uğurladılar onu.
Cenaze namazı kılınırken müftünün söyledikleriyse hafızalara kazındı. Pendik İlçe Müftüsü Musa Bilgiç, ihmallerin üzerini örtmeye yönelik sözleriyle dikkat çekti. Zeren’in ölümünün bir imtihan olduğunu ve itiraz edilecek hiçbir makamın olmadığını öne süren müftü, “şehit olduğunu” belirttiği üniversite öğrencisinin ailesi ve yakınlarına yalnızca sabır duaları etmeleri gerektiğini söyledi.
ASANSÖR BAKIN FİRMASI ASLİ KUSURLU
Asansör bakım firması yetkilisi tutuklu sanık Mustafa Büyükyapıcı’nin asansörün fren sistemi olan ‘UCM’ sistemini önceden devre dışı bırakması nedeniyle kazanın meydana geldiğine dikkat çekilen iddianamede, “UCM sisteminin kapıları açıkken kabinin kontrolsüz şekilde hareket etmesini engelleyen bir güvenlik ekipmanı olduğu, kaza anında bu sistemin devreye girmemesi nedeniyle sanığın kusurunun ağır olduğu, asli kusurlu olarak değerlendirildiği” ifadelerine yer verildi.
YARGILAMADA NE OLDU?
22 yaşındaki üniversite öğrencisi Zeren Ertaş hayatını kaybetmesine ilişkin davada 1 sanığa 5 yıl 6 ay 20 gün, 3 sanığa 2 yıl 11 ay hapis cezası verildi, bir sanık ise beraat etti.
Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar asansör bakım firması yetkilisi Mustafa B, montaj yapan firmanın sahibi Halil T, makine mühendisleri Uğur İ. ve Ramazan A. ile tutuksuz sanık elektrik mühendisi Nuri M. katıldı.
Serbest Görüş:
Zeren Ertaş’ın yakınlarının da hazır bulunduğu duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, Mustafa B, Halil T, Ramazan A, Uğur İ ve Nuri M’nin üzerlerine atılı “bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne neden olma” suçunu işlediklerinin sabit olduğunu savundu.
Savcı, mevcut delil durumu ve sanıkların tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak Halil T, Ramazan A ve Uğur İ’nin hükümle birlikte tahliye edilmelerini talep etti.
Mütalaada bilirkişi raporunda asansörün bakım ve onarımını gerektiği gibi yerine getirmeyerek kazanın olmasında ana etken olduğu belirtilen asansör bakım görevlisi Mustafa B’nin ise tutukluluk halinin devamına karar verilmesi istendi.
Sanıklar, savunmalarında mütalaayı kabul etmediklerini belirterek beraat istedi.
Savunmaların ardından mahkeme, Mustafa B’ye “taksirle bir kişinin ölümüne neden olma” suçundan 5 yıl hapis cezası verdi. Suçun bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle 6 yıl 8 aya çıkarılan ceza, sanığın geleceği üzerindeki etkileri göz önüne alınarak yapılan indirimle 5 yıl 6 ay 20 gün olarak açıklandı. Sanık ayrıca 2 yıl meslekten menedildi.
Halil T, Ramazan A. ve Uğur İ. hakkında ise “taksirle bir kişinin ölümüne neden olma” suçundan 3 yıl 6 ay olarak açıklanan hapis cezası, sanıkların geleceği üzerindeki etkileri göz önüne alınarak yapılan indirimle 2 yıl 11 ay olarak karara bağlandı. 3 sanık, hükmün ardından tahliye edildi.
Hakkında kast ve taksirin bulunmaması nedeniyle elektrik mühendisi Nuri M’nin ise beratına karar verildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***