İzmir Pride Komitesi, 12. İzmir Onur Yürüyüşü için Alsancak Kıbrıs Şehitleri’ni adres göstererek 30 Haziran’a (bugün) tarih vermişti. İzmir Emniyeti bugün Alsancak’ın tüm sokaklarını kapattı ancak Komite, yürüyüşü bir gün önce Bornova’da gerçekleştirdi.
Yenigün’den Nurcan Etik’in haberine göre; İzmir Pride Komitesi, 28 Haziran’da 12. İzmir LGBTİ+ Onur Yürüyüşü için bir görsel yayınlamış ve “Sokakları Şanlatıyoruz” diyerek 30 Haziran Pazar, 18.30’da Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne çağrı yapmıştı. Bu duyuru sonrası İzmir Emniyeti, 2015’ten bu yana Onur Yürüyüşü’nün yasaklı olması nedeniyle Alsancak’ın birçok sokağını yürüyüşe kapatmak için hazırlık başlatmıştı. Ancak Komite, 29 Haziran’da Bornova başta olmak üzere birçok bölgede duyurusuz yürüyüş ve açıklama gerçekleştirdi. Bugün (30 Haziran) Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin pek çok girişini kapatan emniyet güçleri İzmir Pride Komitesi’nin açıklamasından sonra şaşkınlık yaşadı.
12. İzmir Onur Yürüyüşü ile ilgili olarak, Güvenlik Komitesi’nin sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şu şekilde:
“Bildiğiniz üzere, bu yıl Onur Yürüyüşümüzü duyurduğumuz tarihten bir gün önce gerçekleştirdik. Yürüyüşe katılamadığı için hayal kırıklığına uğrayan tüm lubunyalar için bu açıklamayı yapmak bizim için de bir gereklilik haline gelmiştir. 2015’ten beri her yıl yasaklanan Onur Yürüyüşleri’ne özellikle 2023 genel seçimlerinden sonra baskı ve şiddetin artması; Onur Yürüyüşlerini LGBTİ+ hak savunucularının alanlara çıkarak slogan dahi atamadan gözaltına alındığı bir eylem pratiğine dönüşmüştür. Her gün artan ve faşist AKP-MHP iktidarınca desteklenen LGBTİ+fobik söylemler, dinci çete ve tarikatların iktidarca desteklenmesi; ana muhalefet partilerinin sadece iktidarın onlara çizdiği alan içerisinde “muhalefet yapması” biz LGBTİ+ları bugün bulunduğumuz konuma getiren yalnızca birkaç nedenden biri.
Lubunyalar artan baskı ve şiddet ile beraber örgütlü mücadeleye sırtını dönmüş, LGBTİ+ hareketi güç kaybetmiş, güvenli alanlarına sıkışıp kalmıştır. Geçtiğimiz aylarda 2911 Sayılı Kanun’un bir tutuklama sopası haline getirildiğinin tahlilini yapmak yanlış olmaz. Tutuklanmak ya da gözaltına alınmak; biz örgütlü LGBTİ+ların korktuğu ya da çekindiği bir şey değildir, yeri gelince örgütlü bir kişi bu ‘bedeli’ de ödeyecektir. Fakat LGBTİ+ hareketinin böylece güç kaybettiği, faşizmin yükseldiği bir dönemde; gözaltına alınacak her lubunyanın tutuklanma riski taşıdığını göz önünde bulundurmalıyız.
Halihazırda LGBTİ+ hareketinin örgütleyicileri ve yürütücüleri olan kişilerin tutuklanması ise LGBTİ+ hareketini sadece daha da geri bir pozisyona düşürecektir. Yaptığımız her hareketimizde lubunyaların güvenliğini sağlamak ve LGBTİ+ hareketinin selametini düşünmek bizim en büyük sorumluluğumuzdur.
Onur Yürüyüşümüzün yapılacağı tarihten bir hafta önce tarafımıza iletilen güvenlik açıkları ve aramızda ajanların olduğu bilgisi, bizleri Onur Yürüyüşü planlarımızı değiştirmeye mecbur bırakmıştır. Bu yürüyüşü ne tamamen kapalı ve birkaç kişiyle yaptığımız bir şekilde, ne de tamamen açık çağrılı bir şekilde yapmaya karar verip; İzmir yerelindeki tüm örgütler, onların çevreleri ve ulaşabildiğimiz lubunyalar olarak yapma kararımızın sebebi budur.
Gönül isterdi ki, binlerce kişinin sokağa çıktığı ve her sokağı doldurduğumuz Onur Yürüyüşleri tekrardan bizim olsun. Fakat o Onur Yürüyüşlerini gerçekleştirmenin yolu LGBTİ+ların örgütlenmesi ve örgütlü mücadelemizden geçmektedir. Bu sene örgütlendiğimizde, bir arada kaldığımızda yürüyebildiğimiz gösterdik. Önümüzdeki senelerde ise çok daha iyilerini, LGBTİ+lar olarak başaracağımıza dair inancımız tam.
Sokağa çıkmadığı için hayal kırıklığına uğrayan tüm lubunyalara çağrımızdır:
Gelin, 2025 Pride’ını beraber örgütleyelim. İzmir Pride Komitesi’nde ve yerelimizdeki LGBTİ+ örgütlerinde örgütlenelim. Bir arada güçlüyüz, örgütlüyken güçlüyüz. LGBTİ+ hareketinin güç kaybetmemesi ve Pride’lar hepimizin sorumluluğundadır. Dayanışmayla.”