Yöneylem Araştırma’nın paylaştığı son seçim anketine göre, CHP yüzde 34,5 ile yine birinci parti oldu. CHP’yi, yüzde 31 oy oranıyla AKP izledi. İki parti arasındaki fark 3,5 puana çıktı. Geçtiğimiz ay yapılan ankette fark 2,5 puandı. MHP ve DEM Parti’nin oy oranının aynı olması dikkat çekti.
Yöneylem Araştırma, 26-30 Haziran tarihleri arasında genel seçim anketi yaptı. 2 bin 400 kişiyle gerçekleştirilen araştırmada kararsızlar ve oy kullanmayacaklar oransal olarak dağıtıldıktan sonra ortaya çıkan oy oranları oldukça dikkat çekici. Bir süredir anketlerde birinci parti olarak çıkan CHP, Yöneylem Araştırma’nın anketinde de önde görünüyor. CHP yüzde 34,5 ile birinci parti konumunda yer alırken AKP yüzde 31 ile ikinci parti oldu. MHP’nin ve DEM Parti’nin oy oranı yüzde 9,1 olurken, İYİ Parti’nin oy oranı ise yüzde 4,4 olarak kaydedildi. Zafer Partisi yüzde 4, Yeniden Refah Partisi yüzde 3,8, TİP ise yüzde 1,1 oy oranına sahip.
Yöneylem’in (@YoneylemSosyal) son araştırma bulgularını kısaca değerlendirmek gerekirse:
1) CHP, 31 Mart seçimlerinin ardından üçüncü ayda da birinci parti. Önemli ancak iktidar değişikliği için tek başına yeterli bir gelişme değil. Parlamenter sistemde olsak büyük bir avantaj… pic.twitter.com/G3himGuF5u
— Derya Kömürcü (@derya__komurcu) July 8, 2024
Yöneylem Direktörü Doç. Dr. Derya Kömürcü, söz konusu anketi şöyle yorumladı:
- CHP, 31 Mart seçimlerinin ardından üçüncü ayda da birinci parti. Önemli ancak iktidar değişikliği için tek başına yeterli bir gelişme değil. Parlamenter sistemde olsak büyük bir avantaj olarak değerlendirilebilirdi, ancak cumhurbaşkanlığı seçimi için sadece güçlü aday değil, muhalif seçmenlerin tamamını konsolide edecek ve hatta karşı bloktan oy alacak bir stratejinin yürürlüğe konması gerekecek. O zaman da sonu Altılı Masaya uzanan hataların yapılma, gerilimlerin ortaya çıkma potansiyeli artıyor.
- AKP yüzde 30’un altına düşmüyor. En kötü durumda bile korunan bu oran, seçim süreci için AKP yönetici ve kadrolarına umut ve özgüven veriyor. Bu seviyelerde kalındığı sürece ekonominin yeniden seçim rüşvetleri dağıtabilecek kadar “toparlandığı” bir ortamda yapılacak bir seçimde hâlâ kazanabileceklerini düşünüyorlar.
- Son 10 yılda AKP’de gördüğümüz istikrarlı gerileme MHP için geçerli değil. İktidar olmanın yıpratıcı etkisi AKP’ye zarar verirken, devleti yönetme görüntüsü MHP’nin gücünü korumasında etkili oluyor. Bir diğer etken ise AKP’nin son 10 yılda kendisiyle birlikte seçmenlerini de milliyetçileştirmesi nedeniyle AKP’den vazgeçen seçmenlerin bir kısmının tercihinin kolaylıkla MHP olması.
- Seçmen blokları arasında kutuplaşma dengesini bozacak bir geçiş yok bu aşamada. CHP esas olarak muhalefet içinden, özellikle İyi Parti’den gelenlerle güçlenirken, Cumhur İttifakı’nın kaybettiği oylar bir cumhurbaşkanlığı seçiminde ne kadar muhalefette kalacağı tartışmalı Yeniden Refah’a gidiyor. CHP + İYİP ile AKP + MHP birbirine eşit, yüzde 40 civarında görünüyor. Bu tablonun bir seçim zaferini garanti ettiğini düşünmek, muhalefetin dağınık görüntüsü göz önünde bulundurulduğunda fazla iyimser. Özetle CHP büyüyor ama muhalefet bir bütün olarak büyümüyor. AKP kan kaybediyor, ama iktidar bir bütün olarak erimiyor.
- 31 Mart yerel seçimleri sonrasında 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinin yarattığı hayal kırıklığı aşıldı, psikolojik üstünlük yeniden muhalefete, daha doğrusu CHP’ye geçti ve siyasal iklim değişti. Ancak Türkiye’de siyasal iklime paralel bir ideolojik iklim değişikliğinden bahsetmek bu aşamada mümkün değil. İktidarın tutunduğu oy seviyesi ve güçlenen partilerin Yeniden Refah ile Zafer olduğu göz önünde bulundurulduğunda rüzgarın hâlâ sağdan estiğini görmek gerekir. Sonuç olarak iyimser olmak için çok fazla neden olsa da “bu iş oldu bitti” rahatlığına kapılmamak, 31 Mart’tan bugüne siyasi gündemi domine eden “normalleşme” ve erken seçim gibi tartışmaları da bu genel bağlamı dikkat alarak anlamlandırmak gerekir.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***