Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin davanın birinci duruşmasının ikinci celsesi başladı. Duruşmayı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan ile İlhan Uzgel, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Sercan Hamşıoğlu ile Selçuk Türkoğlu, Saadet Partisi milletvekilleri Mustafa Kaya ve Mehmet Atmaca takip etti..
Suikasttan 19 ay sonra gerçekleşen ilk celsede tutuklu sanıkların ifadeleri dinlenmeye başlanmıştı. Dün görülen ilk celsede tetikçi Eray Özyağcı, azmettirici olmakla suçlanan Tolgahan Demirbaş’ın yanı sıra Doğukan Çep, Suat Kurt, Vedat Balkaya, Aşkın Mert Gelenbay, Zekeriya Asarkaya ve Hakan Saraç’ın beyanları alınmıştı. Bugünkü celsede tutuklu sanıkların dinlenmesine devam ediliyor.
Tutuklu sanık Doğukan Çep, duruşma başlamadan önce salona girerken gazetecilerin olduğu bölüme bakarak, “Görüşeceğiz seninle!” diyerek tehditte bulundu.
Duruşma, tetikçi Eray Özyağci’yi araçla İstanbul’dan Ankara’ya getirdiği belirtilen tutuklu polis memuru Murat Can Çolak’ın savunmasıyla başladı. Suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Çolak, “Aşkın Mert Gelenbey benden arabamı istedi, eşi ile alışverişe gideceğini söyledi. Arabayı ona verdim. Alırken ise bana ailesi ile sıkıntılı olduğunu ve kendisini Ankara’ya götürmemi rica etti. Ben de kabul ettim. Otoparkta tanımadığım Eray Özyağcı geldi. Aşkın Mert Gelenbey arkadaşının olduğunu ve kendisinin Ankara’da bir yakınının ziyaretine gideceğini kaydetti. Ben de önemsemedim, ‘tamam’ dedim.” ifadelerini kullandı.
Murat Can Çolak’a taraf avukatları da sorular yöneltti. “Eray Özyağcı size yakalaması olduğunu buna rağmen Ankara’ya götürüp götürmeyeceğini soruyor. Siz yakalamasının olduğunu bildiğiniz bir insanı polis memuru neden taşır?” sorusuna Çolak, “Ben yakalaması olup olduğunu bilmiyordum.” yanıtını verdi.
Mahkeme başkanı, avukata soru sordurmuyor!
Müşteki avukatlarından Rafet Ersöz’ün, polislerin şehir dışına çıkarken izin alma ve üst makama bildirmekle yükümlü olduklarını ifade ederek, “Siz aldınız mı izin, neden almadınız?” sorusu üzerine Çolak, izin almadığını söyledi. Mahkeme başkanı ise bu sorunun esasa katkı sağlamayacağını belirterek avukatın açıklamasına devam etmesine izin vermedi.
Kendisini değil, MHP’yi savundu!
Sanık Çolak’ın ardından Sinan Ateş’e yönelik “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme” suçuna yardım etmekten yargılanan MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk savunma yaptı. “Doğukan sevdiğim, kıramadığım bir arkadaşım. Cezaevinden tanıyorum.” diyen Köktürk, eşinin banka hesabından 4 bin lira gönderdiğini anlattı. Köktürk, şu savunmayı yaptı: “Ben Doğukan Çep ile yüz yüze görüşen bir insanım. Bu cinayetin bir yerinde isem ben bu parayı elden veririm. Savcı bile ‘senin tek handikabın bu insanlarla arkadaş olman’ dedi. Ama ne hikmetse arkadaşımız yargılanıyor aynı ifadeleri vermişiz ama ben buradayım. Tahliye olacağımı da düşünmüyorum çünkü görülmemiş mahkemenin verilmiş cezası ile polisler soru soruyor. Çünkü onların işine geliyor MHP’yi işin içine katmak istiyorlar. Bana MHP yöneticisi ile neden fotoğraf çekildiğim soruluyor. Neymiş MHP İstanbul İl Başkanlığı önünde fotoğraf çekilmişim. Polis bana bu fotoğrafı soruyor, ‘Bu işi MHP’mi yaptırdı?’ diye. Ne alakası var? 55 yıllık kurumsal bir partide böyle bir şey olabilir mi? Yaşananlar tam bir komedi böyle bir cinayet davası olamaz. Bu soruşturmayı yapanlara hakkımı helal etmiyorum. Sadece MHP önünde fotoğrafım var diye bunlar başıma geldi.”
Sanık Serdar Öktem ile yakalandığı gün telefon görüşmelerinin olduğunu belirten müşteki avukatlarından Ali Yücel, Ufuk Köktürk’e bu görüşmelerin nedenini sordu. Ancak Köktürk, bu soruyu yanıtsız bıraktı. Duruşma sanık Mustafa Uzunlar’ın dinlenilmesiyle devam etti.
Polisler olunca aracı verdim
Cinayeti işleyen Eray Özyağcı ve Özyağcı’ya Ankara yolculuğunda eşlik eden iki özel harekat polisine kiralık aracını veren Mustafa Uzunlar; Doğukan Çep arkadaşı olduğu için aracını verdiğini, araçta polisler de olacağı için aracı vermekte tereddüt etmediğini anlattı. Mahkeme Başkanı’nın Uzunlar’a kuzeniyle yazışırken Eray Özyağcı için neden ‘icraate gittiler’ ifadesini kullandığını sorduğunda Uzunlar bu ifadeyi ‘çapkınlık yapmaya gittiler’ anlamında kullandığını söyledi.
El çektirilen savcılara hakkımı helal etmiyorum!
Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın Sinan Ateş’in bilgilerini istediği ve eski MİT personeli olduğu iddia edilen Çağlar Zorlu, sözlerine, “Dosyadan el çektirilen savcı Durdu Özel ile Durmuş Ali Kaya’ya hakkımı helal etmiyorum. Olayda adı geçen kimseyi tanımıyorum. Bu davada beraber yargılandığım sanıklarla hiçbir bağlantım yoktur.” diyerek başladı. Tolgahan Demirbaş’la Çukurambar’da bürokratların, siyasetçilerin, memurların bulunduğu bir mekanda tanıştığını söyleyen Zorlu, kendisinin bu cinayet için hazırlanan şablona uygun bir kişi olarak görüldüğünü belirterek, ”Emniyet ifadeyi okumadan imzalamak benim cahilliğimdi.” dedi.
İfadelerin hepsinin şablona uydurulmak için değiştirildiğini iddia eden Zorlu, “’Şablona oturtmak için bu davada bir MİT’çi bulalım dediler. Oradan da Hakan Fidan’a yürürüz’ diyerek davayı bu hale getirdiler.” diye konuştu. Zorlu, Savcı Durmuş Ali Kaya’nın ifade aldığı günü şöyle anlattı: “Ayak ayak üstüne atmış, elinde tespih, ‘Aslanım sizinle mi uğraşacağız’, ‘Hadi MİT’çi olduğunu söyle de şu iş bitsin’ dedi. Ben de yazı yazmasını istedim kuruma. Kuruma yazsalar hemen görecekler MİT’çi olmadığımı. Ama benim kalemim kırılmış. Ben o cezaevine ağzımla kuş tutsam da girecekmişim.”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***