Raporda sivillerin öldürülmesi ve rehin alınmasının “saldırı sırasında akla gelen bir düşünce değil, saldırının ana hedefleri” arasında olduğu belirtiliyor.
Yayınlanan raporda, sınırı aşan yüzlerce silahlı kişinin, sivillere yönelik kasıtlı ve ayrım gözetmeden saldırıda bulunduğu ifade ediliyor. Gözaltındaki kişilerin kasten öldürüldüğü de belirtiliyor.
Raporda cinsel şiddet, rehin alma, cesetlerin parçalanması ve yağma da dahil olmak üzere bu Filistinli örgütler ihlallerle suçlanıyor.
Hamas, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporunun yalanlarla dolu olduğunu savundu ve özür talep etti.
7 Ekim’deki saldırılarda sınır bölgesindeki yerleşimlerin yanı sıra, çok sayıda askeri üs, iki müzik festivali ve bir plaj partisi hedef alındı. Ağırlıkla siviller olmak üzere 1200 kişi öldürüldü. 250’ye yakın kişi de rehin alınarak Gazze’ye götürüldü.
Hamas daha önce saldırılara ilişkin iç incelemesinde bazı hataların yapıldığını kabul etmişti. Örgüt bu hataların, İsrail güvenlik sisteminin hızlı şekilde yıkılması nedeniyle yaşandığını savundu.
Örgüt açıklamasında sivil ölümlerinin İsrail askerleri ile çatışma sırasında kazayla yaşandığını söyledi ve “Birçok İsraillinin ordu ve polis tarafından karışıklık içinde öldürüldüğünü” iddia etti.
İsrail medyasında da İsrail ordu birliklerinin sivilleri karışıklık içinde hedef aldığına dair haberler yer aldı.
İsrail’in 7 Ekim’e karşılık olarak başlattığı Gazze savaşında şu ana kadar 38 bin 790’dan fazla insan öldürüldü. Gazze Sağlık Bakanlığı açıklamalarında sivil-savaşçı ayrımı yapmıyor.
HRW’nin raporu, 7 Ekim saldırısı sonrası başlayan savaşa ilişkin ihlal iddialarını kapsamıyor.
‘Sivil nüfusa yönelik yaygın ve sistematik bir saldırı’
Çarşamba günü yayınlanan rapor 7 Ekim saldırısına tanık olan 144 kişiyle yapılan röportajların yanı sıra sosyal medyada yayınlanan veya HRW’nin uzmanlarıyla paylaşılan 280’den fazla fotoğraf ve videonun analizine dayanıyor.
Raporda, “Birçok yerde, Filistinli savaşçılar kaçmaya çalışan sivillere ve bölgede araç kullanan kişilere genellikle yakın mesafeden ve hedef alarak ateş açtı” deniliyor.
Raporda öne çıkan bazı bölümler şu şekilde:
“Evlere roketatar ateşlediler. El bombaları fırlattılar, güvenli odalara ve diğer barınaklara ateş açtılar. Bazı evleri ateşe verdiler, insanları yakarak, dumanla boğarak öldürdüler. Dışarı çıkmaya zorladıkları kişileri de yakaladılar ya da öldürdüler”
“Gazze’ye götürülmek üzere yüzlerce kişiyi rehin aldılar veya anında öldürdüler.”
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları saldırıyı yönetti ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), silahlı kişilerin başlarındaki bantlara ve sosyal medyadaki görüntülere dayanarak en az dört Filistinli silahlı grubun daha katıldığına dair güçlü kanıtlar bulunduğunu söylüyor.
HRW, Kudüs Tugayları, Ömer El Kasım Güçleri, Ebu Ali Mustafa Tugayları ve El Fetih hareketiyle bağlantılı El Aksa Şehitleri Tugayları’nın saldırıya katıldığını savunuyor.
HRW’nin raporunda sivil nüfusa yönelik yaygın ve sistematik bir saldırı gerçekleştirildiği ve bunun insanlık suçu anlamına geldiği sonucu açıklanıyor.
Raporda sivillerin öldürülmesi ve rehin alınmasının “planlanan saldırının temel amaçları arasında olduğu” savunuluyor ve “sonradan akla gelen veya ters giden bir planın sonucu olarak yaşanmış ya da münferit eylemler olarak gösterilemeyeceği” belirtiliyor.
‘Bazı iddialar konusunda daha ileri araştırmalar yapılması gerekiyor’
Hamas 7 Ekim’de sınır duvarının kolaylıkla aşılabildiğini ve birçok silahlı sivilin de İsrail tarafına geçebildiğini açıklamıştı. Rapor bu bağlamda “münferit eylemler” savunmasını reddederken “organize bir politika çerçevesinde insanlığa karşı defalarca suç işlendiğini” iddia ediyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü raporunda, bazı iddialar konusunda daha ileri araştırmalar yapılması gerektiği de vurgulanıyor. Bunlar arasında tecavüz, toplu katliam, ırksal, ulusal, etnik veya dini gerekçelerle şiddet gibi suçlar gösteriliyor.
Raporda, Hamas’tan alınan bir açıklama da yer alıyor.
Bu açıklamada örgüt, “uluslararası hukuka saygı göstermeye kararlı” olduklarını ve El Kassam Tugayları’nın “savaşçılarına sivilleri hedef almamaları yönünde verdiği talimatlar konusunda net olunduğunu” savunuyor.
Hamas ayrıca, ilk başta planlanan saldırıya dahil olmayan diğer silahlı grupların ve Gazze’den silahlı kişilerin katılımının da “sahada kaosa” yol açtığını savundu. Örgüt bu nedenle “askeri hedeflere karşı operasyon düzenleme planında” değişikliğe gidildiğini ve “çok sayıda hatanın” yaşandığını kaydetti.
HRW raporunda ise İsrailli sivillere zarar verme niyetinde olunmadığı yönündeki iddianın “doğru olmadığı”, saldırının ilk anlarından itibaren silahlı kişilerin sivilleri hedef aldığı savunuluyor.
Raporun yayınlanmasının ardından yapılan açıklamada Hamas şunları kaydetti:
“İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporundaki yalanları, işgal yanlısı açık önyargılar ile profesyonellikten ve güvenilirlikten uzak olan noktaları reddediyoruz. Raporun geri çekilmesini istiyor ve özür talep ediyoruz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***