Olympia DE MAISMONT / AFP
Fransa’da erken seçim sonuçlarının ardından ortaya çıkan tablo, yeni hükümetin nasıl kurulacağı konusunda tartışmalara neden olmaya devam ediyor.
Meclis’in sol, merkez ve aşırı sağ bloklarının arasında dengeli bir şekilde bölünmesi ve hiçbir bloğun hükümet kuracak çoğunluğa sahip olmaması, siyasi anlamda farklı çözümler gerektirecek gibi gözüküyor.
France 24’te yer alan değerlendirmeye göre, Fransa’da önümüzdeki dönem için 7 temel senaryo bulunuyor. Ancak hiçbir senaryo, istikrarlı bir siyasi süreç vadetmiyor.
Senaryo 1: Geçici hükümetin başında Gabriel Attal
Cumhurbaşkanlığı kampının yenilgisiyle karşı karşıya kalan Başbakan Gabriel Attal, geleneklere uygun olarak Pazartesi günü istifasını sunacağını açıklamış, ancak Macron “ülkenin istikrarı” için istifayı reddetmişti. Macron hükümetin şimdilik devam etmesini ve yönetimde boşluk oluşmamasını istiyor.
Attal hükümetinin, özellikle Paris’te düzenlenecek Olimpiyat Oyunları sürecinde görev başında kalması bekleniyor. Öte yandan, herhangi bir çözüm üretilemezse, Attal hükümeti daha uzun süre de görev yapabilir.
Senaryo 2: NFP ile kohabitasyon
Sol ittifakın en solundaki parti olarak değerlendirilen Boyun Eğmeyen Fransa‘nın (LFI) lideri Jean-Luc Mélenchon sonuçlar açıklanır açıklanmaz “Emmanuel Macron’un Yeni Halk Cephesini (NFP) yönetime çağırma görevi var” dedi. Kısa bir süre sonra Yeşiller’in önde gelen isimlerinden Marine Tondelier de “Biz yöneteceğiz” dedi.
Pazar akşamı, nispi çoğunluklarına rağmen, Yeni Halk Cephesi‘nin tüm üyeleri sandıktan ilk sırada çıkmanın gücüne dayanarak, Başbakan’ın sol ittifaktan seçilmesini istedi.
Macron’un çağrılara kulak vermesi halinde Fransa, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın farklı siyasi çizgide olduğu bir kohabitasyon dönemine girecek. Kohabitasyon, 5’inci Cumhuriyetin kurulduğu 1958’den bu yana sadece 3 kez yaşandı. Sosyalist Cumhurbaşkanı François Mitterrand döneminde 1986-1988 ve 1993-1995 yılları arasında; ve Jacques Chirac döneminde 1997-2002 yılları arasında Cumhurbaşkanı, kendi çizgisinde olmayan bir hükümet ile çalışmak zorunda kaldı.
Ancak bu kohabitasyonların her birinde sağ ya da sol Meclis’te mutlak çoğunluğu elde etmişti. Şu an ortaya çıkan tablo ise, daha önce hiç görülmemiş bir durum. Anayasa uzmanı Didier Maus, ortaya çıkan siyasi resimde hiçbir Başbakan tercihinin doğal olamayacağını söylüyor.
Senaryo 3: “Alman tarzı” bir koalisyon
Diğer senaryo ise, farklı siyasi gruplar arasında, milletvekillerinin yüzde 50’sinden fazlasını seçilmiş bir başbakan etrafında bir araya getirecek bir büyük koalisyonun kurulması.
Bu senaryo Almanya ve İtalya başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde uygulansa da, Fransız siyaseti böyle bir hükümete alışık değil. Özellikle birbiriyle uzlaşması zor siyasi çizgilerin hakim olduğu Meclis’te geniş koalisyon formülünün ne kadar işe yarayacağı tartışmalı.
Sol ittifakın bileşenleri Macron’un merkez kampıyla herhangi bir koalisyon fikrini daha ilk saatlerde reddetse de, Place publique kurucusu AP milletvekili Raphaël Glucksmann biraz daha farklı bir mesaj vermeyi tercih ederek, “Yetişkinler gibi davranmak, konuşmak, tartışmak ve diyaloğa girmek zorundayız” dedi.
Cumhurbaşkanı’nın kampı ise 74 milletvekili ile solun en büyük gücü olan France insoumise ile herhangi bir ittifakı defalarca reddetti.
Senaryo 4: Bir azınlık hükümeti
En olası senaryo ise tüm kırılganlığına rağmen bir azınlık hükümeti gibi görünüyor. Böyle bir senaryoda, NFP teorik olarak hükümet edebilir, ancak diğer siyasi gruplardan temsilcilerin zımni desteğine ihtiyaç duyacaktır. Başkanlık kampı da aynı kısıtlamalarla iktidarı elinde tutabilir.
Her halükarda bu azınlık hükümeti, Ulusal Meclis ‘ten sürekli bir gensoru önergesi tehdidi altında yaşayacak ve her yasa tasarısı için ayrı ayrı çoğunluk aramak zorunda kalarak yönetmekte zorlanacak.
Senaryo 5: Teknik bir hükümet
Eğer durum çıkmaza girerse, “teknik” bir hükümet atanabilir. Bu, parti bağlantısı olmayan bakanların veya uzmanların mevcut işleri yönetmek ve uzlaşmaya dayalı reformları uygulamak üzere atanmasını içerebilir. 5’inci Cumhuriyet tarihinde bu tarz bir hükümete de rastlanmamıştı.
Teknik hükümet yöntemi, özellikle 2021-2022 yılları arasında Mario Draghi ile İtalya’da birkaç kez gerçekleşti. Ancak bu çözümün genellikle kısa vadeli olduğu görüldü. Sandıkta meşruiyet eksikliği göz önüne alındığında, böyle bir yürütmenin uzun vadede kendini sürdürmesi oldukça zor olacak.
Senaryo 6: Bir başka imkansız fesih
Siyasi durumun netleşmesi için yeniden sandığa gidilmesi senaryosu bir yıl için söz konusu olamıyor. Anayasa’nın 12’nci maddesine göre “seçimleri takip eden yıl içinde yeni bir fesih yapılamaz”. Dolayısıyla yeni Ulusal Meclis’in en azından 2025 yazına kadar görev yapması gerekiyor.
Senaryo 7: Emmanuel Macron istifa eder mi?
Jean-Luc Mélenchon ikinci tur öncesinde yaptığı açıklamada “Eğer çoğunluk sağlanamazsa, çıkmazın çözümü onun (Emmanuel Macron) gitmesidir” dedi.
Ancak fesih gibi bu hipotez de pek olası görünmüyor. Emmanuel Macron, Ulusal Meclis’in feshedilmesinden bir gün sonra yaptığı açıklamada parlamento seçimlerinin “sonucu ne olursa olsun” Cumhurbaşkanlığından istifa etmeyi reddetmişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***