Gazeteci-yazar Etyen Mahçupyan, siyasette normalleşme tartışmalarına ilişkin, “Ak Parti değişecek, fabrika ayarlarına dönecek” gibi söylemlerin “gülünç” olduğunu söyledi ve “Devlet aktörleriyle girdiği kontrat buna bir sınır çiziyor. Dolayısıyla da o sınırı aşamıyor. Öte yandan devletle girdiği kontrat o kadar elverişli ki hiçbir şey için bunu feda edemez. Niçin bu rahatlığından vazgeçişin ki? Olay şu anda Devlet Bahçeli de değil. Bir anda Devlet Bahçeli iktidar ortağı olmasa bile Erdoğan bundan farklı davranamaz. Çünkü kontrat Devlet Bahçeli ile değil, kontrat doğrudan devlet aktörlerinin bütünüyle. Çünkü siyaset devletin içine girmiş durumda” dedi.
Etyen Mahçupyan, Karar TV’de katıldığı programda değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan’ın önündeki tek engelin Devlet Bahçeli olmadığını belirten Mahçupyan, “Erdoğan sandığa gitmek ve oy almak zorunda. Eğer alacağı oyu yükseltecekse her zaman siyasette yumuşamadan yana olur. Ama bunun bir sınırı var, devlet aktörleriyle girdiği kontrat buna bir sınır çiziyor. Dolayısıyla da o sınırı aşamıyor. Öte yandan devletle girdiği kontrat o kadar elverişli ki hiçbir şey için bunu feda edemez. Düşünün en azından 4 sene daha o sınırlar içerisinde canı istediği gibi yönetecek. Ve hala da 2028’i kazanma ihtimali var. Şimdi o zaman niçin bu rahatlığından, konforundan vazgeçişin ki?” ifadelerini kullandı.
Mahçupyan şöyle devam etti:
“Bu 4 senede neler olacağını da bilemiyoruz. Bu süre içerisinde öyle olaylar olabilir ki, inşallah olmaz, toplum ‘Bu iktidar devam etse daha iyi olur’ diyebilir. İmkanlar Erdoğan’ın elinde. Dolayısıyla ‘Ak Parti değişecek, fabrika ayarlarına dönecek’ gibi söylemler gülünç. Çünkü çok basit Ak Parti neden fabrika ayarlarına dönsün ki, ne kazanacak. Ak Parti fabrika ayarlarına dönerek mi yoksa dış politika, ekonomi gibi alanlarda yenilik yaparak mı oylarını arttıracak? Bunu bilmiyoruz ve muhtemelen seçimlere daha 4 sene olduğu için diğer alternatiflere oynamadan yumuşamaya yönelmez. Ak Parti bu süre içerisinde kendi güçlü olduğu alanları tahkim etmeye çalışır, örneğin devlet, yargı ve dış politika gibi pozisyonlar. Bunları yaptıktan sonra bile eğer oy oranı hala yetmiyorsa o zaman Erdoğan’ın kafasında yumuşamaya dair bir şeyler oluşabilir. Ama şunu da eklemek lazım, olay şu anda Devlet Bahçeli de değil. Bir anda Devlet Bahçeli iktidar ortağı olmasa bile Erdoğan bundan farklı davranamaz. Çünkü kontrat Devlet Bahçeli ile değil, kontrat doğrudan devlet aktörlerinin bütünüyle. Çünkü siyaset devletin içine girmiş durumda. Artık bağımsız bir siyaset yok, o zaman bağımsız bir Erdoğan da yok
Son 15-20 senede sadece muhafazakar taban normalleşti. Başka hiçbir şey normalleşmedi aslında. Muhafazakar taban kendi vizyonunu aştı, buna din anlayışından başladı. Devlet, siyaset, rakip anlayışında, diğer siyasi partilere bakışına yönelik bir normalleşme yaşadı. En son yapılan seçimlerde gördük, muhafazakarlar sandığa gitmedi, başka partiye oy verdi. Bu tür davranışlar normalleşmedir. Diğer yandan CHP normalleşmek istiyor ve bunu üst kademede yapıyor. Ama orta kademe ve taban normalleşiyor mu bilmiyoruz. Dediğim gibi Ak Parti tabanında bir normalleşme yaşanıyor, buna da Ak Parti yönetimi neden oldu. O yüzden de Ak Parti kendi sebep olduğu normalleşmenin istemediği sonuçlarıyla yüzleşiyor. Çünkü Türkiye’yi artık istediği gibi yönetemiyor. Bu durum, muhalefet açısından bir imkan, bir fırsat yaratıyor. Çünkü karşısında artık böyle keskin bir taban yok.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***