HABER MERKEZİ – Abdullah Öcalan’a dönük mutlak tecritteki sorumluluğunu görmezden gelen CPT, ihlallere son vermeyen Azerbaycan hakkında uygulanan prosedürün Türkiye için de uygulanıp uygulanmayacağı sorusunu yanıtsız bıraktı.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yılı aşkın bir süredir tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 40 aydır haber alınamıyor. İmralı’ya gitme yetkisine sahip tek kuruluş olan Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ise yaşananlar karşısında sessizliğini koruyor. Abdullah Öcalan’ın avukatları başta olmak üzere ulusal ve uluslararası alanda farklı toplumsal kesimlerin kendilerine yaptığı başvuruları yanıtsız bırakan CPT, “konuyu yakından takip ediyoruz” demekle yetiniyor.
CPT, ANF’nin konuya dair yüz yüze görüşme talebini “İmralı’ya yapılan son ziyarete ilişkin rapor henüz yayınlanmadığı için böylesi bir görüşme mümkün olmayacaktır” gerekçesiyle reddetti. ANF’den soruların yazılı iletilmesi istendi.
CPT Yürütme Sekreteri Hugh Chetwynd, ANF’nin yazılı gönderdiği sorularına şu yanıtı verdi:
* En son Eylül 2022’de İmralı cezaevini ziyaret eden CPT, sadece Türkiye’nin onayını alamadığı için mi raporunu hala yayınlamıyor?
CPT’yi kuran sözleşme iki temel sütuna dayanmaktadır: İşbirliği ve gizlilik. Sonuç olarak, Sözleşme CPT’ye yalnızca taraf devletin izniyle bir rapor yayınlama yetkisi vermektedir.
* İmralı’daki mahkumlardan haber alınamama hali kamuoyunda derin endişelere neden olmuş durumda. CPT bu konu üzerinde çalışıyor mu?
Komite, Türk makamlarıyla devam eden bir diyaloğu sürdürmektedir ancak bu diyalog gizli kalmaktadır. Bununla birlikte 2019 yılında ve önceki ziyaretlerde olduğu gibi heyetin İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan kişilere cezaevi görevlileri tarafından kötü muamele yapıldığına dair herhangi bir iddia almadığını vurgulamak önemlidir. Aksine, tüm tutuklular kendilerine personel tarafından uygun şekilde davranıldığını belirtmiştir.
* Haber alamama durumu karşısında CPT İmralı Cezaevi’ni tekrar ziyaret etmeyi planlıyor mu?
CPT, İmralı’yı 1999, 2001, 2003, 2007, 2010, 2013, 2016, 2019 ve 2022 yıllarında olmak üzere 9 kez, her seferinde ad hoc (özgün) ziyaret kapsamında ziyaret etmiştir. CPT, gerekli görmesi halinde İmralı’ya yeni bir ziyaret gerçekleştirmeye karar verebilir.
* Abdullah Öcalan ve diğer üç tutsağın avukatları, İmralı’daki mahkumlarla üç yılı aşkın bir süredir hiçbir iletişim kurulamadığına dikkat çekiyor. CPT’nin bu mutlak iletişimsizlik halinden bir bilgisi var mı? Bunun aşılması için ne yapıyor?
CPT, Abdullah Öcalan ve diğer üç mahkumun durumunu çok yakından takip etmektedir. Ulusal makamlarla devam eden diyaloğun yanı sıra CPT, Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla da düzenli olarak temas halindedir.
* İmralı’daki tutsaklar ‘mutlak’ bir tecrit altında mı?
CPT, 2019 ziyaret raporunda tutuklu tüm kişilerin çoğu zaman izolasyonda tutulduğuna dikkat çekmiştir (yani, hafta sonları günde 24 saat dahil olmak üzere haftada 168 saatin 159 saati). CPT’ye göre böyle bir durum kabul edilemez.
* İşkence ve kötü muameleye karşı mücadele eden CPT, mahkumların uzun süre boyunca aileleri ve avukatlarıyla görüşme hakkından mahrum bırakılmasını nasıl değerlendiriyor? Bu sözleşmenin ihlali değil midir?
İmralı Cezaevi’nde tutulan kişilerin dış dünya ile temasları konusu CPT ile Türk yetkililer arasında her zaman yoğun ve uzun süreli bir diyalog konusu olmuştur. CPT, avukatların ve aile üyelerinin ziyaretlerinin sürekli olarak engellenmesinin kabul edilemez olduğunu ve yürürlükteki çeşitli uluslararası insan hakları sözleşmelerine ve standartlarına açıkça aykırı olduğunu yetkililerle diyaloğunda defalarca vurgulamıştır.
* CPT, önceki raporlarında İmralı Cezaevi’ndeki koşulların iyileştirilmesi için Türkiye’ye bir dizi tavsiyede bulunmuştu. Türkiye, CPT’nin bu tavsiyelerini dikkate aldı mı?
CPT, sistematik olarak her taraf devletin ulusal makamlarından kendilerine gönderdiği rapora yanıt vermelerini talep eder. Bu yanıtta, gündeme getirilen hususların ele alınması için hükümet tarafından alınan tedbirler belirtilmelidir. Türk hükümetinin 2019 raporunda belirtilen tavsiyelere verdiği yanıt, Komite’nin internet sitesinde mevcuttur. Yetkililerin yanıtında yer alan bilgiler dışında hiçbir bilgi yayınlanamaz.
* CPT kısa bir süre önce Azerbaycan’a karşı (Sözleşme’nin 10 (2) maddesi uyarınca) kamuoyu açıklaması yaptı. Böyle bir açıklamayı Türkiye için de yapmaya niyetli mi?
Yanıtsız bırakıldı…
* İmralı’yı birçok kez ziyaret eden CPT’nin eski başkanları Mauro Palma ve Marc Neve, İmralı’nın konum olarak cezaevi için uygun bir yer olmadığını söylemiş ve CPT’nin Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullar karşısında daha aktif bir rol oynayabileceğine dikkat çekmişlerdi. Sık sık farklı gerekçelerle avukat görüşü engellenen İmralı Ada Hapishanesi CPT’ye göre bir ceza infaz kurumu için uygun mu? CPT, Abdullah Öcalan’ın koşulları karşısında daha aktif rol almayı düşünüyor mu?
Yanıtsız bırakıldı…
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***