Ankara’da uğradığı suikast sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, ‘‘Sinan’ı sokak ortasında katlettiklerinde gördüm ki o ana kadar taşıdığımız, ömrümüzü adadığımız bütün inançlar yalanmış.” dedi.
Öldürülen Ülkü Ocakları’nın eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, gazeteci Göksel Göksu’nun Medyascope’da yayınlanan “Birbirini yüreklerindeki acıdan tanıyan iki kadın: Ayşe Ateş ve Rakel Dink” başlıklı yazısını sosyal medya hesabından paylaştı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi sonrası adalet isteyen eşi Rakel Dink’e mesaj gönderen Ayşe Ateş şu ifadeleri kullandı:
“Siyasi bir kişilik değilim. Hayatımın hiçbir döneminde de olmadım. Sinan’ın katledildiği güne kadar mesleği öğretmenlik olan bir ev hanımıydım. Sabah okuldaki, akşam evdeki çocuklarımla geçen bir ömrüm vardı. Sinan öldürüldüğünde vekillik teklif edildi, kabul etmedim. Çünkü ben siyasetten anlamam. Bana ve çocuklarıma yaşama özgürlüğü verilsin, yeter. Bize adaleti versinler, bütün dünyalıklar onların olsun.
‘HAYAT BANA BU YAŞADIĞIM ACI TECRÜBEYLE BERABER YENİ BİR ŞEY ÖĞRETTİ: SAĞ, SOL YOK’
Sinan’ı sokak ortasında katlettiklerinde gördüm ki o ana kadar taşıdığımız, ömrümüzü adadığımız bütün inançlar yalanmış. Sinan öldürüldükten sonra yaşananları takip ettim. Düne kadar “Reis” diyenlerin sessizliğini, kapısında el pençe divan duranların şerefsizliğini izledim. Sonra baktım ki geçmişte beğenmediğimiz, sevmediğimiz insanlar bizim hakkımızı almak için katillerden hesap soruyor, aldıkları tehditlere rağmen katillere kafa tutuyor. İşte o anda hayat bana bu yaşadığım acı tecrübeyle beraber yeni bir şey öğretti: Sağ, sol yok. İnsanlık var. İyilik var. O günden sonra acıya dil, din, renk, hüviyet sormamayı kendime felsefe edindim.
Baktım ki geçmişte beğenmediğimiz, sevmediğimiz insanlar bizim hakkımızı almak için katillerden hesap soruyor, aldıkları tehditlere rağmen katillere kafa tutuyor. İşte o anda hayat bana bu yaşadığım acı tecrübeyle beraber yeni bir şey öğretti: Sağ, sol yok. İnsanlık var. İyilik var. O günden sonra acıya dil, din, renk, hüviyet sormamayı kendime felsefe edindim. Geçmişteki hatalarımla, yanlışlarımla yüzleştim. En ağır öz eleştiriyi yaptım. Bu vesileyle şunu belirtmek isterim: Bu ülkede geçmişten bugüne benimle aynı zulme uğrayan, benzer acıları tecrübe eden, ortak kader yaşayan bütün kadınlar öz kardeşimdir.
‘KARANLIĞIN ÜRPERTİCİ SİYAHINI “ADALET!” NİDALARIYLA PARAMPARÇA ETMELİYİZ’
Dün Sinan’ı hedef alıp katleden ve sesi herkes tarafından duyulan namluya bugün takılmak istenen susturucu, yarın başka cinayetlerin namlularının ucuna takılacak. Bu yüzden birlik olmaya, bir arada kalmaya devam etmeli, karanlığın ürpertici siyahını “Adalet!” nidalarıyla paramparça etmeliyiz. Bu mücadelede en çok kadınlardan korkuyorlar. Cinsiyetçi söylemleri, hakaretleri, tehditleri de bu sebeple”
Siyasi bir kişilik değilim. Hayatımın hiçbir döneminde de olmadım. Sinan’ın katledildiği güne kadar mesleği öğretmenlik olan bir ev hanımıydım. Sabah okuldaki, akşam evdeki çocuklarımla geçen bir ömrüm vardı. Sinan öldürüldüğünde vekillik teklif edildi, kabul etmedim. Çünkü ben… https://t.co/l5w3fKjqr7
— Ayşe Ateş (@ayseatesaa) July 7, 2024
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***