Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin siyasette oluşan “normalleşme” beklentilerine yönelik eleştirilerine yanıt verdi.
Bahçeli’nin hem Cumhur İttifakı’na bağlılık hem de “gerekirse çekilirim” vurgusunu içeren açıklamasını Özel, “Orada aynı anda hem tehdit var hem sadakat var hem strateji var hem sitem var. Hem de kendisi üzerinden bir sınırsız kredi tahsisiyle ne olursa olsun arkandayım deyip olası bir dışarıda kalma durumunda geri dönüşün veya her halükârda bir destek verme taahhüdüyle hep meselenin sadece AKP’nin siyasi duruşu, yapısıyla ilgili değil; Türkiye siyasetini kurgulayan bir başka aklın da verdiği bir görevin de ifadesi ve itirafı var. Demek ki başka bir büyük planın içinde, büyük bir yapının içinde bir konumda demek ki. Onun da itirafı var orada” diyerek yorumladı.
MHP genel başkan yardımcıları Semih Yalçın ve İzzet Ulvi Yönter’in tehdit ve hakaretleriyle ilgili de konuşan Özel, “Devlet Bey ilk genel başkan olduğunda o zamanlar birtakım mafyatik ilişkiler vardı. Ülkü Ocakları’nı ve MHP’yi sokaklardan ve bu mafya temasından çok hızla ve çok başarıyla uzak tuttuğunu görmüştüm. Belli halleri, tavırları, simgeleri dahi belli bir dönem kullandırtmayarak o MHP’nin sokaktaki kötü algısına müdahale etmişti. Bence şimdi de benzer bir operasyona ihtiyaç var; işine karışmak gibi olmasın ama. Ben Devlet Bey’in böyle bir şeyi yapma ihtimalini görüyorum” dedi.
Özgür Özel’in T24’ten Murat Sabuncu’ya verdiği röportajın ilgili bölümü şöyle:
MHP’de iki isim; Ulvi Yönter ve Semih Yalçın. Siz adlarını kullanmadan onları eleştiriyorsunuz, onlar doğrudan size ağır cümleler sarf ediyor. Devlet Bahçeli’nin bilgisi olmadan Cumhuriyet Halk Partisi’ne, genel başkanına bu cümleler sarf edilebilir mi?
Ben şimdi o iki arkadaşın ismini vermedim. Sadece iki kişi dedim. Hemen ikisi birden reaksiyon verdi ama memnun olduğum bir şey var, bu ikisine MHP’de sahip çıkan yok ve bütün MHP’liler bunlardan yaka silkiyor. Gerçekten partinin sırtına yük bunlar. Devlet Bey’in bilgisi varsa kendi bileceği iş ama bunlar benim gördüğüm kadarıyla ipten, kazıktan kopmuş diyeceğim biraz argo kaçacak. Bunlar artık zıvanadan çıkmış arkadaşlar. Bizimle kavga ederek, bize hakaret ederek, olmadık sözler söyleyerek tek niyetleri var; “Aman bu normalleşmenin MHP dışında kalsın.” Devlet Bey ilk genel başkan olduğunda o zamanlar birtakım mafyatik ilişkiler vardı. Ülkü Ocakları’nı ve MHP’yi sokaklardan ve bu mafya temasından çok hızla ve çok başarıyla uzak tuttuğunu görmüştüm. Belli halleri, tavırları, simgeleri dahi belli bir dönem kullandırtmayarak o MHP’nin sokaktaki kötü algısına müdahale etmişti. Bence şimdi de benzer bir operasyona ihtiyaç var; işine karışmak gibi olmasın ama. Ben Devlet Bey’in böyle bir şeyi yapma ihtimalini görüyorum. İlk fırsatta yapacağını düşünüyorum ve Devlet Bey’in bu ikisiyle aynı düzlemde bir siyasetçi olmadığını düşünüyorum, buna inanmak istiyorum. Aksine inanmak istemiyorum.
“BAŞKA BÜYÜK BİR YAPININ İÇİNDE BİR KONUMDA”
Devlet Bahçeli’nin ‘yumuşama-normalleşme üzerine yayınladığı’ metin. Size AKP ile beraberlik öneren, ‘ben çekileyim gerekirse’ diyen. Metni nasıl okuyorsunuz?
Tek bir metin yok orada. Orada iç içe geçmiş beş-altı tane metin var. Orada aynı anda hem tehdit var hem sadakat var hem strateji var hem sitem var. Hem de kendisi üzerinden bir sınırsız kredi tahsisiyle ne olursa olsun arkandayım deyip olası bir dışarıda kalma durumunda geri dönüşün veya her halükârda bir destek verme taahhüdüyle hep meselenin sadece AKP’nin siyasi duruşu, yapısıyla ilgili değil; Türkiye siyasetini kurgulayan bir başka aklın da verdiği bir görevin de ifadesi ve itirafı var. O yüzden, yani bir kısmına bakarsan tehdit ediyor, bir kısmına bakarsan sitem ediyor, bir kısmına bakarsan bir şey teklif ediyor, bir kısmına bakarsan kırılganlığını ifade ediyor falan ama bir kısmında da “Sen istesen de ben senden ayrılmam, sonuna kadar seni desteklerim” diyor. Bunun da siyasi bir karşılığı yok. Siyasi partiler birbiriyle böyle ilişkiler kurmazlar. Demek ki başka bir büyük planın içinde, büyük bir yapının içinde bir konumda demek ki. Onun da itirafı var orada.
Röportajın tamamını okumak için tıklayınız…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***