(Serbest Görüş) – Süleyman Soylu’nun Bakanlığı döneminde bir iddiası olduğunu hissetmemek mümkün değildi. AK Parti’de Erdoğan sonrasının potansiyel adayları arasında ismi geçti. MHP genel başkanlığına yakıştıranlar da çıktı. Yaşı daha genç… Köşesine çekilecek biri değil. Yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara adaylığı bekledi.
Fakat Erdoğan ismini değerlendirmeye bile almadı. Koltuğu gittikten sonra bir köşeye atıldı. Bir ara yakın zamanda Erdoğan’la görüşme yaptığı kulislere yansıdı. Kendisini unutturmak istemiyor seyrek de olsa sosyal medyadan kafasını çıkarıyor. Ara sıra ekranlarda da boy gösteriyor. Söyledikleri kadar ‘Ben buradayım’ mesajı veriyor.
Her açıklaması her sözü ‘tartışma konusu…’. Özellikle muhalefetin dilinde. Çünkü bakanlığı döneminde sert, sivri ve köşeli bir üslup ve politika izledi. Organize suç örgütleriyle içli dışlı olduğu iddianın ötesinde… Fotoğrafları sık sık haberlere konu oluyor. Yeni Bakan Yerlikaya bütün politikalarını Soylu döneminin reddiyesi üzerine oturtmuş durumda.
Soylu’nun bakanlığı döneminde illegal yapılar ve organize suç örgütleri için münbit bir iklim oluştuğu operasyonlardan belli. Soylu, Ayhan Bora Kaplan’la iş tutarken Yerlikaya ellerine kelepçeyi vurdu ve hapishaneye gönderdi. Sezgin Baran Korkmaz’ın yurtdışına kaçması için el altından operasyon bilgisinin sızdırıldığı ve rüşvet iddiaları yabana atılmayacak türden. Soylu’nun üzerinde kaldı.
MHP ile birlikte Ankara Emniyeti’nde Bakan Ali Yerlikaya’nın ayağını kaydırmak için operasyona adı karıştı. Tabii bir iddia olarak. Hala operasyonun üzerindeki sis perdesi tümüyle kaldırılabilmiş değil. MHP ile Soylu olağan şüpheli. Operasyon iktidar medyasında bile köpürtülmesine rağmen başarılı olamadı. Soylu ve MHP yara alarak çıktı.
Süleyman Soylu AK Parti’de bir geleceği olmadığını görmüş olmalı ki yeni arayışlara girdi. Ve ciddi ciddi parti kurmak için çalışmalara başladı. Milliyetçi muhafazakar çizgide siyaset yapan eski isimlere teklif götürdü. Acelesi yok, biraz ağırdan alıyor. Bütün hesaplarını seçimler üzerine yapıyor. Baskın bir seçime yetişmesi mümkün değil. Ama 2 yıl sonra yapılacak erken seçime partiyi kurmuş olacak.
Soylu, AK Parti’ye merkez sağdan transfer… Çiller’in genç prenslerinden biriydi. Sonra Demokrat Parti’nin genel başkanı oldu. HSYK’nın yapısını değiştiren anayasa referandumundan yoğun kampanya yürüttü. Yüzde 58’lik oyda onun payı var. Erdoğan, AK Parti’ye davet etti, birkaç arkadaşı ile birlikte milletvekili karşılığında iktidar partisine katıldı. Onun liderliğinde Demokrat Parti’nin seçimlerde yüzde 3.7 oy aldığını hatırlatmak isterim. İzmir Menderes gibi ilçelerde belediye başkanlığı kazandı.
Yani, bir liderlik geçmişi var. Zaten siyasi bir iklime doğdu. Dedesi ve babası Süleyman Demirel’in hayranları ve partidaşları. Merkez sağın içinden gelen biri Soylu. Karadeniz milliyetçiliğiyle birlikte muhafazakar kimliği de var. Demokrat Parti yıllarından miras, özellikle nur ekolünden dini gruplarla teması var. Önde gelen isimlerle sık sık fotoğraf verdiği biliniyor.
Evet, Soylu yeni parti için kolları sıvadı. Çalışmalar başladı. Eski ekibini tekrar topladı. Yeni isimler için nabız yoklamaya başladı. Ve Erdoğan sonrasının aktörlerinden biri olmaya aday.
Ne yapar? Başarılı olur mu? O ayrı bir değerlendirme konusu. Parti işi biraz daha ciddileştiğinde kanaatimi yazarım. Türk seçmeninin bir milliyetçi damarı var. Bu Mayıs seçimlerinde açıkça görüldü. Sinan Oğan gibi bir isim Ümit Özdağ’la birlikte sırf Suriye karşıtlığı ve şövenist söylemlerinden dolayı yüzde 5 oy aldı. Herhalde Soylu, Oğan’dan geri kalmaz.
Ama Türk seçmeni ayran gönüllü… Mayıs’ta milliyetçi rüzgarı esti, 10 ay sonra ise 31 Mart’ta sol rüzgar… Önümüzdeki seçimlerde ise AK Parti karşıtlığı ve muhalefeti bir fırtınaya belki de tufana dönüşecek.
Şimdilik Süleyman Soylu’nun yeni parti çalışmalarına başladığını haber vermekle yetineyim.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***