MÊRDÎN – Amed-Mêrdîn sınırında yaşanan yangının elektrik tellerinden kaynaklandığına dair tanıklığını anlattığı için DEDAŞ tarafından hedef alınan İbrahim Eren, “Gördüğüm şeyleri söylüyorum. Beni susturmak için hedef alıyorlar” dedi.
Amed’in Xana Axpar (Çınar) ile Mêrdîn’in Şemrex (Mazıdağı) ilçeleri arasında bulunan Kelekê, Dirînê, Tobinî ve Herberê kırsal mahallelerinde 20 Haziran’da meydana gelen ve 15 kişinin hayatını kaybettiği yangında tanıklığını anlatan Tobînî köyünden İbrahim Eren, Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (DEDAŞ) hedefi haline geldi. Yangının mağdurlarından olan Eren, yangının elektrik tellerinden çıktığını tanık olduğunu belirttiği andan itibaren DEDAŞ, Eren hakkında suç duyurusunda bulundu. Daha da ileri giden DEDAŞ, Eren’i susturmak için bu sefer, onun yangını çıkardığına dair imalarda bulundu. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Amed Şubesi tarafından hazırlanan raporda da yangının nedeni olarak elektrik hatları gösterilince DEDAŞ İbrahim Eren’i hedef alan bir açıklama daha yaptı. DEDAŞ, yangının çıktığı arazinin Eren’in akrabalarına ait olduğunu, yangının buradaki anız yakılmasından kaynaklandığını savundu.
Hükümet yetkililerinin, Diyarbakır Valiliğinin ve hükümete yakın medyanın desteğini arkasına alan DEDAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Memet Atalay, yaptığı açıklamada, “yangının anızdan kaynaklandığı” ısrarını sürdürdü. 2023 ile 2024 tarihlerindeki uydu görüntülerini karşılaştıran açıklamada, nem oranlarının farklı olması ve arazilerin etrafının traktörlerle sürülmesini gerekçe göstererek, yangının “anız yakılması” sonucu çıktığı iddiası devam ettirildi.
‘KÖYLÜ KABUL ETMEZ’
DEDAŞ , hükümete yakın medyanın hedefinde olan Eren, yangının çıktığı arazi ile kendi arazisi arasında 500 metre mesafe olduğunu ve kendisinin orada arazisi olmadığını söyledi. Köylülerin tamamının birbiriyle akraba olduğunu ve o arazilerin akrabalarına ait olmasının doğal olduğunu kaydeden Eren, “Benim kendime ait şahsi arazim de yok. Ben kardeşimin arazisini işletiyorum. DEDAŞ’ın ‘anız yakıldı’ dediği arazi, yangından 20 gün kadar önce arpa ekiliydi. Bu arazi hasat edildikten sonra akrabalarım gidip arazilerinin etrafına pulluk vurdular. Bu da bir yangın çıkması durumunda ekili arazilere sıçramaması için yapılıyor. DEDAŞ, tarlanın etrafının sürüldüğünü söylüyor, bu tedbir amaçlı yapılan bir şey. Bunu herkes yapıyor zaten. Bizim bölgede köylerde yerde ekin olduğu sürece kimse anız yakmaya başlayamaz. Komşusu kabul etmez, köylüsü kabul etmez” ifadelerini kullandı.
‘YÜKSEK VOLTAJLI ŞOK DALGASI YARATIYOR’
DEDAŞ’ın bu yıl bölgelerine verdiği elektrik ile değil, sondaj makinelerinin buzdolabının dahi çalışmadığını kaydeden Eren, “Köyde 5-6 evin buzdolapları, derin dondurucuları elektrikten kaynaklı yanmış durumda. Elektrik normalde düşük voltajlı, bir anda verildiğinde de yüksek voltajlı geliyor. Şok dalgası yaratıyor. Olay saatinde de elektrik şok dalgası şeklinde geldi. Rüzgâr da vardı. Bu sırada elektrik telleri birbirine çarptığı anda arazileri tutuşturdu. Sadece bir yerde değil, birçok yerde oldu. Ateşin düştüğü yerde, 5-6 metre ekinlerin yakınındaki otların içinde başladı. Sonra yangın büyüdü. O sürülen yerler de hepsi alevleri önlemek için sürülmüş yerlerdir. DEDAŞ öyle söylüyor. Biz zaten 20’den fazla traktörle ateşi durdurmak için her yeri sürdük. Ancak rüzgâr şiddetliydi, durduramadık. Ateş, bir anda 100 metre öteye atıyordu. Hortum çıktı, ateş bir anda yayıldı” diye konuştu.
‘DEDAŞ ALGI YARATMAK İSTİYOR’
DEDAŞ’ın uydu görüntüleri üzerinden algı yaratmaya çalıştığını söyleyen Eren, uydudan ekili ve hasat edilmiş arazilerin tamamının bir arada göründüğünü belirterek, “Ateş her yerde görünüyor zaten. Ben ilk görgü tanığı olduğum için DEDAŞ beni hedef alıyor. Ben gördüğüm şeyi söylüyorum. Ben köylüleri ya da DEDAŞ’ı suçlamak için yapmıyorum. Allah rızası için, vicdanım için gördüğüm şeyleri söylüyorum. Onların hesabına gelmiyor, beni korkutmak, yıldırmak, susturmak için hedef alıyorlar. Ben iddiamın arkasındayım, sözlerimin arkasındayım. Vicdan olarak rahatım. Ne gördüm ise onu söylüyorum. Başım da gitse, ceza da yesem ben bu hakikati dile getirmeye devam edeceğim. Hakikat yerini bulana kadar konuşacağım. Bugün benim isteğim, beklentim hakikatin ortaya çıkması, onun dışında bir şey istemiyorum. Zaten savcılık, Amed Belediyesi itfaiyesi ilk raporlarında ateşin DEDAŞ’ın elektrik iletim hatlarından kaynaklandığını beyan ediyor. Ben de aynı şeyi söylüyorum. Eğer ben suçlu isem, itfaiye de suçlu, savcılık bilirkişisi de suçlu. Onlar ne demiş ise ben de onu demişim. Fazla bir şey söylememişim” şeklinde konuştu.
MA / Ömer Akın – Ahmet Kanbal
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***