(Serbest Görüş) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
Demirel boşuna söylememiş; ‘Türk siyasetinde 24 saat uzun süredir’ diye. Değil 24 saat, 12 saat bile uzun. 60 dakikalık saatlere neler sığıyor, neler. Bahçeli’nin yüzüğü ve Semih Yalçın’ın ‘tamamen tesadüf’ sözünü yorumlarken Bahçeli’nin Ankara’ya bomba gibi düşen açıklaması geldi. Ve siyasetin ana gündemi oldu. Klasik tabirle siyaset toz, duman…
Önce Erdoğan’ın Meral Akşener’i Saray’a çağırması, sonra CHP’ye yaptığı iade-i ziyarette Özel’le 1,5 saat gibi uzun boylu görüşmesi, ardından Sinan Ateş’in eşi Ayşe Hanım’ı çocuklarıyla birlikte Saray’da ağırlaması belli ki Bahçeli’nin canını fena sıkmış. Yüzük ve dosya üzerinden ‘Allah bana yeter’ diyerek kırgınlığını ve öfkesini yansıttı.
Yüreği soğumamış Bahçeli’nin. Bardağın dolmakta olduğunun herkes farkındaydı. Bahçeli’den artık klasik haline gelen bir rest bekleniyordu. MHP Lideri ilk ciddi atımını attı. Siyasetin gidişatını şekillendirecek, erken seçimin kaderini belirleyecek bir çıkış yaptı. Şarkı veya yüzüğün üzerindeki yazı gibi imalı veya dolaylı mesajlar değil, doğrudan ve net.
Bahçeli dedi ki; ‘Bu kapsamda siparişi yapılan normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde şayet MHP bariyer olarak telakki ve tarif ediliyorsa, bu konuda daha geniş bir ittifak husule gelmişse bize düşen sorumluluk ülkemiz ve milletimiz uğruna her türlü fedakarlığı göze almak, gereğini ise gönül huzuruyla yapmaktır’. Gayet açık… Bahçeli’nin ne demek istediğini anlayabilmek için siyasetle içli dışı olmaya gerek yok.
‘NORMALLEŞME’ VE MHP BARİYERİ…
Evet, Erdoğan’ın bizzat isim babası olduğu bir ‘yumuşama politikası’ var. Özgür Özel buna ‘normalleşme’ dedi. Adı ne olursa olsun kastedilen gerilim ve kutuplaşmadan uzak bir süreç… Ve bunun da zemini Erdoğan’ın CHP Lideri Özgür Özel’le 40 gün içinde ikinci kez görüşmesi. Her iki görüşmenin nezaket sınırlarını aşan siyasi anlam içermesi. Görüşmede masaya temel sorunların geldiğini herkes biliyor.
Bahçeli ‘yumuşamaya karşı’ olduğunu bizzat kendisi açıkladı. Yumaşama siyasetine karşı olmak demek Erdoğan’ın başlattığı sürece itiraz etmek hatta meydan okumak demek. MHP yumuşama politikasının önünde bir bariyer mi? Evet… Ben demiyorum sadece herkes diyor. Hatta AK Parti içinde birçok isim MHP ile yol yürümenin partiye kaybettirdiğini düşünüyor. Çünkü MHP’nin güvenlikçi politikalarında hiç esneklik payı yok. Demokrasi, hukuk ve Avrupa ile ilişkilerin çerçevisini belirleyen bütünüyle MHP. AİHM kararlarına bariyer çeken de MHP. Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi ile bile sorunu var.
Gereğini yapmanın anlamı da Cumhur İttifakı’ndan ayrılmak… Ve erken seçim restini çekmek. Bahçeli’nin en iyi bildiği ve yaptığı politikadır bu. 2002 örneği ortada. Seçimin erken olacağı belli de ne kadar erken olacağı meçhul. 31 Mart’ın alt üst ettiği siyasi dengelerle ülke 4 yıl yönetilemez. Erdoğan da bunun farkında. Bütün bu görüşme trafiklerinin altında bu yatıyor. Yeni oyun ve arayışlar peşinde…
Bahçeli’nin restinden sonra Erdoğan’ın Meral Akşener’ye görüşmesinin esrarı da büyük oranda çözüldü. Muhtemelen Akşener kurucusu olduğu İYİ Parti’den ayartacağı milletvekilleriyle MHP’nin boşluğunu dolduracak. Akla en yatkın senaryo bu.
MACUN TÜPTEN ÇIKTI
Bahçeli’nin açıklamasındaki şu cümleler de çok önemli; ‘AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği MHP’nin samimi dileği ve temennisidir’. Nasıl yani? Bahçeli AK Parti ile CHP’nin koalisyon yapmasını mı istiyor? Millet İttifakı’nın diğer bileşenlerini de dahil ederek yeni bir formül mü öneriyor?
AK Parti – CHP koalisyonu bir senaryo olarak seslendirilenler var. Cübbeli Ahmet bile ‘CHP’li bakan olacak’ şeklinde kulis bilgisi verdi. Bahçeli her ne kadar ‘samimi dileğim’ dese de bu cümleler buram buram kırgınlık ve öfke kokuyor. Gerçekten böyle düşünüyor olamaz. Söyledikleri komplo teorilerini ve senaryoları ciddiye aldığını gösteriyor.
Tabii AK Parti hemen ‘bariyersin’ demeyecektir. Seçimin zamanını iyi ayarlamak doğrudan sonuçlara etki eder. AK Parti bir iki yıl içinde seçim istemez. Çünkü ekonomik tedbirlerin neticelerini vereceği, vatandaşın biraz rahatlayacağı zaman dilimini kollar. Zaman kazanmak için Bahçeli’nin gönlünü almanın yolunu arayacaktır. Nitekim AK Parti sözcüsü Ömer Çelik bunun ipuçlarını verdi. Fakat macun tüpten çıktı…
CHP Lideri Özgür Özel’in eli biraz daha rahatladı. Erken seçim senaryolarında Bahçeli faktörü CHP’nin işini kolaylaştıracaktır. Özel, Bahçeli’nin pasını herhalde taça atmaz. O da ‘gereğini yapar’ ve topu boş olan kaleye doğru yuvarlar.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***