DÎLOK – Dîlok’un tarihi Bey Mahallesi’nin sahafları da ekonomik krizden payını alırken, sahafçılar çoğu kez dükkanlarını siftahsız kapattıklarını söyledi.
Türkiye’de halka ayrılan bütçenin savaşa aktarılması ekonomik krizi de derinleşirdi. Kriz birçok iş kolunu vururken, basım evleri ve sahafçılar da nasibini aldı. Kitap fiyatlarında ki artışın yanı sıra sık sık müfredat değişikliğinin yaşanmasından da olumsuz etkilenen sahafçılar, son 10 yılın en kötü dönemlerini yaşadıklarını kaydetti.
ZAMLAR, DEĞİŞEN MÜFREDAT…
Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan (SSK) emekli olan Erdoğan Sohbet (69) isimli sahaf, 30 yıldır Bey mahallesinde çalıştığını ve bundan 10 yıl önce işlerinin daha iyi olduğunu belirtti. Saat 11’de açtığı dükkanını 19.00 – 20.00 saatleri arasında kapattığını söyleyen Sohbet, “Ekonomik durum hepimizi etkiledi. Halk parasız ve zor geçiniyor. Kitaba verecek para bulamıyorlar ve açıkçası mecbur olmadıkça kitap almıyor” dedi.
Genel olarak öğrencilere satış yaptıklarını ifade eden Sohbet, Koronavirüs (Covid-19) sürecinde aylarca dükkanlarını kapatmak zorunda kaldıklarını kaydetti. Covid-19 sürecinden sonra da deprem sürecinin yaşanmasıyla insanların sadece ekonomik değil, psikolojik olarak da etkilendiklerine dikkat çeken Sohbet, “Depremde insanlar akrabalarını, arkadaşlarını kaybetti. Böylesi bir süreçte okumak aklına gelmez. Bunun yanı sıra kağıda gelen zamlar elbette kitap fiyatlarına da yansıdı. Satılan kitabın yerine yenisi alırken yüksek fiyatlara alıyoruz. Dolayısıyla yüksek satmak zorunda kalıyoruz. Bizde işler mevsimliktir. Okul açılışından yılbaşına kadar işlerimiz sıkı olur. Yılbaşından sonra 8 ay siftahsız kapandığımız günler olur. Son bir haftada 3 gün bile siftah etmedim. Bir de her müfredat değiştiğinde bir önceki dönemden kalma kitaplarımız da elimizde kalıyor” diye konuştu.
‘KİTAPLARIN FİYATLARI HER HAFTA DEĞİŞİYOR’
Aynı mahallede 15 yıldır sahaf dükkanı işleten Seyda Ahmet Bayraktar, müfredatın değişmesinin kendilerine büyük zarar verdiğine işaret ederek, “Müfredatın değişmesiyle, elimizde kalan kitaplar ölüyor. Çoğu kitap artık atık olarak elimizden çıkıyor. Depo depo kitapları hurdaya, geri dönüşüme göndermek zorunda kalıyoruz. Müşterilerimizin büyük bir kısmı öğrencilerden oluşuyor. Dükkanlarımızı sadece hafta içi belirli saatlerde açıyoruz. Sürekli olarak geriye gittik. Zaten elde avuçta bir şey yok. Bu süreçlerde sadece dükkanın gelir-giderini karşılamak için çalışıyoruz. Bunlar dışında bir kar elde etmiyoruz. Şu an kazandıklarımızla kendimizi kurtarıyoruz. Bu arada her hafta kitaba dolar bazlı zam geldiği için kitap fiyatları da değişiyor. Buranın canlandırılması şart. Buraya ‘Kültür Sokağı’ diyorlar ama kültüre dair bir şey yok” ifadelerini kullandı.
MA / Ceylan Şahinli
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***