Süleyman Soylu’nun doğum büyüdüğü yer olan İstanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesi‘nde CHP kazandı. Soylu 1999 yılında belediye başkan adayı olduğu ancak kazanamadığı ilçeye özel önem veriyordu.
AKP’nin, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı seçim sonuçlarına yaptığı itirazların kabul edilmesinin ardından dün başlanan ve saat 23.00 sıralarında ara verilen sayım, bugün sabah yeniden başladı. Yapılan sayım sonrası CHP’li Hakan Bahçetepe seçimleri yine kazandı. Aradaki fark 848 olarak açıklandı.
İstanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesinde 31 Mart pazar günü yapılan seçimlerde CHP adayı Hakan Bahçetepe ilk sırada yer aldı. Bahçetepe oyların yüzde 40.35’ini alırken ikinci sıradaki AKP’li aday H. Tahsin Usta’nın oyu yüzde 40.12 oldu. İki aday arasında yaklaşık 900 oy vark vardı.
Ancak AKP’nin itirazı üzerine ilçede oyların yeniden sayımına karar verildi. İki gündür süren oy sayımları sonucu CHP Gaziomanpaşa Belediye Başkanlığını kazandı. CHP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı, (Twitter) hesabında şu açıklamayı yaptı: “Yine kazandık! Gaziosmanpaşa’mızın Belediye Başkanı Hakan BAHÇETEPE’dir. Gaziosmanpaşa’mıza ve İstanbul’umuza hayırlı olsun!”
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, yeniden sayım sonucunda 848 oy farkı olduğunu belirtti. Çelik, “Bir kez daha hayırlı olsun Gaziosmanpaşa! Tekrar sayılan 1.030 sandıkta Hakan Bahçetepe Başkanımız 848 oy farkla Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı.” dedi.
HİKAYESİ GOP’TA BAŞLADI!
Siyasi geçmişi incelendiğinde Süleyman Soylu’nun kariyeri yaşadığı, liseyi okuduğu, sigortacılık işi yaptığı eski adı Taşlı tarla olan Gaziosmanpaşa’da başladı. 1999 yerel seçimlerinde belediye başkanı adayı olarak girdi. Ancak belediye başkanlığı seçimlerini, 93 bin oyla Fazilet Partisi’nin adayı Recep Koral kazandı. Süleyman Soylu seçim yarışında sadece 29 bin oy alabildi (%9,3). DSP ve Anavatan’ın bile arkasında kalarak 4. Oldu.
BAŞARISIZLIĞI ÖDÜLLENDİRİLDİ
Soylu’nun başarısızlıklarının ödüllendirilmesi o dönemde başladı. Belediye başkanlığını kaybettikten tam 10 gün sonra 29 Nisan 1999’da DYP İstanbul İl Başkanlığı’na atandı. 2002 milletvekilliği seçimlerine DYP’den aday oldu. İstanbul 2. Bölge’den vekillik yarışına girdi. Soylu’nun seçim bölgesinde DYP, sadece 64 bin oy alabildi. Partisi baraj altında kaldı!
AĞAR’IN ELİ HEP ÜZERİNDE
DYP, 22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri öncesinde ANAP’la birleşme çabaları esnasında Demokrat Parti ismini aldı. Ancak seçimlerde baraj altında kaldı. O dönemde partinin Genel Başkanı olan Mehmet Ağar´ın istifasının ardından yapılan olağanüstü genel kurulun üçüncü turunda Soylu seçildi. Aslında bir nevi Ağar, Soylu’yu emanetçi yaptı. Hiçbir siyasi başarısı olmayan Soylu’yu “evladı” gibi perde arkasından yönlendirmeye o dönemlerde başladı.
BU KISMI ÇOK TANIDIK!
DP’nin Genel Başkanı olarak girdiği 2009 yerel seçimleri öncesinde, hedefinin 2007 genel seçimlerinde elde edilen yüzde 5,4’lük oy oranının üstüne çıkmak olduğunu söyledi. “Yüzde 5,4’ün altında kalırsak çekilirim” şeklinde iddialı cümleler kurdu. Sadece yüzde 4 oy alabildi! Hakkını yemeyelim sözünü tuttu ve çekildi. Fakat koltuk tatlı geldi, parti tabanın ısrarını gerekçe göstererek tekrar başkanlığa aday oldu.
Sağın güçlü Demokrat Parti ekolünün hızla dibe vurmasında önemli katkı yaptı.
AKP DÖNEMİ
MHP – AKP koalisyonu kurulmadan evvel hazırlıklar için Tuğrul Türkeş’in gönderilmesi gibi; Ergenekon ya da derin devletle, Erdoğan ittifak kurunca, Soylu’yu AKP’ye temsilci olarak gönderdi. Hikayenin sonrası malum. Elinden sigortacılıktan başka bir iş gelmeyen, katıldığı tüm seçim maceralarını kaybeden Soylu, AKP’ye katıldı ve hızla yükseldi. Recep Erdoğan hakkında söylediği, “Başbakan at üstünde durmayı nasıl beceremediyse, ülke yönetmeyi de aynı şekilde beceremedi.” Sözlerini yedi, birden bire; “Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ilelebet ve ebedi başkanıdır” sözlerini söyleyebilen bir kişiliğe dönüştü.
STADYUMLARDA İŞKENCELER YAPILDI
İçişleri Bakanlığı dönemi de siyasi hayatı gibi başarısızlıklarla geçti ve geçiyor. Yılbaşı gecesi 39 insan göz göre göre onun döneminde katledildi. Polis arabasının deposundan yakıt çalan memurlar, rüşvetle pasaport dahil her türlü belgeyi çıkartan kişiler, Soylu döneminde baş tacı edildi. Rüşvet yaygınlaştı. Her işin bir tarifesi oluştu. Belediye başkanlarını görevden aldırdı ve yerlerine kayyum atadı. Adam kaçırmalar başladı. Gözaltınde ve cezaevinde insanlar işkence edilerek öldürüldü. Stadyumlara doldurularak işkence seansları yapıldı.
“PROJEYİ” UYGULADI
15 Temmuz tiyatrosu veya Binali Yıldırım’ın ifadesiyle “projesi” de, Süleyman Soylu döneminde sahnelendi. Soylu, darbe girişiminin hemen ertesi günü, ‘darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğunu’ söyledi; “ABD’de yayınlanan birkaç dergi, bir kaç aydır faaliyette bulunuyordu.” Şeklinde iddialı cümleler kurdu. Söylediklerini hiçbir şekilde kanıtlayamasa da; Türkiye hızla makas değiştirdi. Batıdan koptu. OHAL dönemi başladı. Binlerce kişi hapsedildi ve işinden atıldı. Stratejist Sedat Laçiner’in deyimiyle; tam da derin devletin istediği gibi bir korku cumhuriyeti oluşturuldu. Oy veren kitlelerin kontrolü ve mevcut devlet anlayışının muhafazası sağlandı. Derin devletin elinde olan eski Türkiye, galip geldi. Soylu kendi döneminde çok sayıda hukuksuz operasyona imza attı. Masum insanlar polis işkencesi ile öldürüldü.
Sonunda siyaset onunda başını yedi. Mafya ve suç örgütleri onun döneminde palazlanmıştı. Görevden alınmasının ardından Ayhan Bora Kaplan ve diğer suç örgütleri ile irtibatı ve iltisakı ortalıklara saçıldı. Mecliste mafya ve suç örgütü liderleriyle çektirdiği fotoğraflardan oluşan albüm yüzüne fırlatıldı. İtibarını kaybetti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***