UNESCO Dünya Kültür Mirası koruma bölgesi olarak tanımlanan Bergama’daki Kozak Yaylası, daha önce de taş ocaklarının yarattığı tahribat ile gündeme geldi. Son olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü bölgede ilk olarak nitelendirilen yeni bir karara imza attı. Kararda, Okçular mevkiinde yeni granit ocağı için “işletme izni” veren bakanlık, taş ocağında “kamu yararı” olduğuna da kanaat getirdi. Kararın ardından ‘40666’ ruhsat numaralı maden sahasındaki şahıs arazilerinin de kamulaştırılmasının önü açıldı.
Bakanlığın kararına tepkiler gecikmedi. Bölge halkı arazilerinin “taş ocağı” için kamulaştırılmasına izin vermeyeceklerini vurgularken, Bergama Çevre Platformu da bölgede çalışmalara başladı. Platform, bölgedeki madencilik talanına karşı güç birliği yapmak üzere 16 köy muhtarı ile bir araya gelecek.
Gazete Duvar’a konuşan Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, bakanlığın bu kararını “Akıllara durgunluk veren bir olay” olarak değerlendirdi.
Engel, “Burada zaman zaman Cumhurbaşkanlığı marifetiyle enerji şirketlerine veya madencilere kamulaştırma kararı çıkıyor ama en son gelen bu kararda bir de ‘kamu yararı’ kriteri var. Peşin peşin söyleyelim; burada kamu yararı falan yok. Kozak Yaylası zaten hassas bir ekosistem. Özellikle Okçular Köyü çevresinde o kadar yoğun taş ocağı var ki doğa yeterince tahrip olmuş durumda. Kaldı ki taş ocağında nasıl bir kamu yararı görüyorlar bilmiyoruz. Bu işin artık iyice çivisi çıktı. Madencilerden gelen her türlü talebi göz yumup onaylıyorlar” ifadelerini kullandı.
Bu kararı verenlerin bölgeyi tanımadığını ve bilmediğini vurgulayan Engel, yöre köylüsünün halihazırda var olan taş ocaklarından şikayetçi olduğunun da altını çizdi. Karardan bir an önce dönülmesi gerektiğini vurgulayan Engel, şunları kaydetti:
“Yöre köylüsünün soluduğu hava bile tamamen taş ocaklarının yaymış olduğu atıklarla yüklü. Bunların neden olduğu silikozis hastalığı yöre köylüsünün sağlığını tehdit eder hale geldi. Bu ilk kamulaştırma kararı ve hepimiz şaşırdık. Yörede böyle bir olay ilk kez görülüyor. Yinelemekte fayda var; taş ocağında nasıl bir kamu yararı var anlamış değiliz. Yöre köylüsü mevcut taş ocaklarına çok öfkeli. Yöredeki yaban hayatı, endemik türler olumsuz etkileniyor. Çam fıstığı 13 yıl sonra bugünlerde yeniden hayat bulmaya başladı. Tekrar verim alınacak duruma geldi. Maalesef bu madencilik faaliyetleri çam fıstığını da olumsuz etkileyecektir. Tarihi kültürel miras listesine girmiş olan Bergama’da bu köye çok yakın SİT alanları da var. Çok yakın noktalarda SİT bölgesi var. Özetle bu tamamen yörede her türlü canlı yaşamını, yaban hayatını, bitki örtüsünü etkileyecek bir karar. Bu karardan bir an önce dönmelerini temenni ediyoruz. Ankara’dan bu kararı verenler bir zahmet kalkıp bölgeye gelsinler ve görsünler. İnsan olanın bu kararı vermeye vicdanı sızlar.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***