Uluslararası Para Fonu (IMF) bugün yayınladığı Dünya Ekonomik Görünümü raporunda, Türkiye ekonomisinin büyüme tahminlerinde
değişiklik yapmadı.
IMF en son Ocak ayında yayınladığı raporun son güncellemesinde, Türkiye ekonomisinin 2024’te yüzde 3,1, 2025’te ise yüzde 3,2 büyüyeceği tahmininde bulunmuştu. Bugün yayınlanan raporda da bu tahminler sabit tutuldu.
Raporda Türkiye’ye ilişkin enflasyon tahminiyse 2024 için yüzde 59,5 oldu; 2025 içinse yüzde 38,4 olarak verildi.
Raporda yer alan bir başka tahminse cari açıkla ilgili. Buna göre IMF, Türkiye’nin cari denge/GSYH tahminini 2024’te eksi yüzde
2,8, 2025’te ise eksi yüzde 2,2 olarak öngördü.
IMF’nin rapordaki tahminlerine göre, Türkiye’de işsizlik oranı da hem 2024 hem de 2025’te yüzde 9,6 olarak gerçekleşecek.
“Türkiye’de ekonomik faaliyet bu yılın ikinci yarısında güçlenecek”
Raporda, Türkiye’de ekonomik faaliyetin, parasal sıkılaştırma politikasının sona ermesi ve tüketimin toparlanmaya başlamasıyla birlikte 2024 yılının ikinci yarısında güçleneceği öngörüsünde bulunuldu.
IMF, Dünya Ekonomik Görünümü raporunda, küresel büyüme tahminini ise bu yıl için yükseltti. Küresel büyüme tahmini, raporun Ocak ayı versiyonundaki tahmine göre binde 1, geçen Ekim ayındaki tahmine göre de binde 3 arttırıldı.
Raporda, küresel büyümenin hızının, hem hala yüksek seviyede olan borçlanma maliyetleri ve mali desteğin geri çekilmesi gibi yakın vadeli faktörler hem de COVID-19 pandemisi ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin uzun vadeli etkileri, verimlilikteki zayıf büyüme ve artan jeoekonomik parçalanma nedeniyle tarihsel standartlara göre düşük olduğu tespiti yapıldı.
Batı ve Asya ekonomilerinde durum ne?
IMF’nin ABD ekonomisindeki büyümeye ilişkin tahminiyse bu yıl için ileri yönlü olarak revize edildi, gelecek yıl içinse hafif düşürüldü.
Raporda ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 2,1, gelecek yılsa yüzde 1,8 büyüyeceği öngörüldü.
Bu rakamlar, Ocak ayındaki tahminlere göre 2024 için binde 6 artışa tekabül ederken, 2025 yılı içinse binde 1’lik düşüşü yansıttı.
Almanya, Fransa, İtalya, İspanya gibi Avrupa’nın önemli ülkelerinde büyüme beklentileri bir önceki tahminlere göre düşürülürken, örneğin Almanya’da Ocak ayındaki yüzde 1,1 büyüme tahmini, bugün açıklanan raporda binde 7’ye indirildi; gelecek yıl içinse yüzde 1,9’dan yüzde 1,8’e çekildi.
Ocak ayında Japon ekonomisindeki büyüme tahminini yüzde 1,6 olarak açıklayan IMF, son raporunda bu oranı yüzde 1,7’ye yükseltti.
Çin ekonomisi içinse bir önceki raporda bu yıl için öngörülen yüzde 4,4’lük büyüme son raporda da sabit bırakıldı, gelecek yıl içinse yüzde 0,1 arttırıldı.
“Gelişmiş ekonomiler enflasyon hedeflerine daha erken dönecek”
Küresel manşet enflasyonun 2023’te yıllık ortalama yüzde 6,8’den 2024’te yüzde 5,9’a ve 2025’te de yüzde 4,5’e düşmesi, gelişmiş ekonomilerin yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilere kıyasla enflasyon hedeflerine daha erken dönmesinin beklendiği de raporda belirtildi.
Bugünden beş yıl sonraki küresel büyüme için en son yüzde 3,1 seviyesinde olan tahminin son on yılların en düşüğü olduğuna dikkat çekildi.
Raporda, dünya genelindeki ekonomik faaliyetin 2022-2023 yıllarındaki küresel dezenflasyon boyunca şaşırtıcı derecede dirençli olduğu değerlendirmesi de yapıldı.
Küresel enflasyon 2022 yılı ortasındaki zirvesinden aşağı inerken ekonomik faaliyetin istikrarlı şekilde büyüyerek stagflasyon ve küresel durgunluk uyarılarına meydan okuduğu kaydedildi.
Küresel görünümün önündeki riskler
Raporda küresel görünüme yönelik risklerin de genel olarak dengelendiği kaydedildi.
Ancak Ukrayna ve Gazze’deki savaş dahil jeopolitik gerilimlerden kaynaklanan yeni fiyat artışlarının, işgücü piyasalarının hala sıkı olduğu yerlerde devam eden çekirdek enflasyonla birlikte faiz oranı beklentilerini yükseltebileceği ve varlık fiyatlarını düşürebileceği belirtildi.
IMF raporunda, büyük ekonomiler arasında dezenflasyon hızlarındaki ayrışmanın da finansal sektörleri baskı altına alan kur hareketlerine neden olabileceği kaydedildi.
Raporda, yüksek faiz oranlarının, sabit faizli konut kredilerinin sıfırlanması ve hane halklarının yüksek borçla mücadele etmesi nedeniyle beklenenden daha fazla soğutma etkisi yaratarak finansal strese neden olabileceği değerlendirmesi de yapıldı.
Çin’de sorunlu emlak sektörüne kapsamlı bir müdahale yapılmadığı takdirde büyümenin durabileceği ve bu durumun Çin’in ticaret ortaklarına zarar verebileceği tespiti de raporda paylaşıldı.
IMF, birçok ekonomide yüksek kamu borcunun olduğu bir sırada vergi artışları ve harcama kesintilerine dönüşün, ekonomik faaliyeti zayıflatabileceği, güveni aşındırabileceği ve iklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri azaltmaya dönük reform ve harcamalara desteği azaltabileceği riskine dikkat çekti.
Öte yandan, maliye politikasının gerekenden ve tahminlerde varsayılanlardan daha gevşek olmasının, kısa vadede ekonomik faaliyeti arttırabileceğini kaydeden IMF; ancak bunun, ilerleyen süreçte daha maliyetli politika ayarlamaları riskini beraberinde getirebileceğini de ifade etti.
Küresel Ekonomik Görünüm raporunda enflasyonun, işgücüne katılımın daha da artmasıyla beklenenden daha hızlı düşebileceği ve merkez bankalarının gevşeme planlarını öne çekmesine olanak tanıyabileceği belirtildi.