NECİP F. BAHADIR | YORUM
Siyasetin gündemi o kadar yoğun ki, İYİ Parti’nin kongresi geri plana düştü. Kamuoyu ağırlıklı olarak AKP ve MHP arasında esen sert rüzgarlara, Erdoğan – Özel randevusuna ve sistemi revize edecek yeni anayasa gibi konularla meşgul. Bu hercümerç içinde kimsenin İYİ Parti’yi görecek gözü yok.
Meral Akşener’in, kurucusu olduğu İYİ Parti’nin genel başkanlığından istifa etmesi 31 Mart seçimlerinin sonucu. Akşener, büyük bir risk alarak muhalefet blokundan ayrıldı, seçimlere tek başına, ‘hür ve müstakil’ olarak girdi ve sandıkta beklendiği gibi büyük bir hezimet yaşadı.
Parlamenter sisteme dönüş ve ‘başbakanlık hayalleri’ kuran Akşener’in İYİ Partisi’nin oyları yüzde 3.7’ye geriledi. Ve Akşener’e ‘evine dönmekten’ başka seçenek kalmadı. İstifayla birlikte olağanüstü kongre kararı aldı. Seçim öncesi kaybetmesi durumunda, “Siyasetin s’si ile bile ilgilenmeyeceğim!” demişti ama gözü hala arkada. Bu doğal da… Siyaset mikrobu vücuttan kolay çıkmaz çünkü.
Meral Akşener, elbette ‘halefinin kim olacağını’ belirlemek ister ve mümkün olursa tekrar dönmenin yollarına bakar. Açıkça olmasa bile ‘istemem yan cebime koy’ kabilinden stratejiler devreye girer. Parti yönetimi ‘Sensiz olmuyor, bırakma bizi!’ şeklindeki duygusal mesajlarla geri dönüşün taşlarını döşer. Akşener’e de o taşlar üzerinde yürümek kalır.
‘İlla böyle olacak’ demiyorum. Siyasetin davranış kalıplarından biridir bu. Türkiye’de siyaset, özellikle liderlik düzeyinde ‘ömür boyu’ yapılır. Koltuğu bırakan da ‘onursal başkan’ sıfatıyla parti politikalarına müdahale etmekten geri durmaz.
Kemal Kılıçdaroğlu bırakabiliyor mu? Nefesi Özgür Özel’in ensesinde. CHP, 31 Mart’tan yenik çıksaydı bugün bu partide kopacak fırtınayı tartışıyor olacaktık.
Uzun vadede kepenklerini kapatmak zorunda kalır
Türk siyasetinde partiler liderlerle anılır. Akşener’siz İYİ Parti kısa dönemde iktidar veya muhalefetin aparatına dönüşerek varlığını sürdürse de uzun vadede kepenklerini indirmek zorunda kalır. Daha açık söylemek gerekirse İYİ Parti Akşener’siz yaşayamaz. Peki Akşener’le yaşayabilir mi? Kolay değil. Esaslı bir siyasi tevbeden sonra belki… Yeni bir başlangıç mümkün olabilir.
Akşener’in koltuğuna birden fazla aday var. Bütün adayların ortak özelliği Akşener gibi bir zamanlar MHP’de politika yapmaları… Koray Aydın vaktiyle MHP’de çok güçlü bir isimdi. Devlet Bahçeli, MHP genel başkan koltuğunu ona borçlu. Türkeş’in ani ölümünden sonra Bahçeli – Aydın birlikteliği oğul Türkeş’in kazanmasını önlediği gibi Bahçeli’yi liderlik koltuğuna oturttu. Koray Aydın, ‘teşkilatçı’ bir isim.
Diğer aday Musavat Dervişoğlu da öyle… MHP teşkilatlarından geliyor. İYİ Parti’nin öne çıkan, ekran yüzlerinden biriydi. Dervişoğlu’nun aday olurken Akşener’in desteğini arkasına aldığı kulislere yansıdı. Bu bir avantaj mı? Evet… ‘Akşener faktörü’ Dervişoğlu’nun ismini öne çıkardı. ‘Emanetçi aday’ profili kongre kazandırsa bile siyasette pek iş yapmaz.
Tolga Akalın medyada haberlere en çok konu olan aday. Kongreye seyirci alınmamasını sert şekilde eleştirdi ve ‘AKP’nin müdahalesi’ olarak değerlendirdi; “Kapalı kapılar ardındaki bir kurultaya asla razı değiliz!” dedi. Ankara’da genellikle kongrelerde genel merkez yönetimi tribünleri bindirme kıtalarla doldurur ve delegeleri etkilemeye çalışır. Gazeteciler adaylara gösterilen ilgi ve alkışın şeklinden sonuca ilişkin anlamlar çıkarır. Seyircisiz kongreye siyaset pek alışık değildir.
‘Milliyetçi sağ’ kanatta gecekondu yapacak kadar bile yer yok
Bu adaylar arasından delegeler partiyi tekrar toparlayacak, mevcut milletvekillerini bir arada tutacak ve merkeze sağın boşalttığı alana yönelecek bir lider çıkarabilir mi? Bu soruya ‘evet’ cevabı vermek güç. Çünkü adayların hemen hepsi MHP çizgisinde siyaset yapmış isimler… Akşener gibi bir merkez sağ deneyimi yok. Siyasi yelpazede ikinci bir MHP’ye ihtiyaç var mı? Ya da Zafer Partisi gibi aşırı milliyetçi bir partiye gereksinim var mı? Milliyetçi sağın sahası tamamen dolu. ‘Gecekondu’ yapmak için 1 metrekare bile boş yer yok.
Eğer milliyetçi sağda boşluk olsaydı Akşener’in MHP’leştirmeye çalıştığı İYİ Parti seçimlerde hezimete uğramazdı. Üç hilalli MHP dururken milliyetçi taban neden İYİ Parti’ye yönelsin? Bir ayağını koyduğu bir zemin olabilir milliyetçi saha, diğer ayak mutlaka daha geniş alana doğru adımlanmalı. O alan da belli; merkez sağ…
Bugünkü siyasetin en büyük çıkmazlarından biri ‘merkez sağda’ güçlü ve etkili bir partinin bulunmaması. Akşener, bir ara partiye kazandırdığı kadrolar ve söylemlerle İYİ Parti’yi merkeze doğru taşıdı ve anketlerde oy oranı yüzde 20’lere tırmandı. O yolda devam edemedi. Adımını geriye doğru attı. Ve İYİ Parti’yi MHP ile Zafer Partisi arasında yönsüz, misyonsuz bir partiye dönüştü.
İYİ Parti’nin neden kaybettiği çok açık… AKP iktidarına yanaştı. Akşener, son iki cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürdü. İlkinde Abdullah Gül’ün adaylığını engelledi, ikincisinde ise seçimin hemen arifesinde ‘altılı masayı’ tekmeledi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu yaralı hale getirdi.
Seçmen özellikle Mayıs seçimindeki tutumunu affetmedi. Çünkü rüzgar Erdoğan’ın karşısından esmeye başlamıştı ve psikolojik üstünlük ilk kez muhalefet bloğuna geçmişti. Bu iklimi doğru yönetemeyen ve kullanamayan iki aktör Kılıçdaroğlu ve Akşener bedelini koltuklarıyla ödediler. Sandığın laneti ve toplumun ahı her ikisini de çarptı.
İYİ Parti’nin çizgisine olacak?
İYİ Parti’yi ayakta tutacak ilk unsur; Misyonu, yönü ve istikametidir. Yeni başkan İYİ Parti’yi nerede konumlandıracak? AKP iktidarına mı yanaşacak? Yoksa Akşener’in kaçırdığı treni yakalamaya mı çalışacak? AKP 31 Mart’la birlikte kar gibi erimeye başladı. Artık AKP’nin gölgesinde ot bitmez. AKP’ye yanaşan kaybeder. Türkiye’nin geleceği muhalefet blokunda… Şu an o sahaya CHP neredeyse tek başına oturdu.
Muhafazakar sağda oğul Erbakan biraz AKP’ye dişini gösterdi, sandıktan büyük kazançla çıktı. Siyaset, AKP’ye alternatif olacak bir sağ partiyi arıyor. Normal şartlarda CHP, AKP’nin rakibi ve alternatifi olamaz. 31 Mart zaferi konjonktüreldir, pek uzun ömürlü olmaz. Eğer alternatif çıkarsa… Yoksa toplum gönülsüz de olsa AKP’nin karşısına CHP’yi diker. 31 Mart’ta yaptığı gibi…
Akşener’siz İYİ Parti’nin varlığını sürdürmesi kolay değil; lakin siyaseti ve toplumu iyi okuyan bir ekip iş başına gelirse hiç umulmayan başarılara yelken açabilir. Siyaset sancı içinde ve yeni doğumlara gebe. Sağ alanda bir türlü doldurulamayan büyük boşluk var. Mevcut adayların nitelikleri büyüme için yeterli değil fakat bu açıklarını bir zamanlar Akşener’in yaptığı gibi ‘kadro zenginliği ve derinliği’ ile kapatabilirler.
Uzaktan baktığımda siyasi tecrübesi yüksek, inişler çıkışlar yaşamış Koray Aydın gibi deneyimli bir ismi bu potansiyeli harekete geçirme şansı olduğunu düşünüyorum.
Kongrede İYİ Parti geleceğine karar verecek… Bir yol ağzında… Dümeni AKP’ye doğru kırarsa tabelası yakında iner, kapısına kilit vurur.
Siyasi rüzgarı arkasına alan muhalefet blokuna doğru yürürse yeni ufuklara yelken açar ve varlığını sürdürür. Kaderini istikameti belirler…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***