İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi tarafından düzenlenen “Kürt meselesinin çözümü ve barış” konferansına katılan konuşmacılar, Kürt sorununun çözümden uzak olduğu konusunda birleşti.
Konferansa mesaj gönderen Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş sorunun çözümü için muhatabın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Öcalan olduğunu söyledi.
İHD Diyarbakır Şubesi’nin düzenlediği ve iki gün süren konferans, program değişikliği haberiyle başladı. Konferansa Kürt siyasetçi Leyla Zana da katılacaktı ancak Zana’nın son anda katılmaktan vazgeçtiği duyuruldu. Zana, gönderdiği mesajda, programının yoğunluğu nedeniyle konferansa katılamadığını belirtti. Konferansın DEM Parti, AK Parti ve CHP milletvekillerinin katılacağı bölümünün de partilerin talebiyle iptal edildiği duyuruldu.
Bu açıklamanın ardından eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın konferansa gönderdiği mesaj okundu. Demirtaş mesajında, sorunun çözümü için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan’ı adres gösterdi.
Sorunun çözümü için bir masa etrafında toplanılması gerektiğine vurgu yapan Demirtaş, “Kürt sorununun çözümü, resmi olarak bir masa etrafında konuşulacaksa -ki bizce gecikilmeden konuşulmalıdır- masada Türkiye Cumhuriyeti devletini temsilen hükümet olmak zorundadır. Hükümet de bugün itibarıyla Sayın Erdoğan şahsında temsil edildiğine göre, bu işin birinci muhatabı Sayın Erdoğan’dır. Yine geçmiş deneyimlerden bilinen, kabul gören ve devletin de resmi hafızasında meşruiyeti kayıt altına alınmış Sayın Öcalan bir başka muhataptır” dedi.
Konferans daha sonra “Dünya’da çatışma çözümü ve barış süreçleri deneyimleri” başlıklı bölümle başladı. Bu bölümde, Sinn Fein Milletvekili Francie Molloy, Avrupa’daki Filistinli Topluluklar ve Örgütler Birliği Başkanı George Rashmawi deneyimlerini paylaştı.
“Türkiye’nin İran’a karşı misyonunu yerine getirmesi için Kürtlerle iş birliği kaçınılmazdır”
Konferansın “Ortadoğu’da barış ve Kürt meselesinde demokratik çözüm” bölümünde konuşan Erbil Kürdistan Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arzu Yılmaz bölgesel gelişmelere dikkat çekti. Kürtler ve Türkiye arasında bir barışın her zaman Orta Doğu’daki jeolojik politik kırılmalara denk düştüğünü söyledi.
Yılmaz, Amerika’nın Ortadoğu’dan çekileceği yönündeki tartışmalara değindi. Amerika’nın çekilmesi halinde Türkiye’ye İran’a karşı bir rol biçildiğini ifade eden Yılmaz, “Amerika her çekiliyorum dediğinde Türkiye’ye Ortadoğu’da bir misyon biçilir. Bu misyonda her zaman İran’a karşı bir misyondur. Türkiye’nin bu misyonu hakkıyla yerine getirmesi için de Kürtlerle bir iş birliği kaçınılmazdır. Eğer Amerika çıkacaksa, Türkiye’nin Ortadoğu’da olması ve Kürtlerle bir barış yapması bir gerekliliktir” dedi.
Yılmaz, olası bir çözümde hiçbir Kürt tarafının dışarıda bırakılmaması gerektiğine dikkat çekerek “Eğer bir barış projesi bu koşullarda, bu dinamikler çerçevesinde, bir barış mekanizması kurulacaksa, bu mekanizmanın Kürt aktörlerinin hepsini kapsayıcı olmaması durumu Kürt barışına son veren bir barış anlamına gelecektir” diye konuştu.
Çandar’dan dikkat çekici ‘muhatap Öcalan’ açıklaması
Daha sonra söz alan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar ise Kürt sorununun çözümünde Öcalan faktörüne vurgu yaptı. Çandar, partisinin sık sık dile getirdiği ‘muhatap Öcalan’dır’ sözlerini eleştirdi. 31 Mart seçimlerinden sonra çözüm süreci beklentisi olduğuna dikkat çeken Çandar, “Çözüm süreci için yeni bir durum ortaya çıkacak. Şimdi bu kulağa hoş geliyor. İnsan öyle olmasını istiyor. Çözüm sürecinin yeniden ihya edilmesi, en büyük beklentilerden biri bu. Tabii bu söylendiği zaman buna ek bir iki cümle daha geliyor, tecrit kalksın, muhatap Sayın Öcalan, onunla birlikte cennetin kapılarını açalım. Biz bunu söyleye söyleye söyleye hiç başka bir politika düşünmez haldeyiz. Bütün siyasi aktivitemiz ve her şeyimiz bu” diye konuştu.
Türkiye’de önce demokratik iklimin oluşturulması gerektiğini ifade eden Çandar, şunları söyledi: “Bugün geldiğimiz noktada bir takım boş hayaller kurmayalım. Maksimalist taleplerin peşinde koşmanın manası yok. Nedir maksimalist talep derseniz, tecrit kalksın, sayın Öcalan’la müzakere başlasın. O bizim müzakerecimiz oldu. Biz ne yapacağız? Hiçbir işimiz yok. Bunu dillendirmekten gayri bir işimiz yok. Ama bir yandan bakıyorsunuz, Türkiye’de demokratik iklim olmadan, demokrasiden vazgeçelim, demokratik iklim olmadan, bu meseleler tekrar konuşulmaya başlanmadan, buna uygun bir genel durum olmadan yol almak mümkün değil. O yüzden öncelikle demokratik iklimi inşa etmemiz gerekiyor.”
“Kürt sorunu çözümden çok uzak”
Konferansın ardından VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan katılımcılar, çözümün uzak olduğuna vurgu yaptı. Çözüme en çok ihtiyaç duyulan dönem olduğunu dile getiren katılımcılar, çözüm taleplerinde ısrar edilmesi gerektiğini söyledi.