(Serbest Görüş) – Bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak amacıyla Malatya’ya gelen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, parti il teşkilatı önünde gazetecilere açıklamada bulundu. Babacan, açıklanan enflasyon rakamlarını hatırlatarak iktidara yüklendi ve “Ticarette de siyasette de “Helalinden kazanmak” diye bir kavram vardır. Ölçüde hile yapar, doğruyu söylemezseniz haram kazanç olur. Siyasette de ölçüde hile yaparsanız, enflasyonu doğru açıklamazsanız helalinden kazanmamış olursunuz. Kazandı ama helalinden kazanmadı” dedi.
Türkiye’nin çok zor bir dönem geçtiğini ifade eden Babacan, “Yakın tarihimizin en derin ekonomik bunalımını yaşıyoruz. Başta emeklilerimiz olmak üzere çiftçilerimiz, esnafımız Türkiye’nin her yerinde feryat ediyor. Türkiye’nin dört bir köşesinde kuyruklar görüyoruz. Bu kuyruklarda bekleyenlerin çoğunluğu da emekliler” değerlendirmesinde bulundu.
‘TÜİK’İN AÇIKLADIĞI MAKYAJLI ENFLASYON EMEKLİLERİMİZİ PERİŞAN ETTİ’
Babacan, enflasyonun yıllardır gerçeğinden çok daha düşük açıklandığını kaydederek, şunları söyledi: “Yıllardır gerçek gerçek enflasyonun üzerinin örtülüyor olması ve emeklilerimizin maaşlarının TÜİK’in açıkladığı makyajlı enflasyon kadar artırılması emeklilerimizin refah kaybının en önemli sebebidir. 2018-2019’dan buyana TÜİK gerçek enflasyonu açıklamıyor. Uydurma, düşük bir rakam açıklıyor. Hâlbuki gerçek hayat pahalı, gerçek enflasyon çok yüksek; gerçek enflasyon ile TÜİK’in açıkladığı enflasyon arasındaki fark kadar da emeklilerimizin refahı her sene düşüyor. Emeklilerimiz hiç bu kadar perişan olmamıştı, bu kadar derin bir yoksulluk yaşamamıştı. Emekli kirada yaşıyorsa geçinmesi mümkün değil, en temel gıda ihtiyaçlarını karşılayamaz. Ülke maalesef bu hale düştü.”
‘100 BİN KONUT SÖZÜ VERİLDİ 6 BİNİ DAHİ TESLİM EDİLEMEDİ’
Babacan, depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen sorunların hala ortada durduğunu gördüklerini söyledi. Malatya’ya depremden sonra ‘Bir yılda 100 bin konut yapılacağı’ sözünün verildiğini anımsatarak, “Şu anda anahtar teslim aşamasına getirildiği söylenen ancak teslim edilmeyen konut sayısı dahi 6 bin civarında. Sayın Erdoğan Türkiye genelinde her yerde söz verdi, Malatya’ya da söz verdi. 100 bin konut sözü verdi de 60-70 binde kalır anlarız ama 100 bin konut sözü verip de daha 6 bin konutu dahi teslim edememek gerçekten bu ülkeye yakışmıyor” dedi.
‘ÜLKEDEKİ YÖNETİM SİSTEMİ FELÇ OLDU’
“Bütün sıkıntıların temelinde kötü yönetim var” diyen Babacan, şunları kaydetti: “İş bilmez insanların yönetimi var. Bütün bu kötü yönetimlerin arkasında her yapılan işte “Kime menfaat sağlayacağız? Hangi işten kime ne nasıl rant aktaracağız?” hesabı var. Bunu en iyi Malatya yaşıyor, biliyor. Şu anda ülkedeki yönetim sistemi; bir kişiden talimat almayınca, tek bir kişiden emir gelmeyince felç olan bir sistem haline geldi. Deprem illerinden belirsizlik var, kimse ne olacağını bilmiyor. İmar planı ve sorun nasıl çözülecek kimse bilmiyor. Malatya, en çok iş yerinin yıkıldığı bir ticaret merkezi. 22 bin iş yeri sadece merkezde yıkıldı. Esnafa hala çözüm bulunamamış durumda. Esnaf, “Ben ne olacağım, iş yerim ne olacak?” diye soruyor. Çarşılar şehir için önemlidir, Malatya’nın çarşısı yıkıldı hala yok. Ülkedeki üst düze yöneticilere bakın, üç ay kuruyemişçiyi çalıştıramazlar. Üç ayda batırırlar. Herhangi bir bakkalın yanında iki ay çıraklık yapmış birisi ticaretin gerçeğini bu hükümetten çok daha iyi bilir. Şu anda gerçekten toplumdan, ülkenin gerçeğinden kopmuş bir yönetim var. Onun için olmuyor, çözülmüyor.”
‘HUKUK VE ADALET OLMADAN EKONOMİ OLMAZ’
Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geride kalan genel seçimlerde Türkiye’ye 300 binin üzerinde konut sözü verdiğini anımsattı ve şunları söyledi: “TOKİ’nin bugüne kadar konut üretme sayısı 50 bin. Yılda 50 bin konut üretiyor. “Nasıl olacak siz 300 bin konutu yapacaksınız? Hangi teknik kapasite ve parayla yapacaksınız?” dedim, olmadı. Nerede bu konutlar. Olmayınca, olmuyor. En yakın çalışma arkadaşlarımdan birini ekonominin başına koydu. 9 ay geçti, olmuyor. Hukuk ve adalet olmayınca ekonomi olmaz. Merkez Bankası bağımsız çalışmadan bu ülkede enflasyon düşmez. TÜİK dürüst, gerçek enflasyonu açıklamadan bu ülkede güven oluşmaz. Bunları anlamıyorlar. “Elimizdeki propaganda makinasıyla ne anlatırsak millet yutar” anlayışı var. Milyonlarca insanın gördüğü gerçek enflasyonu siz, gerçek enflasyondan daha düşük açıklasanız güven oluşturamazsınız. Devletin açıkladığı rakamlara insanların güvenmesi gerekir. TÜİK’in terazisi birinci damat döneminden sonra bozulmaya başladı. TÜİK doğru rakamları açıklamadı, insanlarda devletin açıkladığı rakamlara inanmadı. Pandemi ve depremden vefat edenlerin sayısı açıklandı, kimse inanmadı. Pandemide gerçek sayıları açıklamadılar. Ölüm istatistiklerini iki yıl açıklamadılar, üstünü örttüler. Böyle bir şey olur mu? Rakamda hile hurda yapana güven oluşmaz. Güven olmayınca da ekonomi düzelmez. Ticarette de siyasette de “Helalinden kazanmak” diye bir kavram vardır. Ölçüde hile yapar, doğruyu söylemezseniz haram kazanç olur. Siyasette de ölçüde hile yaparsanız, enflasyonu doğru açıklamazsanız helalinden kazanmamış olursunuz. Kazandı ama helalinden kazanmadı”
‘CUMHURBAŞKANI SOPAYI AÇIK AÇIK SALLIYOR’
Babacan, merkezi hükümetin yerel seçimler öncesi tehditlerde bulunduğunu da belirterek şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanı aba altından sopa göstermiyor, sopayı açık açık sallıyor. Hatay’a gidiyor, “Bizim belediye başkanımız kazanmazsa Hatay’da bir iş olmaz” diyor. Ordu’ya gidiyor, kendi belediye başkanının olduğu yerde “Doğalgaz gelmez” diyor. Bugüne kadar getirmedin de bugün mü aklına geldi? Belediyelerin bütçeden aldıkları gelir var, merkezi hükümet buna bir şey yapamaz. Ne kadar tehdit savururlarsa savursunlar bu belediyelerin kanuni hakkıdır. Gelirlerini alacaklar. Belediyeler kendi öz gelirlerini oluşturmada geniş bir alana sahipler. Bizim asıl kaynağımız; tasarruf ve kaynakları yerinde kullanmak”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***