Çocuklarımız için, artık en tehlikeli yerlerden biri kendi odaları. Dünyanın bir ucunda herhangi biri çocuğunuzun odasına girip onları taciz edebilir, korkutabilir, bağımlı hale getirebilir veya cinsel istismarda bulunabilir.
Geçtiğimiz hafta Amerika ’da çok ses getiren bir duruşma gerçekleşti. Sanıklar; Meta, Twitter, TikTok, Snapchat, Discord’un CEO’ları davacılar ise bu platformlar yüzünden hayatını kaybeden çocukların aileleri. Çocukların çevrimiçi güvensizliği, dünya çapında çok büyük bir sorun. Ailelerin alacağı güvenlik önlemleri ile çocuklarını çevrimiçi istismardan tam olarak koruması mümkün değil, her güvenlik önleminde istismarcılar yeni yöntemler geliştiriyor. Amerikalı senatörler çocukların çevrimiçi güvenliği için bu hafta kongreden yeni yasalar geçirmeye çalışacak. Sosyal medya platformlarına bütçelerinin bir kısmını çocukların güvenliğine harcamaları için baskı yapacak.
TikTok dışında bu platformların genel merkezi Amerika. İçlerinde en büyük sermaye payı Facebook, İnstagram ve Whatsapp platformlarının sahibi Meta şirketine ait. Bundan birkaç ay önce Meta’da çevrimiçi güvenlikten de sorumlu üst düzey yetkili Arturo Béjar, bir ifşada bulundu;
“14 yaşındaki kızımın İnstagramı kullanmaya başlamasından sonra, kadın düşmanlığı ve taciz gibi cinsel yaklaşımlara maruz kaldığını fark ettim. Kızımla konuştuğumda bütün arkadaşlarının da aynı şeyleri yaşadığını öğrendim. Şok oldum. Yapabileceği hiçbir şey olmadığını, çünkü ihbar etme hakkının olmadığını söyledi. Çocukları korumak bir buton koymak kadar basit ama Meta bunu yapmıyor. O sebeple istifa ediyorum.”
Dünyada her üç internet kullanıcısından biri çocuk. Çocukların %80-90’ı çevrimiçi istismara açık. Yaklaşık her iki çocuktan biri de çevrimiçi istismara maruz kalıyor. Çocuklar internette intihar, uyuşturucu, cinsel istismar, insan kaçakçılığı gibi tehlikelerle karşı karşıya. Amerika Ulusal Kayıp ve İstismara Uğrayan Çocuklar Merkezi’nin açıklamasına göre; 2022 yılında 32 milyondan fazla çocuk cinsel istismarı ihbarı yapıldı, bununla ilgili 88 milyon resim, video ve diğer dosyaya ulaşıldı.
Yasayı geçirmek için mücadele eden senatörlerden Josh Hawley’in baskısıyla Meta’nın sahibi Zuckerberg ayağa kalktı ve arkasını dönerek, çocuklarını kaybeden ailelerden yarım ağızla özür diledi:
“Yaşadığınız her şey için özür dilerim. Kimse ailenizin yaşadığı şeyleri yaşamamalı ve bu yüzden bu kadar çok yatırım yapıyoruz ve kimsenin yaşamadığından emin olmak için sektör çapında çaba göstermeye devam edeceğiz.”
Senatör Lindsey Graham’ın ifadesiyle “Eli kanlı Zuckerberg!” Bu özürden sonra Platform CEO’ları duruşmada çocukları korumak için ne kadar çok çaba harcadıklarını ispat etmeye çalıştılar. Sonuç olarak Twitter yöneticileri dışında hiçbiri yasalara olumlu bakmıyor.
Nedir bu yasalar?
En önemli iki tanesi STOP CSAM ve KOSA. STOP CSAM; İstismar ve Kötü Muameleden Mağdur Olan Çocukları Korumaya Yönelik Şeffaflığın ve Yükümlülüklerin Güçlendirilmesi Yasası. Bu yasa ile çocuklar, sosyal medya platformlarında zarar görmeleri durumda, bu platformlar yasal olarak sorumlu tutulabilecekler. Şu an sosyal medya platformlarına zararlı içeriklerden dolayı dava açılamıyor.
KOSA ise Çocukların Çevrimiçi Güvenliği Yasası. Bu yasayla amaçlanan filtreler aracılığıyla çocukların uygun olmayan sitelere erişimini engellemek.
Yapay zekanın gelişmesiyle birlikte çocuklar yeni bir tehlikeyle karşı karşıyalar. İstismarcılar yapay zekayla çocukların sosyal medyadaki gerçek görüntülerini onları tehdit edebilecek bir araca dönüştürebiliyorlar.
PEKİ TÜRKİYE’DE DURUM NE?
Türkiye’de en önemli sorun sanal zorbalığın etkilerinin önemsenmemesi. Veri anlamında bu konuda yapılmış kapsamlı ve detaylı bir çalışma yok. Yasalar çocukları korumak için yetersiz. Çocukları korumak için hazırlanmış Türkiye’nin de imzacısı olduğu uluslararası Lanzarote Sözleşmesi’yle mevzuatlar uyumlu değil. Sözleşmenin hayata geçirilmesi bir tarafa İstanbul Sözleşmesi gibi bu sözleşmeden de geri çekilmeyi tartışmakta hükümet.
Makro düzeyde çözümler için mücadele etmenin yanında ebeveyn olarak yapabileceklerimiz de var. Güvenlik uygulamalarıyla çocuklarımızı bir nebze koruyabiliriz. Çevrimiçi istismarda da diğer istismar türlerinde olduğu gibi etkilerini gözlemlemek mümkün. Çocuklarımızı gözlemleyip onları destekleyebiliriz.
Meliha Yıldız: “1975’te, cinsel istismar da dâhil birçok ihmal ve olumsuzluğun yaşandığı bir evde doğdu. Kırk dört yaşına geldiğinde, bir video-röportajla yaşadığı cinsel istismarı anlattı. Bu, onun için mağdurluktan aktivistliğe giden yolculuğun başlangıcı oldu. Türkiye’de, aile içi cinsel istismarın “mağdur” tarafından anlatıldığı ilk kitap olan “Kutsal Tecrit”i 2021 yılında yazdı. İkinci kitabı Uçurum Kenarındaki Salıncaklar 2023 yılında yayınlandı. Çocuğun cinsel istismarıyla ilgili yaptığı çalışmaları https://melihayildiz.org/ sitesinde paylaşmaya devam ediyor”
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***