ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM
Sadece Amerika’nın değil, dünyanın gözü dün Washington DC’deydi. Amerikan Yüksek Mahkemesi (Supreme Court) Donald Trump’ın kaderini belirleyecek olan davayı görüştü. Tarihi oturuma ve detaylarına geleceğim ancak son iki yıldır Türkiye kamuoyunu meşgul eden F-16 alım sürecine dair son dakika gelişmelerini özetleyeyim.
Malum olduğu üzere Erdoğan rejimi Türkiye’ye tarihi bir kazık atıp Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri aldı. Böylece Türkiye, üretici ortağı olduğu 5. nesil savaş uçağı projesi olan F-35’ten atıldı. Türkiye uçaksız kalınca demode F-16 savaş uçaklarından almaya çalıştı. Son iki yıldır Amerika ile bunun pazarlığı sürüyordu. İşte o pazarlıkta bugün son gün.
Eğer Doğu yakası saatiyle mesai bitimine kadar Biden yönetiminin teklifine itiraz gelmese Türkiye’nin yılan hikayesine dönen F-16 alma projesi sonuçlanacak. Tabi ki uçakların Türkiye’ye teslimi uzun yıllar alacak ama en azından yasal süreç bitmiş olacak.
Bir önceki yazıda anlattığım gibi Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul’un itirazı sonucu etkileyecek türden değil. Çok büyük ihtimalle bu tartışma Türkiye saatiyle sabaha karşı bitmiş olacak.
Dönelim girişti bahsettiğim Donald Trump’ın kaderini belirleyecek olan tarihi duruşmaya. Tarihi duruşma diyorum çünkü ABD Yüksek Mahkemesi’nin alacağı kadar sadece ABD için değil dünyanın geri kalanı için de çok önemli.
Trump’ın seçimlere katılıp katılmayacağı net değil
Çünkü olay otoriter-populist liderlere karşı demokratik sistemlerin kendini nasıl koruyacağı gibi bir tartışmaya evrilmiş vaziyette. Duruşmada neler olduğuna geçmeden süreci özetleyelim.
Bilindiği gibi Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti’nin ön seçimlerinde fırtına gibi esiyor. Görünen o ki Trump, 5 Kasım seçimlerinde Biden’in rakibi olacak. Ancak Trump’ın seçimlere katılıp katılamayacağı henüz net değil. Çünkü Colorado ve Maine eyaletleri Trump’ın başkanlık seçimlerinde bu eyaletlerdeki oy pusulalarında yer alamayacağına karar verdi.
Colorado Yüksek Mahkemesi 19 Aralık 2023’te aldığı kararla Donald Trump’ın 6 Ocak Kongre baskınında ‘başkaldırı ve isyan’ suçunu işlediğine hükmetmiş ve başkanlık seçimlerine katılmasını yasaklamıştı. Bu karardan bir hafta sonra , 28 Aralık’ta da Maine eyaleti benzer bir karar aldı.
Trump, 3 Ocak’ta konuyu ABD Yüksek Mahkemesi’ne taşıdı. Çoğunluğunu Trump’ın atadığı yüksek yargıçlardan oluşan mahkeme konuyu gündemine aldı. Bu davayla birlikte ABD Yüksek Mahkemesi tarihinde ilk kez ‘isyana karışan’ kişilerin kamu görevlerinde bulunmasını yasaklayan ABD Anayasası’nın 14. maddesini görüşmüş olacak. İşte dün gün boyu ABD’nin bir numaralı gündemi olan duruşmanın böyle bir geçmişi var.
ABD Yüksek Mahkemesi 9 yargıçtan oluşuyor ve 6 üye muhafazakar kanattan gelme. Yani Trump’a yakın bir heyet var. Ancak bu durum sizi yanıltmasın. Çünkü ABD yüksek mahkemesi yargıçları saygın kişiler ve hukuka bağlılık konusunda çok netler. Yani Türkiye’deki gibi siyasetin köpeği olan bir yargı düzeni yok ABD’de.
Nitekim Trump’ın atadığı yargıçlar bugüne kadar Trump aleyhine defalarca kararlar aldılar. Girişte alıntıladığım yazıda anlatmıştım. ABD Anayasa Mahkemesi çok güçlü bir kurum. Yargıçları çok saygın. Uygulamaları da çok şeffaf.
Şöyle ki; mahkeme oturumları internetten canlı yayınlanıyor. Yani siz çok önemli bir konuda kimin ne dediğini, hangi argümanı getirdiğini canlı canlı dinleyebiliyorsunuz.
Nitekim dün ABD medyası, saatler boyunca oturumdan canlı yayınlar yaptılar. Daha önce Halkbank ile ilgili davayı Yüksek Mahkeme’de izleyip mahkeme salonundan izlenimleri şu yazıda paylaşmaştım.
Orada da detaylı anlattığım gibi Yüksek Mahkeme salonunda oturan 9 yargıç taraflarla esaslı tartışmalara giriyor. Meselenin ruhu, felsefesi ve neden olabileceği komplikasyonlar enine boyuna tartışılıyor. Bu haliyle mahkeme salonundan çok entelektüel tartışmaların yapıldığı bir üniversite kürsüsüne benziyor.
Dünkü duruşma da önce Trump’ın avukatları söz aldı. Avukatlar hukuki argümanlarını enine boyuna anlattıktan sonra 6 Ocak olaylarını ‘isyan’ olarak tanımladılar. Trump’ın hukuk ekibine göre olaylar Anayasa’nın 14. maddesinde tarif edilen çerçeveye uymuyor. Colorado eyaletinin avukatları ise eyalet mahkemesinin aldığı kararın neden doğru olduğuna dair argümanlarını sıraladılar.
Colorado’nun avukatları temel olarak eyaletin kullandığı yetkinin demokrasiyi korumak için bir nevi ‘emniyet sübabı’ olduğunu iddia ediyorlar. Mahkeme gün boyu sürdü ve yargıçlar taraflara esaslı sorular yönelttiler.
Karar, Trump lehine çıkabilir
Salonun havasına bakarak şunu söylemek mümkün; Yüksek yargıçlar Colorado’nun argümanlarına şüpheyle yaklaşıyorlar. Bir başka ifadeyle Trump lehine karar çıkması kuvvetle muhtemel. Eğer karar Colorado lehine çıkarsa başka eyaletler de bu yönde kararlar alabilir ve işler iyice karışır.
ABD’li önde gelen analistlere göre Yüksek Mahkeme, başkanı belirleyecek bir konumda olmak istemiyor. Nitekim 2000 yılı başkanlık seçiminde son sözü Yüksek Mahkeme söylemişti. Bu yüzden Yüksek Mahkeme yıllardır ‘siyasallaşma’ tartışmalarının ortasında duruyor. Açıkçası mahkemenin Trump aleyhine bir karar alıp siyasi polemiklerin merkezine oturması beklenmiyor.
Gelelim dünyanın gösterdiği ilginin kaynağına.
Sonuçta ABD seçimleri dünyanın tamamını ilgilendiriyor. Beyaz Saray’da kimin oturduğu herkesin meselesi. Hele ki adaylardan birisi Donald Trump ise. İlk döneminde neler yaptığı da hatırlanınca herkes kendi ülkesindeki seçimlerden çok ABD seçimlerine bakıyor dersek abartı olmaz.
Dünkü oturumların felsefi yönü ise daha derin.
Soru şu; popülist otoriter liderler meşru yöntemlerle iktidara gelir ve hukuku askıya alırsa ne olacak? Böyle bir ihtimale karşı sistem kendini korumak için bir takım bariyerler koyabilir mi? ABD Yüksek Mahkemesi’nin dünkü oturumunun özü de aslında buydu.
Yargıçların sorularından, yorumlarından anladığımız şu; mahkeme siyasete müdahale anlamına gelebilecek kararlar vermek istemiyor. Yani karar Trump lehine gelecek gibi.
Denebilir ki, Donald Trump dün itibariyle başkanlık yolundaki en büyük engeli de aşmış oldu. Trump zaten ciddi bir rüzgar yakalamıştı, Yüksek Mahkeme’den lehine gelecek bir kararla daha da güçlenecek.
Öte yandan rakibi Biden ise zor günler geçiriyor. Nitekim ilerleyen yaşı ve sık sık gaf yapması destekçilerini bile düşündürüyor. Başkan Biden dün akşam kameraların karşına geçip ‘hafızam iyi’ dedi ama Demokratlar bile ikna olmuş değil. Her yönüyle enteresan bir kampanya dönemine şahit olacağız.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***